Alioskiiii...

Muhtemelen hiçbir isim söylenirken bu kadar mutlu etmemiştir muhtemelen. Sondaki i'nin uzatıldığı o an Fenerbahçe için çok uzun bir süreden sonra gelen liderliğin habercisiydi. İlk golün yeri hep başkadır ama Alioski bu kadar net vurmasa şu an bambaşka bir yazı okuyor olabilirdiniz.
Mesele biraz da bu aslında. Sonucun koşulanları fazlaca etkilemesi. Teknik direktör sadece bir gol farkla deha ya da köylü olabilir. Sadece bir gol farkla bir kulüp büyük vizyoner ya da acemi mangasına dönebilir. İyi günde hatayı, kötü günde artıları da görebilecek bir bakış açısı yakalarsak belki seviyemiz de değişir.
Kabus gibi geçen bir sezonu görece kabul edilir sezon finaliyle kapatan Fenerbahçe yeni sezona yönetmeni değiştirerek girdi. Haliyle her şey değişti. Senaryo, çekim teknikleri ve tabii oyuncular.
Arkada 3lü 4lü arası geçişler yapan defans kurgusu, arada hızlı hücumların arasında top kapma ve top kullanma mücadelesi veren orta saha ve ileride hem önde basıp hem savunmadan gelen yüksek topları almaya çalışan bir hücum hattı.
Rakip ilk iki haftaya bakıldığında Fenerbahçe'ye hem en uygun hem en tehlikeli kadroya sahip Adana Demirspor. Kanat forvetleri ve nokta santraforu Fenerbahçe'nin kademesi tam oturamamış defansı için büyük risk. Ama aynı ekibin geri dönüşlerinde sıkıntı da avantaj. Orta sahası iyi baskı yaptığı için oyunu tutmanız zor, ama ortayı hızlı geçerseniz göbekte aksayan bir stoperi var.
İlk yarı alanı savundu Fenerbahçe. Rakibin hızlı topçularına kademe kademe her alanda baskı yaptığı için pozisyon vermedi. Emre Mor'un bireysel becerisi penaltıyı ve ilk golü, rakibin iyi analiz edilmesinin sağladığı doğru yerde baskı ikinci golü getirdi.
İkinci yarı atak ısrarıyla 3'ü de buldu Fenerbahçe.
Ama ondan sonra Doktor Jeykl ve Bay Hide sendromu geldi.
Oyun karakterine uygun olarak farka bakmaksızın önde gol arıyordu Fenerbahçe.
Ferdi'nin şutunu kaleci tutup hızlı çıkardı ve en büyük defo birkaç saniyede ortaya çıktı.
Geçiş hücumu 3 topta penaltıya gitti.
Kim Min Jae'nin yerinin dolması zor diyorduk ya, işte tam bu yüzden.
Kalabalık hücumların dönüşünde hızlı geçebilen takım bunu yaşatabilir.
Hoca o an ortalama herhangi bir Fenerbahçeliye sonra oyuncu değiştirirdi. Çünkü ortalama her Fenerbahçeli, daha Belhanda ara topunu attığı an onun gol olacağını, maçın da krize gireceğini anladı. Bu sahadaki oyundan değil, Edirne'den Ardahan'a Yeni Zelanda'dan Brezilya'ya tüm Fenerbahçelilerin enerjisinden. O endişe zihinlerden tribüne oradan sahaya birkaç saniyede iner. Ayaklar bağlanır, çıkan takım çıkamaz olur. Oldu da.
Sonra aynı noktaya atılan aynı ara pasını defalarca gördük. Her ayrıntıyı düşündüğünü binlerce kez gösteren hoca şaşırtıcı bir şekilde geç müdahale etti. Aslında oyuncu değiştirdi ama Onyekuru önlemi bu değişikliklerde yoktu.
Rakitski biraderim o saçma tekmeyle kırmızıyı görmese kriz büyüyebilirdi. Büyümedi.
Var müdahalesi kırmızıyı, o serbest vuruştan yapılan orta da Alioski'nin golünü getirdi.
Not alalım, çok lider potansiyelli bir topçu Alioski. Motivasyonu çok yüksek, takımdaşlık duygusu, camiam sahiplenmesi var. Sahada da demeçlerinde de bunu yansıtıyor. Birkaç maça oraya yerleşir.
Çok uzun bir aradan sonra lider oldu Fenerbahçe.
Ben de burada o liderliği kutlamak yerine vıdı vıdı ettim uzun uzun.
Ama bir sor niye ettim.
Siz etmeyin diye sizin yerinize ettim.
Çünkü bunca vıdı vıdının arasında Fenerbahçe'nin en olumsuz yanlarının değiştiğini görebiliriz.
Sene başındaki yıkıcı kayıplardan doğrulmayı öğrendi mesela.
Hocaya güvenmeyi öğrendi.
tribün son yılların en ağır sıcağına rağmen gümbür gümbür takım arkasında durdu.
Var o kırmızıyı görmezdi, gördü.
Belhanda ve Onyekuru'nun tahriklerinde tribün mutlaka sahaya bir şeyler atar oyun iyice kontrolden çıkardı. Atılmadı, çıkmadı.
Hoca ve oyuncular o tahrikleri gördü, sahada birebir yanıtını verdi.
Kadroya sürekli katılım oluyor, hoca o katılımlara göre denemeler yapıyor, sakatlık olduğunda çözüm üretmeye çalışıyor.
Mesela hiç görmediğimiz kadar çok duran top organizasyonu yapıyor Fenerbahçe.
yakın uzak serbest vuruşta, kornerde, heç mar yeni bir set görüyoruz.
Belli ki çalışılıyor.
Katıldığımız katılmadığımız birçok tercih olabilir. Ben Arda oynasın isterim mesela, Crespo'dan vazgeçilmesini anlayamam.
Ama hep dedim yine diyorum, kararı hoca verir.
En azından burada hepimiz aynı noktada buluşabiliriz.
Şimdi bir yandan özlenen liderliğin tadını çıkaralım, bir yandan Pedro'lu kadro denemelerini bekleyelim. King dönünce ne olacak, diye merak edelim, Ferdi'ye Arda'ya yeni mevkiler arayalım, acaba santrafır değil de stoper mi daha acil diye aramızda konuşalım, ama her ne olursa olsun kararı hocaya bırakıp iyi düşünelim.
İyi günler lider...

Etiketler
Fenerbahçe