Şehrin Kalbinde Huzurlu Bir Mola: Köşebaşı

Geçtiğimiz günlerde bir akşamüstü yolum Nakkaştepe’den geçiyordu rotamı hemen Köşebaşı’nın yeni açılan şubesine çevirdim.

Bahçede Boğaz’a nazır bir masa seçtim.

Manzara adeta bir tablo gibiydi.

Gün batımının renkleri suya yansırken, köprünün yavaş yavaş yanan ışıkları, Kız Kulesi’nin silueti ve karşı yakadaki tarihi doku ile birleşince bu lezzetli geceyi unutulmaz kıldı.

Serin esintiyle birleşen manzara şehrin keşmekeşinden yorgun düşen ruhumu fazlasıyla doyurdu.

Adana ve Tarsus mutfağından ilham alan Köşebaşı’nın alıştığımız lezzetlerinden oluşan menüsü beni yine şaşırtmadı.

Kendi bostanından gelen taze sebzeler, menüyü hem doğal hem de zengin kılıyor.

Başlangıç olarak muhammara, bonap ve yeşil elmalı kereviz sipariş ettim.

Muhammara, ceviz ve nar ekşisinin dengeli uyumuyla ferah bir tat sunuyordu.

Bonap, baharatın hafif yakıcılığıyla damağımda hoş iz bıraktı.

Yeşil elmalı kereviz ise taze ve hafif bir lezzet olarak öne çıktı; elmanın ekşiliği, kerevizin yumuşak dokusuyla harika bir denge yakalamıştı.

Ara sıcak olarak servis edilen İçli Köfte ince dış hamuru ve iç harcının dolgun lezzetiyle belli bir standardın üstündeydi.

Lahmacun ise çıtır çıtır hamuru ve harcının dengesiyle mest etti.

Ana yemek olarak Terbiyeli Şiş, Şaşlık ve şefin spesiyali Gevrek Kebap denedim.

Terbiyeli şiş, etin yumuşaklığı ve marinasyonun hafif aromasıyla beklentilerimi fazlasıyla karşıladı.

Şaşlık ise yumuşacık dokusu ile her lokmada oldukça dengeli bir tat sunuyordu.

Gevrek kebap ise adını hak eden bir lezzetti; dışının çıtır dokusu, içinin sulu ve aromalı haliyle damağımı fethetti.

Restoranın bahçe alanı, manzarayı doya doya yaşamak için ideal.

Ancak şu aralar akşam serinliğinde hafif bir ceket almanız faydalı olabilir.

Yemeğinizin sonunda manzaraya karşı bir Türk kahvesi içmeden masadan kalkmayın.

Boğaz’ın serin esintisiyle birleşen kahvenin kokusu kesinlikle yaşadığınız deneyime boyut katıyor.