Dünyadaki Mars: Wadi Rum

İşte çölde bir kum taneciğine bakarak, evrendeki soluk mavi dünyamızı görürsünüz; sonra o soluk mavi dünya için kanlı kavgaları düşünürsünüz ve daha sonra çöldeki kum tanesine yeniden döner bir hiçlik hissine kapılırsınız.

- "Bana çölümü anlatın", der Ulu Han,

- "Çok çorak bir bölge efendim", der tüccar, "su yok, hayat yok..."

- "Bir kuş bile yok", der diğeri...

- "Evet kuş bile yok", diye devam eder tüccar, "orası adeta bir ölüm denizi Ulu Han"

Ulu Han'ın yüzüne bir gölge düşer.

- "Aslında hayat dolu bir yer", diye söze girer tüccarın oğlu ve devam eder, "Geceleri duyarsınız. Süzülerek yer değiştiren kumlar sürekli şakırdar. Sesler tıpkı ruh gibi. İnsanı kendine çekmeye ve yolu şaşırtmaya çalışır. İnsanlar orada bu yüzden ölür. Uygurlar buna şöyle der: Hayalet kum şarkı söylüyor"

Hayatı boyunca göremeyeceği kadar geniş toprağa sahip Kubilay Han, Taklamakan Çölünü geçen tüccarlardan ülkesini öğrenmek ister. Tüccarın oğlu Marco Polo'nun, Kubilay Han'a çölü böyle anlattığı hikaye edilir.

Dünyadaki Mars: Wadi Rum - Resim : 1

HAYALET KUMUN ŞARKISI

Taklamakan Çölü'nden binlerce kilometre uzaklıktaki Wadi Rum'da da "hayalet kumun şarkısını" duyduk. Gecenin ıssızlığında ve şafağın pembesinde çadırlarımızın üzerinde süzülen, dönerek şarkı söyleyen kum tanecikleri, bizi pencereye koşturacak kadar mükemmel yağmur sesi taklidi bile yapıyordu.

Wadi Rum, bir diğer adıyla Wadi Ramm'ın ismini Kur'an-ı Kerim'de Fecr suresinde adı geçen kayıp İrem şehrinden aldığına inanılıyor. Ancak, “Rabbinin Ad kavmine ne yaptığını görmedin mi? ‘Yüksek sütunlar’ sahibi İrem’e ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi.” (Fecr Suresi: 6-8) sözleriyle anılan şehrin ise, 1990'larda Yemen - Umman toprakları içerisinde bulunan arkeolojik kalıntılar olduğu tahmin ediliyor. Wadi Rum ise, tarih öncesi çağlardan beri - daha önceki yazılarda da anlattığım Nebatiler de dahil olmak üzere - pek çok kültürün yerleştiği, izlerini, yazılarını bıraktığı bir bölge.

Dünyadaki Mars: Wadi Rum - Resim : 2

LAWRENCE'IN VADİSİ

Ancak buranın en ünlü siması ve burayı batıya tanıtan isim Arabistanlı Lawrence adıyla bildiğimiz İngiliz subay Thomas Edward Lawrence. Birinci Dünya Savaşı esnasında çölde bir bedevi gibi yaşamayı benimsemiş Lawrence, çok etkilendiği Wadi Rum'u daha sonra yazdığı Bilgeliğin Yedi Sütunu adlı kitabında anlatırken; yüksek ve keskin tepelerin şekillerini birer birer tanımlıyor, Wadi Rum'a hakim olan kızıl renge vurgu yapıyordu. Lawrence'in ifadesiyle, kademeli kızıl tepelerin içerisindeki gri kubbelerle çevrili vadi, sanki bir törensel yol gibiydi.

Dünyadaki Mars: Wadi Rum - Resim : 3

Arabistanlı Lawrence'ı anlatan 1962 tarihli ve aynı adlı filmdeki Wadi Rum'un çöl manzaraları bu bölgenin ve dolayısıyla Ürdün'ün turizm endüstrisini o günden beri harekete geçirmiş. 1963'te 7 Oscar kazanan Arabistanlı Lawrence filmi, bir klasik olarak sinema tarihinde yerini aldı. Lawrence'i oynayan ve gerçekten de benzerliği ile dikkati çeken Peter O'Toole bu filmle şöhret olmuşsa da, film Ömer Şerif, Alec Guinness, Anthony Quinn, Jose Ferrer gibi oyuncuların yer aldığı bir yıldızlar geçididir. Filmin Osmanlı ve Türkleri biraz aciz ve olumsuz göstermesi nedeniyle olsa gerek, Türkiye'de gösterimi 1962'de yasaklanmış, ilk kez 1990'da Star TV Türkçe dublajlı olarak yayınlanmıştı.

Wadi Rum'da Arabistanlı Lawrence'in kaldığı ev, gezdiği yerler turistik birer nokta olarak tanıtılıyor. Arabistanlı Lawrence'ın öyküsünü, Osmanlı-Arap ilişkilerinde ve bölgenin şekillenmesindeki rolünü, Hicaz Demiryolunu ve Akabe'nin kaybedilmesini haftaya daha detaylı bir yazıya bırakarak Wadi Rum'u diğer özellikleriyle anlatmayı sürdürelim.

EKO-MACERA TURİZMİ

Wadi Rum, Ürdün'ün en popüler turistik yerlerinden biri. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda turist geliyor. Tıpkı Petra'da olduğu gibi burada da turizm Bedeviler'in elinde; özellikle de en büyüklerinden biri olan Zalabieh kabilesinde. Turlar, rehberler, konaklama ve tesislerini onlar işletiyor. Çölün, güneş ışıklarıyla her saat renk değiştiren eşsiz manzarasında 4x4 turlar, develerle ya da atlarla gezintiler, yürüyüşler, kaya tırmanışları gibi doğa sporları, meraklılarını buraya çekiyor. Bölgedeki tesislerin çoğu Bedevi kampı şeklinde tasarlanmış. Güneşin doğuşu ve batışı büyük bir görsel şölen. Sabah erken güneşin doğuşunu yakalamak isteyenler, bütün gece süzülerek şekil değiştirmiş kum tepeciklerinin üzerinde kahve fincanlarıyla bekliyor. Akşam ise güneşin batışına yetişen turist kafileleri, ellerinde içecekleriyle, içkileriyle seriliyorlar çöl kumlarının üzerine...

Dünyadaki Mars: Wadi Rum - Resim : 4

DÜNYA'DAKİ MARS

Coğrafik yapısı nedeniyle dünya sineması için cazip bir film platosu haline gelen Wadi Rum'un bir özelliği de Hollywood tarafından Dünyadaki Mars olarak seçilmiş olması. Zira bir filmde Mars gezegeni konu edilecekse ilk akla gelen yer Wadi Rum oluyor. Bu da bölgenin turistik açıdan ilgi çekmesini kat be kat artırmış. 2012 yılı yapımı bilim-kurgu korku filmi Prometheus'un ve 2013'te Exodus'un bazı sahneleri için Wadi Rum'a gelen ABD'li yönetmen Ridley Scott burayı Mars olarak aklına yazmış olmalı. "Wadi Rum'u seviyorum, Mars olarak görünebilecek en iyi manzara" diyen Ridley Scott, 2015 yılında Marslı (The Martian) filmini çekmek için Wadi Rum'a set kuruyor. Filmin başrol oyuncusu Matt Damon Wadi Rum hakkında "Oraya hayran kaldım. Gerçekten çok özeldi. Şimdiye kadar gördüğüm en muhteşem ve güzel yerlerden biri ve Dünya'nın başka hiçbir yerinde gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor" demiş. 2035 yılında Mars'ta mahsur kalan astronot Mark Watney'in yaşam mücadelesini anlatan film hakkında, ünlü ABD'li gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan'ın yine bir bilim insanı olan eşi Ann Druyan'ın "yaşasaydı Marslı filmini çok severdi" dediğini biliyoruz. Carl Sagan aynı zamandı dünya dışındaki yaşam ile ilgilenen ve çeşitli dönemlerde uzaya mesajlar bırakılmasını organize eden bir bilim insanıydı.

EVRENDE KUM TANECİĞİ

14 Şubat 1990 tarihinde Voyager I uzay aracı 6 milyar kilometre uzaklıktan Dünya'nın fotoğrafını çekti. Görünen boyutu bir pikselden daha düşük olan Dünya, uzayın yalnızlığında kameraya yansıyan güneş ışığı bantları arasında küçük bir nokta olarak görünüyordu. Carl Sagan bu fotoğrafa Soluk Mavi Nokta adını taktı ve bu fotoğrafın sunumunda şu sözleri söyledi:

"Bu nokta bizim evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun içinde bulunuyor... Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün ... Şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... Anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar da yoğun!"

Bu sözler bana Kubilay Han'ın, hiç görmediği ve göremeyeceği topraklarını, hayal bile edememe çaresizliğini hatırlatır. Marco Polo'nun seyahat anılarını anlattığı Milione adlı kitabından esinlenen Kübalı yazar Italo Calvino, Görünmez Kentler'de Kubilay Han'a atfen şöyle der:

"İmparatorların yaşamında bir an vardır: Zapt ettiğimiz uçsuz bucaksız toprakların verdiği gurur duygusunu, bu diyarları tanımak ve kavramaktan yakında vazgeçeceğimizi bilmenin hüzün ve rahatlığını izleyen andır. Bir duygu vardır... O ana dek bize harikalar harikası gibi görünen İmparatorluğun sonsuz ve biçimsiz bir yıkıntı olduğunu, çürümüşlüğünün asamızın kurtaramayacağı kadar kangrenleştiğini, düşman krallara karşı kazanılmış zaferlerin bizi onların ağır, uzun yıkımlarının mirasçısı kıldığını keşfettiğimiz bir umarsızlık anıdır bu..."

Dünyadaki Mars: Wadi Rum - Resim : 5

İşte çölde bir kum taneciğine bakarak, evrendeki soluk mavi dünyamızı görürsünüz; sonra o soluk mavi dünya için kanlı kavgaları düşünürsünüz ve daha sonra çöldeki kum tanesine yeniden döner bir hiçlik hissine kapılırsınız.

Haftaya, işte o yeni topraklar kazanma ve güç elde etme uğruna akıtılan kanların sahne olduğu bir savaşa, Birinci Dünya Savaşı'na döneceğiz zaman tünelimizde...

Etiketler
Melda Onur Kavga