İmamoğlu 5 yıl önce neler vaat etti, neleri yaptı, neleri yapamadı

Seçime yaklaşan sıcak gündemde bu vaatler sık sık kon u edildiği için ve benim de bu vaatler hala aklımda tazeyken, ne vaat edilmiş, ne hayata geçirilmiş, vaatler dışında ne çiviler çakılmış, kısaca söz edeyim tartışmaya katkım olsun dedim.

Şehrin ve Başkan’ın 5 Yılı kitabına başlarken bir çıkış noktam da, İmamoğlu’nun 2019’da çok geniş bir yelpazede sıraladığı vaatlerini ne ölçüde gerçekleştirebildiği idi. Her konu başlığında vaatlerini ve geçekleşmeleri İmamoğlu’na ve ilgili yöneticilere sordum ve cevaplarını yazdım. Bu sürede çok yoğun bir kaynak taraması yapmıştım ve 5 yıl boyunca iktidar medyası bu vaatleri İmamoğlu’nun başkan oluşunun yıl dönümlerinde tek tek sıralıyor ve “bunu da yapmadı, şunu da yapmadı” diye çentik atıyordu; ben de İmamoğlu’na sormak için bunları biriktiriyordum. Aslında mantığın ortadan kalkmadığı tuhaf zamanlarda yaşamasak, İmamoğlu’nun vaatlerinin bir kısmının 5 yıl, bir kısmının da ikinci ya da üçüncü İBB Başkanlık dönemini öngördüğünü anlarız. Oysa iktidar medyası büyük ölçekli sayılabilecek projelerin “gerçekleşememe” durumunu daha İmamoğlu’nun birinci yılında sorgulamaya başlamıştı; ancak böyle olunca liste yıllar geçtikçe küçüldü, azaldı; yapılanlar yazılmadı ama yapılmayanlara “tik” atılmaya devam edildi.

5 YILIN ÖTESİ

Seçime yaklaşan sıcak gündemde bu vaatler sık sık kon u edildiği için ve benim de bu vaatler hala aklımda tazeyken, ne vaat edilmiş, ne hayata geçirilmiş, vaatler dışında ne çiviler çakılmış, kısaca söz edeyim tartışmaya katkım olsun dedim. Ama önce vaatlerinin büyüklüğü ve yaygınlığı konusundaki ilk tartışmalara kısaca bakalım:

Ekrem İmamoğlu, 13 Haziran 2019 tarihli Kentsel Gelişim Çözümleri Toplantısı’nda sıraladığı vizyon ve vaatlerini ulusal ölçekteki bir siyasetçi gibi ortaya koymuştu: "İstanbul’un sektörel gelişme bölgelerini yerleşim yerleri ile ilişkilendirerek topyekûn bir kalkınma sağlayacağız. İstanbul’da belirlediğimiz turizm, tarım, ticaret, hizmet, sanayi, finans, lojistik, enerji sektörlerinde uzmanlaşmış bölgeleri, yerleşim alanlarıyla birlikte ele alacak ve bu bölgelerde gerekli altyapı yatırımlarını yaparak bu sektörleri destekleyeceğiz. İstihdam sorununu çözeceğiz." Öte yandan 5 yıllık hedef koymadığını söylüyordu zaten: “İstanbul için elbette 2030-2050’ye dair vizyonlarımız ve ilkelerimiz var. Ve gelecek tahayyülünü toplumun tüm kesimleriyle paylaşıp, katılımcı bir şekilde geliştireceğiz.”

“UZAYA ÇIKACAĞIZ” DEMEDİK

Ekrem İmamoğlu’na “Bir belediye başkanı olmanın ötesinde mi vaatte bulunmuştunuz” diye sordum. Yanıtını özetleyerek aktarayım: “Hayalci hiçbir vaatte bulunmadık. Taahhütlerimizin ve vaatlerimizin tümü gerçekti, gerçekleştirilebilirdi. Ama ekonomik sebepler, ama iktidarın uygulamalarından dolayı gecikmiş işlerimiz olabilir. Elbette biz daha çok metro yapmak isteriz. 15 demişizdir de 10 tane yapmışızdır. Öte yandan İstanbul vaatlerimiz sadece bir 5 yıllık dönemi de kapsayamaz. Gelecek tahayyülü vardır orada. Örneğin kuzeyde yeşil kuşak gibi bir taahhüdümüz vardı. Neydi bu, çok uzun vadeli, belki 2050’yi bulabilecek, kendi içinde büyük dönüşüm hatları olan, kentsel dönüşümü de kapsayan yeni bir yeşil kuşak. Tam da İstanbul’a yakışan vaatleri, taahhütleri insanlarımızın önüne koyduk. Ama mesela ‘uzaya çıkacağız’ demedik.

VİZYON VAATLERİ

Vaat deyince genelde rakamsal büyüklükler, metro, konut, park, yol vs. akla geliyor ama vizyon açısından da vaatler önemli ve yerine getirilmesini ölçmek öyle kolay olmuyor. İmamoğlu’nun ilk vaatleri bunlardı: Başta katılımcılık ve bununla birlikte şeffaflık, eşitlik. Bu üç konuyu gittiği her yerde söyledi. “İstanbul’u İstanbullularla yönetme” sözü verdi. Bunun da ilk somut adımı olarak 2006 yılında yönetmeliğinin çıkmasından beri Kent Konseyi oluşturmayan İBB’nin ilk kent konseyini kurarak attı. AKP iktidarının çıraklık dönemlerinde sarıldığı ancak post-ustalık dönemlerinde küçümsediği çalıştaylar da katılımcılığın bir başka boyutu. İBB Meclisini canlı yayına açarak ve bütçe performanslarını düzenli paylaşarak şeffaflık vaadini tutmaya, İBB’de yerel eşitlik eylem planını hayata geçirip, her parti seçmeni için eşitliği vurgulayıp, herkesin hizmet alabileceği İnanç Masası oluşturarak da hizmette eşitliği sağlamaya çalıştı.

“SEÇİLMİŞ YÖNETİM, İSTANBUL’U YÖNETEMİYOR”

Peki tüm bunlar katılımcılık vaadini karşılıyor muydu? Şehir Plancıları Odası Başkanı Doç. Dr. Pınar Giritlioğlu’nun yanıtı aslında yalnızca katılımcılık değil vaatlerin genelindeki gerçekleşme engellerini de özetliyordu: “Tabii önemli olan katılımcı çalışmaların ne kadarının kente aktarılabildiği. Ama bunun bütün yükünü İBB yönetimine yüklemek çok doğru değil. Çünkü bu süre zarfında iktidar da kendi adımlarını attı. Mesela elinden kaçırdığı yerleri farklı kararlarla eline aldı. Bakın bugün İstanbul’un yüzde 60’ını neredeyse merkezi idare yönetiyor. Bu sıkıntılı bir durum. Seçilmiş bir yönetim var ve kentin büyük bir kısmını yönetemiyor.”

Gelelim daha somut konularda vaatler ve çakılan çivilere. Bu günkü vaatleri Binali Yıldırım ile katıldığı programdan alalım:

KADIN VE ÇOCUK VAATLERİ

Kadın ve çocuklarla ilgili vaatlerinin en konuşulanlarından biri "Hızlıca 150 kreş açacağız” oldu. Şubat itibarıyla bu sayının 100 kreş olduğunu biliyoruz. Pandemi koşulları ve yer konusunda İBB meclisinde yaşanan güçlükler sayılırsa hiç de fena bir oran değil. Üstelik AÇEV ile birlikte oluşturulan bu kreşlerin özel kreşler tarafından da beğeniyle izlendiği söyleniyor. Hiç kreş açmamış İBB için 5 yılda kaliteli 100 kreşe ulaşmak kime sorsanız başarıdır. Kadın istihdamı konusunda ise İmamoğlu, işe önce İBB’nin her seviyesinde kadın yönetici atayarak ve çeşitli meslek kollarında kadınlara yer vererek başladı. İtfaiyeden çıpacıya dek kadın emekçilere rastlıyoruz artık. Enstitü İstanbul ile meslek edindirmelerden tutun da kreşler yoluyla kadın istihdamında verilen sözler yerine getirildi.

EĞER KURUM SAMİMİ İSE

Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma vaadini hayata geçirdi. Bunu Murat Kurum 0-6 yaşa çıkarıp babalara da tanımayı vaat eetti. Çok güzel ama iyi niyetlerini şimdiden şöyle gösterebilirler: Bu imkandan yararlanan annelerin İstanbul’da İBB dışında yani Ulaştırma Bakanlığının sahip olduğu Marmaray gibi toplu taşımalardaki ücretsiz geçişlerinin bedelini İBB’den tahsil etmeyerek işe başlayabilirler.

ŞİDDETE KARŞI VAATLER

Devam edelim: “Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız” dedi, ama olamadı. Gerçekten de ilk yapılmak istenen Sağlık Bakanlığı ruhsatlı ve merkezi idare ile koordineli çalışan bir Cinsel Şiddet Kriz Merkezi kurmaktı. İBB Kadın bu konuda Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Türkiye Aile Planlaması Vakfı, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) gibi birçok dernek ve kurumla bir araya geldi ve defaten bir yönerge hazırladı, “bize bu vakalar geldiğinde nasıl çalışacağız” diye bir hayli kafa yordu. Ancak Cinsel Şiddet Kriz Merkezi tam anlamıyla bürokratik olarak askıda kaldı. Bunun üzerine İBB Kadın aynı sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu merkezi Cinsel Şiddetle Mücadele Danışmanlığına çevirdi. Yine İmamoğlu’nun vaatleri arasında bulunan ve kampanya süresince sıklıkla tekrarladığı kadın sığınma evleri Kadın Dayanışma Evi olarak hayata geçirildi. 40 kadın kapasiteli bir Kadın Dayanışma Evi hizmet veriyor. 33 kadın kapasiteli bir diğerinin yapımına da ben kitabı hazırlarken devam ediliyordu. Vaatlerde olmayan daha pek çok destek var.

KENT YOKSULLUĞUYLA MÜCADELE VAATLERİ

Bakalım kent yoksulluğu konusunda söylediklerine: "Ucuz ve sağlıklı gıda, ulaşımda indirim, suda indirim. Eğitim, geçim, evlilik, sofra, işsizlik destek paketiyle mevcudun beş katına çıkaracağız. Açlık sınırının altındaki ailelere maddi destek sunacağız. Okullarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya desteğimiz var. Bölge İstihdam Ofisimize kayıt yaptıran 200 bin işsiz gencimize iş bulacağız. Ücretsiz ulaşım desteği sunacağız. 25 yaş altı öğrenci olmayan gençlere yüzde 40 indirim yapacağız.”

UCUZ VE GÜVENLİ GIDA

“CHP’li belediyeler gelirse sosyal yardımlar kesilir” algısının sona ermesiyle bu konudaki vaatler AKP medyası tarafından pek dillendirilmek istenmiyor. Ancak Aday Murat Kurum, “onlar girme diyorlar ama bu konuya gireceğim” deyip Kent Lokantalarını fena halde küçümsüyor. Oysa kitabı hazırlama sürecinde herkesin en çok dikkatini çeken hizmet Kent Lokantaları olmuştu. Öte yandan çocuklara Halk Süt organizasyonu ile vatandaşa Halk Ekmek organizasyonu ile dar gelirlilerin ucuz ve sağlıklı ekmeğe daha kolay ulaşması sağlandı. Bu arada vatandaşın sofrasına giden ekmeğin buğdayı ile çocuğun bardağına dolan süt doğrudan kooperatiflerden ve küçük üreticilerden alındığı için kent ve kırsal yoksullukla mücadelede bir zincir oluşturuldu. Bunun benzeri fide üretimi ve İstanbul köylerindeki çiftçilerin desteklenmesi ile de yapıldı.

SOSYAL YARDIMLAR DÜŞTÜ MÜ

İktidar medyasında İBB’nin sosyal yardım bütçesini düşürdüğü yönünde çok fazla haber yapılıyordu. Bunu İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Enif Yavuz Dipşar’a özellikle sormuştum. “Sosyal yardım bütçemiz tam 16 kat arttı. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı İBB’nin tek yardım yapan birimi de değil. Ulaşımda yapılan sosyal yardımlar bizim bütçeden gitmiyor mesela. 65 yaş üstünün ücretsiz ulaşımı, anne-bebek ulaşımı bizim bütçeye dahil değil. Onların da bu toplam bütçeden sayılması gerekir. Bizim 2024 bütçemiz 6,5 milyar” dedi. İBB Sosyal Hizmetler, sosyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve psikolojik danışmandan oluşan bir sosyal hizmet ekibi ile İstanbul’da her gün 3 bin kadar haneyi ziyaret ediyor ve tespit yapıyor. Vatandaşın gelir durumuna bakıyorlar, eğitim durumuna bakıyorlar. Çocuğun okullaşmasıyla alakalı bir sıkıntı var mı? Ailede engelli var mı, yatağa bağlanmış bir engelli var mı? Gazi var mı, ailenin şehidi var mı, yaşlısı var mı gibi çok detaylı gözlem yapılıyor. Örneğin bir evde bir şiddet vakası gördüklerinde kadın-aileye aktarıyorlar veya gittikleri evde bir çocuk istismarı gördüklerinde çocuk korumaya bildiriyorlar. Daha sonra çeşitli sosyal hizmet destek paketleriyle bu hanelere destek oluyorlar.

YOKSULLAŞAN İSTANBUL

İBB’den sosyoekonomik destek almak için ayda 20 bin başvuru oluyormuş. “Peki İBB Sosyal Hizmetlerin haritasına göre nereye doğru yoksullaşıyor İstanbul”, diye sordum? “İstanbul’un her yeri yoksullaşıyor. Sosyoekonomik olarak daha iyi durumda diye bilinen ilçeler, mahallelerden bile artık telefon aldığımız haneler var. Örneğin Kadıköy’de yaşlı nüfusun artmasıyla beraber, emekli maaşına mahkum kalan insanlar da bizden yardım istemeye başladı” dedi. Belediyede daha önceleri bütün çalışmalar hane bazlı yapılıyormuş. Örneğin çadırda yaşayan bir roman vatandaş yardım alamıyormuş. “Hane olması gerekmiyor” yaklaşımıyla bu hizmeti derin yoksulluğa doğru iyice genişletmişler.

İNDİRİM VAATLERİ

İmamoğlu’nun ulaşımda indirim, suda indirim vaatlerine gelirsek; 0-4 yaş çocuklu annelerin ücretsiz gezmesi dışında öğrenciler de yüzde 82 indirimli seyahat ediyorlar. Murat Kurum gelir de vadettiği yüzde 40 indirimi yaparsa bir hayli zamlanmış olacak. İmamoğlu’nun seçim vaatlerinden birisi de “İstanbullunun suya harcadığı parayı azaltacağız” sözüydü. İSKİ’nin 2023 Eylül verilerine göre İstanbul 30 büyükşehirle kıyaslandığında 16. Sırada görünüyor. Konutlar için belirlediği 1. Kademe yani en düşük su ve atık su ücretinin metreküpe İnsani Su Hakkı indirimi de uygulanınca İstanbul bu sıraya oturuyor. Evrensel bir hak olarak ‘su faturasının ödenebilirliği ilkesine göre bu rakam asgari ücretin belli bir oranını geçmemesi gerekiyor. İstanbul’da bu oran ödenebilirliği seviyesinin altında bulunuyor. (Eylül 2023 itibarıyla 15 metreküp su tüketimi için %2,65). İmamoğlu’nun yönetime geldiğinde başlattığı İnsani Su Hakkı Kullanımı indirimi, önce Sayıştayca durduruldu ama Cumhurbaşkanı Kararı ile yeniden uygulanmaya başlandı.

EĞİTİMDE VAATLER

Eğitimle devam edelim: Okullarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya desteği vaadi vardı. Sosyal Hizmetlerin 'Okul Beslenme Desteği ' kapsamında günlük 5 bin adet beslenme dağıtılıyor. 2020 yılında hazırlanan İstanbul Kentsel Analiz Raporu’na göre, İstanbul'da yoksul haneler aylık gelirlerinin yarısından fazlasını gıda ve barınmaya harcamak zorunda kalırken, eğitime bütçe ayırmakta güçlük çekiyor. Ancak varlıklı haneler daha yüksek oranda eğitime ve kültüre bütçe ayırabiliyor.

Burslar konusunda Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının çok çeşitli sosyal yardım paketleri var. Bu burslardan 4 yılda yararlanan kişi sayısı 200 bin kişiye yaklaşmıştı. Şu an sayı artmış olmalı. Daha önce İBB’nin burs verip vermediği konusunda karşıt görüşler olsa da görünen o ki varsa da çok dar kapsamlı kalmış bu kadar yaygın burs verilmemiş. En önemli eğitim katkısı ise yapılan çok kaliteli 14 tane kız ve erkek öğrenci yurtları. 20’ydi vaadi, yüzde 75 gerçekleşmiş oldu.

İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM

İmamoğlu Bölge İstihdam Ofisimize kayıt yaptıran 200 bin işsiz gencimize iş bulacağız, demişti. Bakalım ne yapmış: İBB Bölgesel İstihdam Ofisleri kurdu. Geçen yılın Nisan ayı verilerine göre Burada 100.000 İstanbullunun özel sektörde iş bulmasına destek olunduğu belirtiliyor. Öte yandan İBB Kariyerin paylaştığı bilgiye göre Bölgesel İstihdam Ofisleri üzerinden 30.000 kişilik istihdam yaratıldığı ifade ediliyor.

SAĞLIK VAATLERİ

Ekrem İmamoğlu’na vaatlerin gerçekleşme durumlarını sorarken özellikle sağlık alanından örnek vermişti. Doğrudan aktarıyorum: “Doğum evleri ve kadınların hamilelik sürecinde destek alacakları merkezleri açmak gibi bir projemiz vardı. Ama Sağlık Bakanlığı böyle bir projeyi reddetti, ‘böyle bir yer açamazsınız’ dedi. Bu gibi bazı projeler için devletin farklı kurumlarından ‘yasal olarak yapamayacağımızı’ bildiren yanıtlar aldık.” Peki bunlar siyasi tavır mı, yoksa teknik olarak yapılamaz mıydı?” diye sordum, yanıtını özetleyerek aktarayım: “Büyük oranda siyasi tavır. Ama verdiğim örnekte bile yapılabilir, aslında isterse bize o izni verebilir. Ankara Belediyesi’nin belediye hastanesi vardı. Aynısından Esenyurt’a açmak istedik, oraya izin verilmedi. Ama mesela Fatih’te yıllardır var.”

DEVAMI GELECEK

Vaatlerin devamını bir sonraki yazıya bıraktım. Zira içinde altyapı, üstyapı, deprem, konut, kentsel dönüşüm, yeşil alanlar, tarihsel mirasa sahip çıkma gibi ağır konular var. Bu konular bu yazıya sıkıştırılamayacak kadar önemli. Haftaya devam edeceğiz.