Atı alıp Üsküdar’ı en hızlı geçen millet olarak namımız ve şanımız yürüyor!

Özetle! Dünden bugüne atı alıp Üsküdar’ı en hızlı geçen millet olarak nam saldığımıza göre soralım! Atı alan Üsküdar’ı her zaman geçer mi?

Yeşilden griye dönen, orman yerine bina dikilen, fidanların yerinde AVM’ler yükselen topraklarımızda gün geçmiyor ki yeni bir müjdeyle uyanmayalım!

Ne şanslı bir ülkeyiz diye sevinirken, zamanlama ne kadar manidar dedirten açıklamaları duyarken, her seçim öncesi birden bire ve aniden bulunan gazlarla, fışkıran petrol yataklarıyla, altın rezervleriyle mutlu olurken…

Akçakoca’dan Konya’ya, Adıyaman’dan Sakarya’ya, Şırnak Cudi dağlarından Trabzon Sürmene’ye, Güneydoğu’dan Trakya’ya, Silivri’den Karadeniz’e ve en son olarak Çaycuma’da bulunan ve değeri 1 trilyon dolar olan 58 milyar metre küp doğalgazla ayağımız yerden kesilip havalara uçarken…

Daha ne isteriz? Ya da daha ne olsun? Artık evlerde daha rahat ısınıp, daha az fatura ödeyip, tüm kışlık giysileri, battaniye ve hırkaları dolaba kaldırıp keyif yapacağız, hasta olmayacağız, grip ve soğuk algınlığını tarihe gömeceğiz. Yaşasın!

Petrol ve gazın fışkırma dönemlerine bakınca insan acaba diyor ülkemizde daha mı sık seçim yapılsa! Çünkü bu meretler seçim öncesi fışkırmayı seçiyor da! Yöneticiler her seçim öncesi yaptıkları açıklamalarda; “Türkiye tarihinin ve Cumhuriyet tarihinin en büyük doğalgaz keşfini gerçekleştirdi!” diyor ya! Bu durumda Suudi Arabistan’dan üç misli fazla gaza sahip oluyoruz ya! O bakımdan yani…

CB; “İhracatımız 254.2 milyar doları bularak yüzde 12.9 arttı” diyor! Ama ithalatımızın 364.4 milyar doları bulduğunu, dış ticaret açığının yüzde 138 artarak 110.2 milyar dolara çıktığını söylemiyor! 14 yılda 4 bin 86, son 1 yılda 348 kadın öldürüldüğünü göremeyen yönetim İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldırıyor. Sosyal Doku Vakfı Başkanının; “Kadınlar kocalarından dayak yedikleri için şükretmelidir!” sözünü yargı görmezden geliyor. Tüm bu sıralananlar hangi anlama mı geliyor? Güç, kuvvet, kudret, kasa, para, söz bende ne istersem onu yaparım. Kurum, kural, kadro tanımam, vaktim ve nakdim bol, yeterli ve değerli olan benim demek oluyor…

Hal böyle iken öneri paketsiz olmaz!

AKP’li Uşak Belediye Başkanı kendisine dokunmatik ekranlı, hava durumunu ölçen kameralı, kızıl ötesi kontrollü, hareket detektörlü, su vanalarını uzaktan yönetecek dokunmatik ekranlı otomasyon duvar panelli, motorlu kapı kilitli makam odası yaptırdı ya! Mevzuata aykırı da olsa, hesabı sorulmasa da maliyeti 50 milyon liranın üstüne çıktı ya! Bu haberi duyunca;

Bir öneride bulunarak ve fakat yanılma dileğimizi fonda tutarak diyoruz ki!

Afganistan’da “Kadın Bakanlığı” kapatılıp yerine “Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanlığı!” kuruldu ya! Onlardan örnek alıp ya da ilham alarak bizde Uşak Belediye Başkanını “Makam Odaları Döşeme Bakanı!” mı yapsak? Çünkü zatı şahaneleri hem deneyimli, hem zevkli, hem öngörülü, hem de işi biliyor. Bu arada ilave edelim, başkan omuz masajı yapan makam aracı siparişi vermeyi de unutmasa iyi olur! Ne dersiniz?

Politik hırsları arşı alada olan, özgüvenleri tavan yapan, kabına sığmayan, cevvallikte sınır tanımayan, ataklıkta yükseklere oynayan, esip gürleme şampiyonu büyüklerimize soralım! Milyarlarca lira borcu olan belediyelerin lüks ve pahalı makam aracı merakını nasıl açıklıyorsunuz? Yoksa üzüm üzüme bakarak mı kararıyor?

Yazıya noktayı Cumhuriyet’ten Nuhsal Işın’ın çizgileri koysun. Erkek eve büyük bir sevinçle gelerek, kapıyı açan karısına; “Hanım müjde. Yeni bir doğal gaz rezervi daha keşfedildi!” diyor. Kadın; “İyi de bey, hani ekmek!” diyor. Bu karikatüre bakınca bize de derin ahlar çekmek düşüyor…

Özetle! Dünden bugüne atı alıp Üsküdar’ı en hızlı geçen millet olarak nam saldığımıza göre soralım! Atı alan Üsküdar’ı her zaman geçer mi?

Etiketler
Üsküdar