Gıda Afet ve Acil Durum Planı Neden Yok?
"AKP iktidarı, Türkiye’nin gıda alanındaki risklerini belirlemiyor. Risk şiddetini tespit etmiyor. Bu risklerin gerçekleşme ihtimaline karşı Gıda Afet ve Acil Durum Planı hazırlamıyor."
İki yıl önce 11 kentimiz yıkıldı. Marmara’da deprem bekleniyor. Ege sürekli sallanıyor. Yanardağ patlama riski var. Kış kurak geçiyor. Ülkenin koruma altına alınmış sulak alanları kuruyor. Erozyon tarım topraklarını götürüyor. Gıda alanında iyi yetişmiş emekçiler yok oluyor. Birçok acil durum ve afetle mücadele ediyoruz. Mücadele etmek için bir plan yok.
KRİZ YÖNETİLEMEZ DURUMDA
Türkiye Afet Müdahale Planı var. Plandan çok temenniler listesi. Görevler belli. Görevin ana sorumluları belli. Çözüm ortağı olan kurumlar belli. Nasıl uygulanacağını bilen kimse yok. Görev alacak personeller de belli üstelik. Onlar da nasıl yapacağını bilmiyor. Anksiyetesi olan, kan tutan kamu personeli afet görevlisi.
Erozyon, afet değil. İyi yetişmiş emekçi bulunamaması da ulusal gıda güvenliği seviyesinin düşmesi de AKP’nin kaderciliği. Bir şey yaşanırsa kaderin önüne kimse geçemez. Akkuyu’da nükleer santral yapılması ve Yunanistan’da yanardağ patlaması da bir afet ya da acil durum olarak görülmüyor. Onu da eklemek gerek.
AKP iktidarı, Türkiye’nin gıda alanındaki risklerini belirlemiyor. Risk şiddetini tespit etmiyor. Bu risklerin gerçekleşme ihtimaline karşı Gıda Afet ve Acil Durum Planı hazırlamıyor.
KİMSE BİLMİYOR
Alarm üretebilen bir sistem yok. Belirli aralıklarla riskleri gözden geçiren bir ekip yok. Öngörüler oluşturup bütün temas noktalarını bilgilendirecek ve önleyici uygulamaları devreye alacak bir mekanizma yok. Kime ne sorumluluk verildiği de belli değil. Sorumluluğunu yerine getirmediğinde neyle karşı karşıya kalacağı da.
Bilinen ve yapılanlar da var. Sorumluluğu bulunmayanları suçlamak. Sorumluları saklamak. Manipülasyon çalışmaları yürütmek. Okların sorumluya döndüğü noktada kaderci olmak.
Nereye kadar böyle devam edecek?