Demek ki afet bölgesinde gıda güvenliğini sağlayamıyormuşuz

Gıda güvenliğinde yaşanabilecek en ufak sorun afet bölgesinde yaşanabilecek salgın hastalık oranını artırabilir, toplu gıda zehirlenmelerine neden olabilir.

Bugüne kadar hep şanslıydık. Büyük afetler yaşadık fakat daha iyi hava ve lojistik koşullarda, daha koordineli müdahalelerle atlatmaya çalıştık. Bu sefer öyle olmadı. Maraş’ta, en kötü hava koşullarının birinde, herkes uyurken yaşanabilecek en büyük afetlerden biri yaşandı.

Depremin ardından gördük ki ortada bir kriz planı da koordinasyon da yok. Bir afetin hemen ardından arama-kurtarma faaliyetiyle eşgüdümlü gerçekleştirilmesi gereken işlerden birisi hatta en önemlisi bölgeye güvenilir gıdaların sevk edilmesi ve sahra mutfaklarının kurulması olmalı. Gıda güvenliğinde yaşanabilecek en ufak sorun afet bölgesinde yaşanabilecek salgın hastalık oranını artırabilir, toplu gıda zehirlenmelerine neden olabilir.

Afetlere yönelik bir gıda güvenliği stratejisi yok

Bir afetin ardından iki gıda güvenliği kriziyle karşı karşıya kalırız. Birincisi, mevcut altyapının aniden yok olması, bölgedeki gıda stoğunun tükenmesi veya gıda kaynaklarının bozulması nedeniyle ortaya çıkan akut gıda güvensizliği krizi. İkincisiyse, akut gıda güvensizliği döneminin sona ermesine rağmen gıda güvenliği risklerinin devam ettiği kriz dönemi.

Bu krizlerle karşı karşıya kalmamak için yapılması gereken şey aslında çok basit. Her sokağa ya da toplanma bölgesine, o bölgedeki yurttaşların yüzde 20 fazlasına yetebilecek kadar acil durumlar için özel üretilmiş gıda ve içme sularıyla dolu konteynerler yerleştirmek. Bu acil durum gıda ve sularının 20-25 yıl kadar raf ömrü bulunuyor. Bu gıdaları üretemiyoruz da stoklayamıyoruz da. Bu büyük bir zafiyet.

Silahlı Kuvvetler ve Kızılay’ın gıda üretimi ve gıda güvenliğine yönelik kabiliyeti yok edildi

Silahlı Kuvvetler’in de yerinde gıda üretim kabiliyeti yok edildi. Kışlalardaki gıda üretimi gıda firmalarına ihale yoluyla taşeronlaştırıldı. Acil durumlarda kullanılan sahra mutfaklarının yerini yine özel gıda firmalarından ihaleyle satın alınan konserve gıdalar aldı. Gıda güvenliğini denetleyen Gıda Müfreze Komutanlığı yapısı kapatıldı. Bütün bunların yanında EMASYA ve DAFYAR Protokolleri’nin de kaldırılmasıyla bir afete karşı Silahlı Kuvvetler tamamen hazırlıksız hale geldi. Maraş depreminin üzerinden bir haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen afet bölgesinde gıda kontrol hijyen subaylarını da göremedik.

Kızılay’ın kendine ait sahra mutfaklarının ve mutfak personellerinin yerini de bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda bağışlanan mobil aşevlerinin ve çok az sayıda personelin aldığını görüyoruz. Üretimini gerçekleştirdiği konserve gıdaların da son tüketim tarihi takibini bile yapamadığını da görmüş olduk. Kızılay’ın gıda güvenliği yönünden eksik fakat gelişmekte olan bir altyapısı vardı. Bu iki kurumun yapısına verilen zararlar en önemli altyapıyı ve acil durum kabiliyetini elimizden aldı.

AFAD sahra mutfakları kuramadı, gıda güvenliğini sağlayamadı

AFAD’ın birkaç krizde gözlenen tecrübesizliği ve koordinasyonsuzluğu bu sefer tamamen gün yüzüne çıktı. Bu kadar büyük bir afette turizmi tamamen kapatıp bu alanda görev yapan mutfak personellerini afet bölgesine çağıramadı. Öte yandan sahra mutfaklarına ve acil durum gıdalarına da sahip olmadığı da görülmüş oldu.

Maraş Depremi’nden 10 ilimizde 13,5 milyon yurttaşımız etkilendi. Bu 10 ilimizin ortalama 700 mahallesi bulunuyor. Kentlerimizin hasar görmesinin yanı sıra AFAD’ın bir planının ve altyapısının olmaması nedeniyle ilk günler gıda ve suya erişimde ciddi zorluklar yaşandı. Yurttaşlar dayanışma gösterip tırlarla afet bölgesine gıda ve su gönderdi. CHP’nin yönettiği büyükşehir belediyeleri de kendi altyapılarıyla bu çabaya dahil oldu. Tırlar engellenmeye çalışıldı, kent girişlerinde bekletildi. AFAD koordinasyonunda afet bölgesinde gıda güvenliği sağlanması için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan 266 personel çağırıldı. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’nın görev alma taleplerine de yanıt verilmedi.

Gıda lojistiği sermayenin insafına bırakıldı

Afet bölgesi ve etkilenen yurttaşlarımızın sayısı oldukça büyük. Dayanışma tırlarıyla gönderilen gıda ve suların ihtiyacı karşılamakta yetersiz kaldı. Bu aşamada kriz planı çerçevesinde gıda firmalarının ürettiği gıdaların ihtiyaç olanına AFAD tarafından el konulup afet bölgesine sevk edilmesi gerekirdi. Bu da yapılmadı, gıda sermayesi de ilk birkaç gün bu dayanışmaya katılmadı. Yurttaşların sermayeye tepki göstermesinin ardından bölgedeki yurttaşlarımızın gıda ve su ihtiyacına sermaye destek olmaya başladı.

Afet bölgesinde ciddi seviyede gıda güvenliği sorunları bulunuyor. Bu risklerin makul seviyelere indirilmesi için bir çalışma başlatılmış değil. Devam eden ciddi bir hijyen sorunu da var. Sorunların toplu gıda zehirlenmesine dönüşmesi afetin boyutunu katlayacak. Bunu kavrayabilmiş değiliz.

Etiketler
Muş Salgın