Çiftçinin, besicinin, gıda emekçisinin kalbine dokunabiliyor muyuz?

Bir ile gidileceği zaman o ildeki en iyi otellerden birinde kalmak değil, o ilin bir köyündeki Mehmet amcalarda, Ayşe teyzelerde kalmazsam çok darılırlar diyebilmek, uçak yerine karavan kullanabilmek gerekiyor. Halkın partisi artık radikal kararlar almalı.

Şimdi özeleştiri zamanı. Beş yıl bağına, bahçesine, işletmesine misafir olmadığımız yurttaşı birkaç haftada her şeyin değişebileceğine ikna etmeye çalıştık. Gıda bir sorunlar yumağı ve gıda politikaları tasarlamak da diğer alanlarda politika tasarlamaktan çok daha zor.

CHP’DE GIDA POLİTİKALARI BİLEN KİMSE YOK

CHP’nin MYK’sında, PM’sinde, Gençlik ve Kadın Örgütü’nde ve vekilleri arasında gıda politikaları alanında çalışan bir gıda mühendisi bile yok. Gıda politikalarını geçtim gıda mühendisi bile yok. Bu noktada gıda-tarım alanına temas eden komisyonların, çalışma gruplarının, üzerinde çalışılan gıda politikalarının hiçbir anlamı kalmıyor. Çünkü her şey çok eksik kalıyor.

Gıda politikalarını, tarım politikalarının altında değerlendirmek günümüz dünyasında mümkün değil. Öncelikle bunu kabul etmek gerekiyor. Gıda hukukunu, gıda demokrasisini, kooperatifleşmeyi, gıda lojistiğini ve diğer birçok dalında çalışabilmek için çok ciddi bir ekip gerekiyor. Genel merkezde oturan bir ekip değil. Bağ, bahçe, işletme dolaşan bir ekip.

YEREL ÜRETİCİ DEĞİŞİME İNANMIYOR

İnanmıyorlar çünkü değişim birkaç sihirli sözcükle olacak bir şey değil. Ülkenin gıda politikalarına karışabilen küresel sermaye nasıl olacak da yerel üreticinin önünden çekilecek? Yerel üretici bağını, bahçesini nasıl koruyacak? Ürettiği ürünleri hangi pazarda doğrudan yurttaşla buluşturacak? Bunlar yanıtlanması gereken çok ciddi sorular. Biz politika hazırladık al işte demekle olmaz, gıda politikalarında yerel üreticinin de katkısı olacak. Kendi fikrini orada görecek yerel üretici.

Gıda emekçileri, gıda mühendisleri işletmelerde çok ciddi sorunlar yaşıyorlar ve bu sorunların altında boğuluyorlar. Çoğu emeğinin karşılığını hiçbir şekilde alamıyor. Sermaye sahibi yasa falan dinlemiyor, parasını katlayabilmek için her yolu deniyor. Şimdi bu insanlara “Bak yasayı koyduk daha yapmayacaklar.” denilerek olmaz bu işler, bütün gıda işletmelerini gezmek lazım.

HER GÜN KÖY KÖY GEZMEDEN TÜRKİYE DEĞİŞMEZ

5 yılda bir, birkaç hafta belirli başlı yerleri gezerek hiçbir şey değişmez Türkiye’de. Seçim olsun olmasın köy köy gezmek, yurttaşla dostluk kurmak, her sorununu dinlemek gerekiyor. Bir ile gidileceği zaman o ildeki en iyi otellerden birinde kalmak değil, o ilin bir köyündeki Mehmet amcalarda, Ayşe teyzelerde kalmazsam çok darılırlar diyebilmek, uçak yerine karavan kullanabilmek gerekiyor. Halkın partisi artık radikal kararlar almalı.