Tarih bir kez daha kafiye yaparken...

Sepya renklerdedir bu sahneler. Geçmişe dair, hatırlamanın rengidir. Solmuş fotoğrafların rengidir. Bir bilimkurgu izleriz ama sinematografik tercihler, bize yaşanma olasılığı olan bir distopyayı, yaşanmış olanlar üzerinden anlattığını açık eder.

“Kötülük işkencecilerde değil, sıradan insanların işkence yapmasına izin veren bir sistem oluşturan elleri temiz adamlarda.“ der Hannah Arendt.

Ve George Orwell der ki; “Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçekleri söyleyenlerden o kadar nefret eder.“

Tarih bir kez daha kafiye yaparken... - Resim : 1

Film boyunca bol bol karşılaşacağımız Umberto Eco’nun faşizmin 14 özelliği listesini kısaca hatırlamakta fayda vardır:

Anti modernizm
Eylem için eylem.
Uzlaşmazlık hainliktir.
Farklılık korkusu.
Aldatıcı dil.
Popülizm .
Toplumsal hüsrana başvuru
Entrika.
Gelenekçilik.
Düşmanın hem güçlü hem zayıf olması.
Barışçıl politika karşıtlığı.
Güçsüzü aşağılama.
Kahramanlık eğitimi.
Maçoluk ve silahlanma.

Ve sloganlar..

“Geçmişi kontrol eden geleceği de kontrol eder”
“Bugünü kontrol eden, geçmişi de kontrol eder.”
Hep söylerim..
Tarih geçmişle ilgili bir şey değildir.
Gelecekle ilgilidir.
Egemenler tarafından, bir gelecek tahayyülü ile, bugünü manipüle etmek için bugünden geçmişe doğru yazılan bir şeydir.
Halkı görürüz.
Devasa bir Platon’un mağarasına tıkılmışlardır.
Ve şunları duyarız :
“Burası bizim ülkemiz
Bir barış ve bolluk ülkesi
Bir ahenk ve ümit ülkesi
Burası bizim ülkemiz.”

Faşist retorik...

“Bunlar bizim insanlarımız” derken görüntüye çalışan eller hakimdir, yüzü görünmeyen.
Korporatist üretimin kutsanmasıdır.
Sonra makineyle süperpoze çelik iradeli bir adam,
İşçiler, çalışanlar, inşaatçılar
“Makineleşmek istiyorum.”
“Bizim” insanlarımız , bu iyelik eki çok tehlikelidir.
Sahiplik ve efendilik vardır alt metinde.
Buradaki “biz” de ben ve bana itaat edenler anlamındadır.
Yine ufka bakan, sıra sıra genç sağlıklı erkekler, yanan bir bina ile süperpozedir.
Faşizmin ateşine atılacak gencecik fidanlar.
Sepya renklerdedir bu sahneler.
Geçmişe dair, hatırlamanın rengidir.
Solmuş fotoğrafların rengidir.
Bir bilimkurgu izleriz ama sinematografik tercihler, bize yaşanma olasılığı olan bir distopyayı, yaşanmış olanlar üzerinden anlattığını açık eder.


Bir kez daha Mark Twain’i hatırlarız:

“Tarih tekerrür etmez, ancak kafiye yapar.”

Tarih bir kez daha kafiye yaparken... - Resim : 2

Etiketler
Film faşizm 1984