Hatice Turhan Bir Bilinmeyeni Yazdı: Nusret, Kimin Çırağıydı?
O ünlü Nusret’i Bostancı Kasaplar Çarşısı'ndaki küçük dükkanda yaptığı çıraklıktan bilirim. Ustası ise hepinizin tanıdığı bir başka ünlü isimdi.
Adı her yerde. Nerede popüler bir durum var ise hemen orada beliriveriyor. Ve belli ki başkalarının alın teri dökerek kazandığı başarılardan kendi de nemalanmak istiyor. Sanki çaba gösteren kendisi. Yaptığı tek şey ise en son Fenerbahçe'nin basketboldaki Avrupa şampiyonluğunda olduğu gibi yöneticilere yemek sunması.
Fenerbahçe Basketbol takımı Avrupa Şampiyonu olmuş. Başkan hak edilmiş kupayı kaldırırken, bir anda ortaya çıkıp kupanın bir tarafından tutuveriyor. Kimse “Neden?” diye sormuyor. Ben size nedenini söyleyeyim. Çünkü Acun Ilıcalı’nın yakın arkadaşı. Kupanın alınmasındaki tek desteği Acun’a yemek servisi yapmak. Bu durum milyonlarca Fenerbahçeliye ve başarı için ter çıkmadık noktası kalmayan sporculara ayıp.
Son olarak Şampiyonlar Ligi partisinden kovulmuş. Çünkü davetsiz girmeye çalışmış. Daha önce de hatırlarsınız, Dünya Kupası finalinde sahaya girmişti.
Nusret Gökçe belli ki, medya delisi olmuş. Tanıtım yoksa ticaret yok mantığında. Yaptığı şey ise belki iyi bir et ustası olması. Ama bu ona yetmiyor.
Nusret Gökçe’yi 90'lı yıllardan tanıdığımı hatırladım birden bire.
Bostancı Kasaplar Çarşısı'nda ufacık bir dükkan. Soğuk hava bölümü hariç olsa olsa 15 metrekare. 3x5 dikine içeri doğru uzanıyor. Kapıdan girince hemen sol tarafta et reyonu başlıyor. Dükkanın eni olan 3 metrenin yarısı tezgah, diğer yarısı ise müşterilere kalıyor. Tezgahın bitiminde ise tam kapıya karşıdan bakacak şekilde kasa duruyor.
Dükkanın ismi ise “Günaydın Kasap.” Sahibi, ünlü et ustası, iş adamı Cüneyt Asan. O yıllarda ufak bir kasap dükkanı sahibi. Çırağı ise Nusret Gökçe.
Cüneyt Asan ağzı çok laf yapan, bilgili bir adamdır. O zamanlar en büyük kozu, dükkanın önüne kurduğu mangaldı. Et almaya gelen müşterilerine tadım için birkaç parça sunardı. Müşteri bir yandan mangaldan atıştırır, diğer yandan siparişini ikiye katlardı. Cüneyt Asan’ın o zamandan aklımda kalan bir lafı, “İstesem bütün kasaplar çarşısı kadar iş yaparım. Ama komşularımı zor duruma düşürmek istemem” di. En büyük merakı ise Galatasaray’dı. Konuşma konularının yarısı Galatasaray üzerineydi.
Kimi zaman dükkanın içinde bir kuzu yavrusu dolaşırdı. Evet farkındayım “garip” bir görüntü ama durum böyleydi.
Zamanla Nusret Gökçe, ustasının yanından ayrıldı, kendi işini kurmaya adım attı. Derken tanınmış iş insanı Ferit Şahenk ile tanıştı. Sonrasında sosyal medya gazıyla başarı geldi.
Kader eski usta Cüneyt Asan ile Nusret Gökçe'yi ilginç bir şekilde bir araya getirdi. Çünkü söylentiler, usta ve çırağın arasının hiç de iyi olmadığı yolundaydı.
Cüneyt Asan, o ufacık kasap dükkanından kendisine bir ortak bularak çıktı. Sonrasında ünlü restoranlar zinciri Günaydın’ı kurdu. Yüzlerce dükkana ulaştı. Ve bir gün ortakları kendi hisselerini bankacılıktan uzaklaşıp eğlence sektörüne girmek isteyen Ferit Şahenk’e sattı.
İşte eski usta Cüneyt Asan ile çırak Nusret Gökçe yine aynı çatı altında bir araya gelmiş oldu.
Bazı zamanlar, insanın “Nereden-nereye” diyesi geliyor.