Ahmet Hakan’a Dokunan Yanıyor
Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Süper lüks yatlardan çektiğini hiç kimseden çekmedi. Daha önce o dönemki patronu Aydın Doğan’ın yatında görüntülenmiş ve bir hayli de tantana yaratmıştı. O zaman onu hedef alanlar şimdi onu korumaya çalışanlardı. Veya tersi. Her iki cümle de doğru.
Son olarak da Turizm Bakanı ve Turizm Bakanlığının yanı sıra Türkiye’nin en büyük tur operatörü sahibi Mehmet Nuri Ersoy’un yatında görüntülendi. Sadece yatla kalsa iyiydi. Yat bir Yunan limanındaydı. Kamuoyunda Türkler Yunanistan’a tatile gidiyor tartışmaları sürerken Turizm Bakanının başka bir ülkenin limanında tatil yapıyor olması tabii ki dikkatlilerden kaçmadı .
Bu yazımın iki yönü olacak birincisi Ahmet Hakan ikincisi bir turizm bakanının başka bir ülkede tatil yapması.
Hükümetin etkili ve yetkili isimleri kimi zaman Ahmet Hakan’a röportajlar veriyor. Daha önce de Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkal konuşmuştu hatırlarsınız. O röportajdan sonra Hafize Hanım yerinde duramadı ve ayrılmak zorunda kaldı. Ahmet Hakan bir anlamda Hafize Hanımın son röportajı olmuştu. Şimdiki durumda da büyük zahmetlere girerek Türkiye’den kalkıp ta Yunanistan’a giderek bir röportaj gerçekleştirildi. (Yo bence yanılıyorum o yatın içinde bakanla birlikte oraya gitmiştir orada buluşacak hali yok ya.)
Bakana sorulan sorular ayrı tartışma konusu. Ama sorulmayan bir soru var ki bence onu sormalıydı Ahmet Hakan. Belki de misafir olduğu için kibarlık etti. O soru da şu olmalıydı: “Bir turizm bakanının başka bir ülkede tatil yapması doğru mudur?” Üstelik Yunanistan gibi tartışmalı bir yerde. Anladığım, güya bakan kimseye haber vermeden gitmişmiş, Yunanların bile haberi yokmuşmuş, Yunanların bile haberi olmayan şeyden Ahmet Hakan yüzünden yakalanmış. Belli ki tanıyan bir Türk fotoğrafını çekmiş.
Bakan Bey’in kırmızı pasaportu vardır diplomatik. Ahmet Hakan’ın vize derdi yoktur. Dolayısıyla her ikisi için de kolay bir tatil olmuşa benziyor.
Umarım Bolu’daki otel yangınından beri çok yıpranmış olan Mehmet Nuri Ersoy’un son röportajı olmaz bu röportaj. Çünkü bu durum sağlık bakanının gidip bir Yunan hastanesinde tedavi olması gibi bir şey.
Yazımın ikinci yönü ise Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un 'Türk turizmi can çekişiyor' diye haykırırken başka limanlara yelken açması. Gerçi yelken açma bir deyim çünkü altındaki yat süper lüks bir Motoryat. Yani yelkeni yok, motorla gidiyor. Çok daha pahalı ve çok daha hızlı. Marmaris’te genç delikanlılarımız erkek arayan ihtiyar İngiliz turistlere dans şovu yaparken, esnafımız nefes alamazken turizm yerleri, oteller yardım çığlıkları atarken bir bakanın böylesi bir görüntü sergilemesi inanın büyük sıkıntı.
40 yıllık meslek hayatımın tecrübesiyle kendisine bir dostluk yapayım. Çünkü mevcut danışmanlarının aklı ermez. Biri kendisini bu yüzden eleştirir ise diyeceği şey belli: “Rakibimizin zayıf yönlerini incelemek için kılık değiştirerek gizlice gitmiştim.“
Kendisi Türkiye’nin en büyük tur operatörü sahibi. Çok büyük ve çok çok lüks otelleri var. Belli ki parasını da kazanıyor. Belki bakan olmasa turizmin bu halinden o da şikayet edecek. Bu tür siyasi kişiliklerin -Mehmet Nuri Ersoy tam olarak siyasi bir kişilik de değil iş adamı da aynı zamanda- böylesi tablolar içinde olmaması gerekiyor.
Yoksa maazallah biri soruverir valla: “Orada ne işin vardı yahu” diye.