Unutma değerlerini diğerleri yüzünden: Sivas Katliamı

Toplumsal hafızamızda bir travma olarak yer edinmiş olan bu katliamın, sanat alanında yeteri kadar işlenen bir konu olmadığını görüyoruz. Ülkede sansür uygulamaları hız kesmezken, bütün sanat dalları bu durumdan nasibini alıyor.

“Bak Aydın, firavunlar piramitlerin içindeki tabletleri kırdılar. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in ordusu bütün kütüphaneleri paramparça ettiler. Ama dünya insanlık tarihinde hiçbir zaman düşünürler, yazarlar, aydınlar bir binaya toplanıp, üzerlerine benzin dökülmedi. Bu bizim ayıbımız.”

Rıfat Ilgaz

Oğluna bu sözleri söyleyen Ilgaz, Sivas Katliamı’nın yarattığı acıya dayanamayarak olaydan beş gün sonra hayata veda etti. 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ ta bulunan müzisyen, yazar ve öğrencilerin kaldığı Madımak Oteli, radikal İslamcılar tarafından ateşe verildi. Bu korkunç hadise sonucunda otuz yedi insan hayatını kaybetti. DYP ve SHP ittifakıyla kurulan hükümet yaşanan olaylar karşısında tepkisiz kalırken, halk olup biteni televizyondan izlemek zorunda kaldı. Olay sonrasında sanık avukatlarının birçoğu milletvekili seçildi ve Sivas Katliamı davası 2012’ de zaman aşımı nedeniyle düştü.

2008 Yılında Genco Erkal’ın yazıp yönettiği ve Dostlar Tiyatrosu ekibiyle sahnelediği Sivas 93, konuya dair başarılı bir temsil olarak karşımıza çıkmıştı. Çağdaş sahneleme tekniği ve koreografisiyle etkileyici bir oyun. Tarihsel gerçeklikten sapmadan, Aziz Nesin, Ataol Behramoğlu, Metin Altıok, Behçet Aysan ve Uğur Kaynar’ın şiirlerine yer vererek izleyicide çarpıcı bir etki bırakan, belgesel tiyatro türünde olmasına karşılık, didaktik bir üslup benimsemeyen ve seyirciyi bir an olsun sıkmayan Sivas 93’ü dijital platformlardan erişim sağlayarak izleyebilmek mümkün.

Ancak toplumsal hafızamızda bir travma olarak yer edinmiş olan bu katliamın, sanat alanında yeteri kadar işlenen bir konu olmadığını görüyoruz. Ülkede sansür uygulamaları hız kesmezken, bütün sanat dalları bu durumdan nasibini alıyor. Belki tepki çekmekten, belki maddi yetersizlikten, belki de hassas bir konu olduğu için eleştirilme korkusundan... Sebep her neyse, bu olayın sinemada fazla yankılanmadığını görüyoruz.

CARİNA’NIN GÜNLÜĞÜ :MADIMAK

Unutma değerlerini diğerleri yüzünden: Sivas Katliamı - Resim : 1

2015 Senesinde Ulaş Bahadır’ın yönettiği ve senaristliğini üstlendiği Carina’nın Günlüğü: Madımak, katliamın çok bilinmeyen bir öyküsünü izleyiciye sunuyor. Filmde kadının toplumdaki yerini incelemek için Hollanda’dan, Türkiye’ye gelen araştırma görevlisi Carina Cuanna, ailesi ve erkek arkadaşının uyarılarına rağmen beş aylık bir maceraya atılıyor. Türkiye’nin tehlikeli bir bölge olduğunu söyleyen yakın çevresine karşılık, Ankara’da kaldığı ev ve ziyaret ettiği yerlerde misafirperverlikle karşılanan Carina, bu coğrafyada yaşayan insanların çelişkisine yakından tanık oluyor ve karşılaştığı manzaraları günlüğüne not ediyor. 2 Temmuz günü Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılan Carina, Madımak Oteli’nde hayatını kaybediyor.

Tuzluçayır Cemevi Başkanı, bir ziyaret sırasında Ulaş Bahadır’a Carina’nın günlüğünü hediye ediyor. Hikâyeyi okuyan yönetmen, olayı bu perspektiften ele almak istiyor. Fakat Mustafa Alabora, Altan Erkekli, Füsun Demirel gibi deneyimli oyuncuların destek verdiği film, gösterildiği tarihte eleştirilerin hedefi oluyor. Hafızalara kazınan bir fotoğraf olan, Uğur Kaynar, Metin Altıok, Behçet Aysan’nın Madımak Oteli’nin merdivenlerinde oturduğu kare, filmde farklı gösteriliyor ve Uğur Kaynar yerine Hasret Gültekin’e yer veriliyor.

Filme dair fragmanlar medyada yer alınca konuyla ilgili bilgilendirmek için Uğur Kaynar’ın abisi ve yakınları yönetmeni uyarıyor fakat Ulaş Bahadır bu uyarıları dikkate alıp filmde herhangi bir değişikliğe gitmiyor. Böylesine hassas olan bir mevzuda daha özenli davranmak gerekir. Figüran oyuncular, yapay kurgu, Denise Ankel’in, Carina Cuanna’ ya benzememesi, yardımcı oyuncuların performansı gibi nedenlerle izleyiciyi uzaklaştırsa da çok sayıda ismin iyi niyetle yer aldığı, ilginç bir hikâye Carnina’nın Günlüğü.

KAYGI

Unutma değerlerini diğerleri yüzünden: Sivas Katliamı - Resim : 2

2017 yılına gediğimizde ise Kaygı filmi ile karşılaşıyoruz. Yönetmenliğini ve senaristliğini Ceylan Özgün Çelik’in üstlendiği ve başrolünde Algı Eke’nin oynadığı film, meseleyi günümüzle paralel bir açıdan ele alıyor. Hasret (Algı Eke) 30’lu yaşlarında, Tek TV isimli bir kanalda çalışır. Belgesel kurgusu yaparken, departmanı değiştirilir ve haber kurgusu yapması istenir. İletişim sıkıntısı, yapılan haberlerin gerçeği yansıtmaması ve taraflı oluşu yüzünden hiç istemediği bu bölüm onu bunalıma sürükler. Kanalın adından da anlaşılacağı üzere Tek TV, günümüzde de tek dil olmuş iktidar medyasını temsil ederken, hasır altı edilen olaylar Hasret’in içinde bir patlamaya sebep olur. Bu geçiş ile eş zamanlı olarak yıllardır trafik kazasında kaybettiğini düşündüğü anne babasının ölümünü araştırmaya başlar. Ancak onların öldüğü tarihe dair hiçbir veriye ulaşamaz. Sanki o gün tarihten silinmiş gibi karanlıktayken, zamanla olayın perde arkasını keşfetmeye başlar.

Filmde diyaloglar samimi bir dille aktarılıyor. Karakterlerin kendi arasında geçen tartışmaları üzerinden güncel eylemselliği tekrar sorgulatıyor. Yönetmen Çelik’ in senaryosunu da başarıyla kaleme aldığı filmi, kadının toplumdaki yeri, kentsel dönüşüm gibi meseleleri ezbere kaçan ifadelerden ziyade, olay akışında göstererek, sorgulama alanı açıyor. Kaygı, çok derinlere gömülmüş, acı verici hadiselerin insanlarda yarattığı tedirginliği başarıyla aktaran, yenilikçi bir film.

Dönemi anlatan işlere baktığımızda hepsinin bugün için birer referans olduğunu görüyoruz. Faili meçhul cinayetlere ve bunların destekçilerine karşılık, sahip olduğumuz insani değerleri unutmamak bizim elimizde. Aynı olayın farklı bir tezahürü ile karşılaşma ihtimali hep var ve bu yaşananlar kitle psikolojisinin ne boyutlara vardığını bizlere gösteriyor. Bu sebeple toplumsal duyarlılıkla ele alınan işlerin sayısının artması hafızamızın canlı kalmasını kolaylaştıracaktır. Unutmamalıyız “Bu bizim ayıbımız.” Ancak tekrarlanmasının önüne geçmek hala elimizde.

Etiketler
Behçet Aysan Sivas Katliamı Madımak Katliamı Sivas