Bir sansür hikayesi: Buzlu camlar ardında

Jüri üyeleri bu özgürlüğü kullanarak sansür karşısındaki tavrını belli etti, peki biz ne yapacağız? İfade araçlarına saygı duymak ve özgür bir alan açmak, meseleyi göze sokmayı da engelliyor aslında.

AYM ve KHK çok çalışıyordu. Öyle çok çalışıyorlardı ki günde sadece bir defa merhabalaşıyor, başka bir söz söylemeye takat bulamıyorlardı. Aynı iş yerinde olmalarına rağmen, birbirlerinin ne yaptığını görmeye vakitleri olmuyordu. Herhalde ‘AYM de buzlu cam yapıyordur’ diyordu, KHK. ‘KHK kaç tane buzlu cam yaptı acaba’ diyordu, AYM. Bir gün oturup bunu konuşmak istiyordu her ikisi de. Sözleştiler.

“Biraz sıcak bir yere gidelim bugün” dedi, KHK

“İyi olur, zaten hiç güneş görmüyoruz” dedi, AYM.

Bir film izlediler. Uzun zamandır onları bu kadar etkileyen bir şey olmamıştı. İkisi de düşünceli görünüyordu filmden çıkarken. Filmi izleyenlerin yüzüne bakıp, onların duyarsız tavrından rahatsız olmuşlardı. Biraz üzerine konuşmak istediler ama olmadı. Duygularına tercüman bir cümle aradı KHK ve sonra şöyle dedi:

“Tam bizlik filmmiş.”

“Neden öyle dedin”, dedi AYM.

KHK, gözlerini ovuşturarak cevap verdi: “Bu filmi beyaz perdede değil de buzlu camlar ardında izlemek ne hoş olurdu. Her şey çok net görülünce, işimizin değerini daha iyi anlıyorum.”

AYM, “bastırma gözlerine yine kızaracak” dedi KHK' ya.

“Kızardı zaten”, dedi KHK ve çantasından bir buzlu cam çıkardı. Camın çapı 40x40’tı.

“Onu nasıl taşıdın” dedi, AYM.

“Ben onsuz bir yere gitmem ki” dedi, KHK.

“Anlıyorum” dedi, AYM ama tedirgin olmuştu KHK’dan. Bir an önce işe gitmek istiyordu. Evi yoktu çünkü. Aslında ikisi de iş yerinde yaşıyorlardı. Birbirlerinden uzak oldukları zaman da sadece çalıştıkları zamandı.

AYM’nin adımları hızlandı.

KHK, “yavaşla biraz” dedi. Ben bu kadar hızlı yürür ve düşersem cam kırılabilir.

AYM, yavaşlıyor sonra içindeki sesler yükselince tekrar hızlanıyordu. KHK, durup durup buğulu camına bakıyor, iyi olup olmadığını kontrol ediyordu. Sonra cama bakıp yürürken yerde duran eriği fark edemedi ve üstüne basıp kaydı.

“İyi misin”, diye sordu AYM.

“Ben iyiyim” dedi KHK, gözleri kapalı halde. “O iyi mi?” Sesi titriyordu.

“Kim”, diye sordu AYM.

-Kim iyi mi?

“Cam”, dedi KHK.

“İyi iyi” dedi, AYM.

“Senin yüzünden kırılacaktı işte”, diye kalktı KHK ayağa. Senden nefret ediyorum. “Seninle buraya gelmemeliydim.”

“Ben de senin şu camından nefret ediyorum” dedi, AYM.

“Onun sana ne zararı var dedi” KHK. “Ben taşıyorum.”

“Ben net bir şeyler görmek istiyorum” dedi AYM. “Sense yol boyunca onu önümüzde tutmaya çalışıyorsun ve benim görmek için ters yürümem gerekiyor.” Söylemeyi unuttum, AYM yol boyunca geri geri yürüyordu.

“Keşke çıkmasaydık” dedi, KHK.

“Keşke” dedi, AYM.

“Camı bana ver” dedi, AYM.

“Hayatta olmaz” dedi KHK, elindeki cama sarılarak.

AYM kendini çok çıkışsız hissetti. Bu gezi hiç planladığı gibi gitmemişti. İzlediği filmi de unuttu artık. Yine hayatında sadece buğulu cam vardı. Bizim işimiz bu değil diye geçirdi içinden.

“Bizim işimiz bu değil » dedi, AYM. “Biz buğulu cam taşıyıcısı değiliz.”

KHK, “nasıl” dedi, şaşkınlıkla. “Biz buğulu cam yapıcısı, taşıyıcısı, bakıcısı, her şeycisiyiz.”

Hayır diyecek gibi oldu, AYM. “Peki”, dedi. Rahat görünüyordu. Bu sefer aynı tedirginlik KHK’ya çöktü. Ne düşünüyor acaba, diye geçirdi içinden.

“Ne düşünüyorsun” dedi KHK, AYM’ye.

AYM, geri geri yürüyerek etrafı izliyor, cevap vermiyordu.

KHK çok sinirlendi, bu hiç iyi değildi. Çünkü eğer sinirlenirse elleri titrer ve camı düşürebilirdi. Sakin kalmaya çalıştı. İki saniye sonra, cam KHK’nın titreyen ellerinden düştü ve parçalara ayrıldı.

KHK kırılan parçalara bakıyor, kımıldamıyordu. “Her şey çok net” dedi.

“Nesi var bunun” dedi AYM. Yürüyelim işte.

“Bizi görecekler” dedi KHK. Şimdi yaptığım işin önemini daha iyi anladım.

LİSTEDEN ÇIKARILAN BELGESEL

2023 Antalya Altın Portakal Film Festivalinde, KHK eleştirisi nedeniyle, FETÖ ve PKK propagandası yapması gerekçe gösterilerek, bir belgesel listeden kaldırıldı. Kanun Hükmü adlı belgeseli henüz izlemediğim için yazım onun hakkında değil ancak onu da kapsıyor. Söz konusu belgesel nedeniyle TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı festivalden ayrıldı, onların uyguladığı sansür nedeniyle 20 jüri üyesi festivalden çekildi. AYM, filmin çekilme sürecinde yapılan engellemelere dair hak ihlali kararı vermesi filmi tekrar listeye aldı. Giden, Kültür Bakanlığı, kırılan buzlu camdı.

Bu buzlu camlar bizi neyden koruyorsa, göremiyoruz o şeyi. Sadece korunduğumuzu biliyoruz. Aklımıza türlü düşünceler sokulması engelleniyor. Kendilerine güvenmemiz bekleniyor. Fakat güven beni bu kadar edilgen bırakmamalı. Burada düşünebilme, seçebilme, eleştirme, beğenme ya da rahatsız olma hakkım elimden alınıyor.

Jean Jack Rousseau, “İnsanın özgürlüğü istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır” diyor. Jüri üyeleri bu özgürlüğü kullanarak sansür karşısındaki tavrını belli etti, peki biz ne yapacağız? İfade araçlarına saygı duymak ve özgür bir alan açmak, meseleyi göze sokmayı da engelliyor aslında. Bir sansür yerine, eğer propaganda olduğu düşünülüyorsa, karşıt propaganda filmi çekilemez mi? Biz onu da izleyelim, tesir altında kalacağımız şeyse hayatın kendisi olsun.

Bir sansür hikayesi: Buzlu camlar ardında - Resim : 1

Etiketler
KHK sansür Altın Portakal Film Altın Portakal Film Festivali AİHM