Gıdada çoklu kriz: Afet-Enflasyon-Zehirlenme

Bu kadar senaryoyu aynı anda bir araya getirmeyi Dünya’da hiçbir hükümet başaramaz. O da tuttu bizim başımıza geldi.

Kısır döngünün içinde hapsolduk. Döngüden çıkmak da mümkün görünmüyor. Gıda politikalarının bir esnekliği yok. Türkiye, gıda sistemi hem teoride hem de uygulamada iflas eden Dünya’daki ilk ülke oldu diyebiliriz. Yaşadığımız afetler, enflasyon artışı ve gıda zehirlenmelerine karşı gıda güvenliğinin tekrar nasıl sağlanabileceğine, gıda fiyatlarının nasıl düşürülebileceğine ve gıda üretiminin nasıl sürdürülebileceğine dair hiçbir yanıt yok.

Gıda Üretiminde Hiçbir Senaryoya Karşı Önlem Alınmadı

Peş peşe iki deprem yaşadık. Kurak ve yangınlarla geçen bir yaz ayı yaşıyoruz. Barajlarımızdaki su tükenme noktasına yaklaşıyor. Deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın hala gıda ihtiyaçlarını düzgün olarak sağlayamıyoruz. Çok ciddi oranda tarım alanı kaybettik. AKP hükümeti bu kadar şey yetmezmiş gibi üstüne bir de orman katletmeye çalışıyor.

Bunlar hiç bilinmeyen, bir anda şaşırtıcı bir şekilde ortaya çıkan senaryolar değil. Deprem kuşağında yaşıyoruz. İklim krizinin etkilerini yıllardır konuşuyoruz. Tarım arazilerimizi sulayacak su bulamayacağımızı her fırsatta anlatıyoruz. AKP hükümeti, bu senaryoların hepsine yıllardır kulağını tıkıyor. Şimdi çok kritik bir noktadayız. Gıda üretecek toprak, toprağı sulayacak su, üretecek çiftçi bitme noktasında.

Yerel Üretici Gıda Üretim Maliyetlerini Karşılayamıyor

Her gün yeni bir zamla uyanır hale geldik. Yerel üretici tarlasını sürecek mazotu borç harç alıyordu, şimdi o mazot da gitti. Gübrenin, tohumun, elektriğin fiyatı fırladı. Ekilen gıda maliyetinin yarısını bile karşılamaz hale geldi. Yerel üretici ya toprağını küresel ya da ulusal güçlere satıyor ya da toprağını kanatlı üretim çiftliği haline getiriyor.

Planlı tarım, planlı gıda üretimi daha başlamadan bitti. Anlık etkilerini şimdi çok fazla hissetmiyoruz ama birkaç ay sonra gıda üretiminin hammadde kaynakları oldukça daralacak, gıda fiyatları çok daha hızlı artmaya başlayacak. AKP’nin bile ekonomik istikrarın tekrar sağlanması için beklediği en erken tarih 2026. Önümüzdeki 3 yıl çok çetin geçecek.

Gıda Zehirlenmelerinde Namımız Avrupa’ya Yayıldı

Gıda zehirlenmelerinde anormal bir artış var. Acil servisler zehirlenme vakalarıyla dolup taşıyor her gün. İşin içinden çıkılmaz hale gelince Sağlık Bakanlığı yurttaşa bilgi notu geçmeye başladı. Ama adres yanlış, bilgi notu geçilecek tek yer Tarım ve Orman Bakanlığı. Bütün sorunları halı altına süpürmelerinin sonuçlarını yaşıyoruz.

Türkiye’ye tatile gelen turistler ülkelerine döndüğünde gıda kaynaklı salgın hastalık geçirmeye başlayınca bu konudaki namımız ülke sınırlarını da aştı. Turistlere saldırı, toplumsal olay, uluslararası gerginlik uyarısı yapılmıştı ama yemek yerken dikkat etmeleri gerektiği uyarısı Dünya için de şaşırtıcı oldu. Bu kadar senaryoyu aynı anda bir araya getirmeyi Dünya’da hiçbir hükümet başaramaz. O da tuttu bizim başımıza geldi.