Gıda güvenliği: Sofralarımız ne kadar temiz?

Gıda güvenliği ihlalleriyle beraber ilk ortaya çıkan risk faktörü sağlık riskleri. İlk demek de doğru değil, zincirin ilk halkası çünkü bir başladı mı diğerleri de tetikleniyor...

Gıda güvenliği, yurttaşın temel haklarından biri olan gıda hakkını sağlamanın temel dinamiklerinden biri. Yurttaşın tükettiği her gıda bir yolculuktan geçiyor, bu yolculuk boyunca çeşitli işlemlerden geçiyor. Bu yolculukta yurttaş bazen hızlı kâr amacı güden, denetim eksikliğinden faydalanan sermaye sahiplerinin bilinçli olarak yaptıklarından bazen de sermaye sahiplerinin bilgi eksikliğinden bilinçsiz olarak yaptıklarından doğrudan etkilenir.

GIDA GÜVENLİĞİ İHLALİYLE AÇIĞA ÇIKAN RİSK FAKTÖRLERİ

Gıda güvenliği ihlalleriyle beraber ilk ortaya çıkan risk faktörü sağlık riskleri. İlk demek de doğru değil, zincirin ilk halkası çünkü bir başladı mı diğerleri de tetikleniyor. Gıda güvenliği ihlali yurttaşa iki şekilde yansıyabilir. Ya doğrudan gıda zehirlenmesi geçirir ya da sürekli maruz kalarak uzun vadede ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalabilir. Her ikisi de hem psikiyatrik hem de fiziki sağlık sorunlarına yol açar, bunun bedelini yurttaş öder.

Gıda güvenliği ihlalleri sebebiyle yurttaşların tedavi masraflarını ve sağlık sistemi üzerinde oluşturduğu yükü de hepimiz öderiz. Bu maddi olarak da olabilir, tedavi için randevu bulamayarak da olabilir. Gıda güvenliği ihlaliyle birlikte gıda hakkı da ihlal edildiği için buradan hukuki bir durum da ortaya çıkabilir. Bu da hukuk sistemi üzerinde bir yük yaratır. Bir ya da birkaç kişinin neden olduğu ufak bir gıda güvenliği ihlali nerelere kadar geldi.

Dahası var, hukuk ve sağlık sistemi üzerindeki yük, yurttaşın üzerine yüklenen ekonomik faturasıyla birleşip kronik bir hale gelince de toplumsal bir yozlaşmaya neden olur. Toplumun eğitim seviyesi etkilenir, beyin göçü başlar, toplumun güven duygusu azalır. Her gün yaşıyoruz bunu.

TÜRKİYE'DE DEVLETİN VE BAĞIMSIZ KURUMLARIN GIDA DENETİMLERİ

Türkiye’de resmi otorite Tarım ve Orman Bakanlığı. Gıda Kodeksi, yatay ve dikey mevzuatların hepsini Tarım ve Orman Bakanlığı hazırlıyor, resmi denetim yetkisi de kendisinde. Gıda güvenliği standartlarını ve gıda standartlarını da Türk Standartları Enstitüsü belirliyor. Türkiye’deki bütün üretim tesislerini, depoları, satış noktalarını ve toplu tüketim yerlerini de Tarım ve Orman Bakanlığı denetliyor. Yani kâğıt üstünde öyle yazıyor ama pek öyle değil.

Bir de bağımsız kurumların yürüttüğü gıda denetimleri var. Gıda alanında faaliyet gösteren sermaye sahipleri, gıda denetim ve belgelendirme hizmeti veren kurumların kendilerini denetlemesini ve belgelendirmesini istiyor sıklıkla. Son dönemde yurttaş bu belgelere dikkat ettiği için. Ver parayı al belgeyi şeklinde bağımsız denetim azımsanmayacak durumda ama ciddi anlamda tavizsiz bağımsız denetim uygulamaları da yok değil.

Gıda hakkı ve gıda güvenliği konularında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri de var. Bu örgütler de yurttaşları bilinçlendirip kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Resmi ve bağımsız denetimlerin artmasının sebebi de bu örgütlerin yürüttüğü kampanyalar aslında. Bu durumu bile mumla ararız. Tabii bir de uluslararası toplulukların gıda kurumları var uyum içerisinde çalışmamız gereken. AKP’yi bir nebze de olsa doğru yolda tutan etmenler, yoksa skandallarda boğuluruz.

DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE YAŞANAN GIDA SKANDALLARI

Skandallarda boğuluruz biraz hafif oldu. Zaten boğuluyoruz, sanırım çukurun dibini görürdük daha iyi. Dünya’da da yaşanıyor gıda skandalları ama bizim gibi her gün değil. 2013’te büyük zincirlere tavuk tedarik eden Çin merkezli bir tavuk firması, tarihi geçmiş tavukları tekrar paketleyip büyük zincirlere satmıştı. Yine 2013’te Avrupa’da at eti, sığır eti olarak satılmıştı. 2008’de yine Çin’de bebek mamalarına melaminin karışmış, 300 bin bebek hasta olmuştu.

Türkiye’de hangi birini sayalım, şu an bile TikTok’ta yeni bir gıda skandalı çıkmış olabilir. Sahte bal, sahte zeytinyağı, at ve eşek eti, limit üstü katkı maddesi, kullanılmaması gereken katkı maddesi kullanımı, hastalıklı hayvan ithalatı, süt banyosu, fıstık havuzunda yüzme keyfi artık rutin şeyler. AKP hükümetinin en çok yozlaştırdığı alanlardan biri gıda. Böyle bir ortamda yurttaş etiket okuyarak kendini koruyabilir mi? Hayır. Koruyacak olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kendisi. Onun da derdi yurttaş değil.