Kaymakam tipi demokrasi

Oysa gerçek siyaset sokakta. Temsilcilerin, vekillerin değil, sorunların gerçek mağdurlarının dertlerini dile getirmesinde ve çözüm aramasında!

Gençliğimizde Mahir Çayan’dan miras kalan ‘Filipin Tipi Demokrasi’ kavramını kullanırdık. Anayasa’nın sık sık askıya alındığı, batı tipi demokrasinin asla olamadığı ülkeleri anlatıyordu bu kavram.

Kavramın yanlışlığı, doğruluğu ayrı bir tartışma konusu ama Türkiye’de demokrasinin sürekli sıkıntılı olduğu, Batı tipi demokrasilerden farklı olduğu da bir gerçek. Türkiye “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” gibi bir kavram hediye etti dünya siyasi tarihine. Ama bundan daha orijinali çıktı şimdilerde.

“Kaymakam tipi demokrasi”! En temel haklar kaymakam ya da valilik eliyle yasaklanıyor, askıya alınıyor.

Cumartesi Anneleri’nin 1995’ten bu yana Galatasaray’da sürdürdükleri eylem iki yıl önce Beyoğlu Kaymakamlığı’nın emriyle yasaklandı. Anayasa Mahkemesi iki kez yasak kararının Anayasa’ya ve temel haklara aykırı olduğunu söyledi. O günden bu yana Beyoğlu Kaymakamlığı Anayasa Mahkemesi’nin tanımıyor ve yasağı sürdürüyor.

Kaymakam tayin olunca eski tarihli bir kaymakamlık kararı çıkarılıyor yasaklama için.

BU BELGESEL İNFİAL YARATIR

Geçtiğimiz aylarda “Diren Ayol” belgeselinin gösterimi Şişli’de bir kafede yapılacaktı. Tesadüfen o kafedeydim. Kafenin bulunduğu sokak polis tarafından ablukaya alınmıştı. Şişli Kaymakamlığı, film gösterimini, “toplumda infial uyandıracağı”, “toplumsal barışı tehdit edebileceği” gerekçesiyle yasakladı!

Valiler illerinde basın açıklamalarını, toplantı ve gösterileri aylarca yasaklayabiliyor.

Toprağını, suyunu, ağacını savunan köylüden, sendikalaşan işçiye kadar herkes, hakkını arayan, haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkan herkes bu yasak kararlarından nasibini alıyor. Üstelik şiddetle.

“KİRAMI ÖDEYEMİYORUM” DİYEMEZSİN

Daha dün İstanbul’da sendikalaşan özel okul öğretmenleri, Türkiye Özel Okullar Derneği’nin yani patronlarının derneğinin önünde açıklama yapmak istedi. Etrafları polis tarafından sarıldı ve öğretmenler gözaltına alındı.

Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın önüne giden bir vatandaş “açım geçinemiyorum, kiramı ödeyemiyorum” diye bağırarak çaresizliğini dile getirmeye çalıştı. Hemen polisler çullandı üzerine. Bir çeşit işkence anlamına gelen ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Oysa yürürlükteki Anayasa’nın 34. Maddesine göre “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.”

Toplantı ve gösteri hakkı fiilen askıya alınmış durumda. Sadece bu hak değil. Keyfi uygulamalarla Anayasa ve yasalar da.

MUHALEFETİN “AMAN YAPMAYIN” TELKİNLERİ

Kaymakamlar, valiler tarafından ilan edilen yasaklarla yönetiliyoruz. İşin kakası çıkmış durumda. Örneğin geçtiğimiz hafta yine gözaltı ile biten Cumartesi Anneleri’nin basın açıklaması girişimini görüntülemeye çalışan gazetecinin işini yapması polis tarafından “Senin terörist olmadığını nereden bileyim, daha dün bir arkadaşımız şehit oldu” diyerek engellendi.

Oysa bir gün önce bir polisi öldürüp bir polisi yaralayanlar şimdiye kadar birileri tarafından kollanan, önleri açılan çetelerdi. Gazeteciler ya da Cumartesi Anneleri, insan hakları savunucuları değil!..

İşin acı yanı muhalefetin önemli bölümünün ve hatta kendince “değerli fikirlerini kamuoyu ile paylaşan” kimi gazetecilerin de bu en temel hakkın yasaklanmasına katkı sunması.

Her fırsatta “Aman sokağa çıkmayın”, “provokasyon çıkar”, “iktidar da bunu istiyor” telkinleriyle itirazların önünü kesme, insanların haksızlıklara karşı çıkmasını engelleme çabalarından söz ediyorum. Siyaseti, itirazı, Meclis’te verilen soru önergelerine, basın toplantılarına ya da grup toplantılarındaki hamasete indirgeme çabalarından…

Oysa gerçek siyaset sokakta. Temsilcilerin, vekillerin değil, sorunların gerçek mağdurlarının dertlerini dile getirmesinde ve çözüm aramasında!