Okmeydanı'nda öleli oluyor bir on yıl kadar

Gece, Berkin’in bir video kaydındaki sesiyle açıldı. Ardından kardeşlerinin çektiği o videoyu da gördük. Aile, mütevazı evlerinden en doğal hallerini kaydetmişlerdi...

Berkin Elvan’ın öldürülmesinin üzerinden tam on yıl geçti. Dün mezarı başında yapılan anmaya katılamadım. Elvan ailesi ilk kez toplu bir anma töreni düzenledi akşam. Beyoğlu’ndaki Ses tiyatrosundaki anma töreni internet üzerinden de canlı yayınlandı. Gergin gittim etkinliğin olduğu Ses tiyatrosuna. Gerginliğimin birçok nedeni vardı ama açıkçası bu tür etkinliklerde yüreklerdeki yükü daha da ağır hale getiren, bezginleştiren halle karşılaşma tedirginliği de vardı.

Ses tiyatrosuna yıllar sonra gittim. Bu topraklardaki demokrasi mücadelesinin geçit resmi gibiydi salondaki durum. Faili meçhul cinayetlerde katledilenlerin, gözaltında kaybedilenlerin yakınları, yakınları hapishanede olanlar, hapishaneden çıkanlar, hapishaneye girme tehdidiyle yargılananlar…

Gece, Berkin’in bir video kaydındaki sesiyle açıldı. Ardından kardeşlerinin çektiği o videoyu da gördük. Aile, mütevazı evlerinden en doğal hallerini kaydetmişlerdi. Berkin babasına masaj yaparken şakalaşıyordu, tüm aile neşeyle eğleniyordu araya giren bir çaydanlık ve demlik eşliğinde. Muhtemelen alınan ilk kamera deneniyordu. Başka videolar ve fotoğraflar da yansıdı gece boyunca ekrana. Ama sahnede hiç konuşulmadı. Sadece duygu vardı. Müzik, dans, şiir…

Salonda da öyle. Ne bir ses ne bir alkış. Cahit Berkay bile alkışlanmadı öyle düşünün. Sadece ülkede değil, dünyanın tümünde bu anma töreninden çıkanların gözlerindeki samimiyet ve yaşın bir karşılığı olmalıydı.

CİNAYETLER VE CEZASIZLIK

Bir hafta önce 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerle ilgili davada dönemin memurları için zaman aşımı kararı verildi. O memurlardan biri olan Mehmet Ağar kararın hemen ardından Elazığ’da Tayyip Erdoğan ile birlikte seçim çalışmalarına katıldı.

Bu yeni bir olay da değil. Daha önce de oldu. Katliam faili milletvekili oldu, bundan çok daha fazlası da oldu. Devlet katillerini hep ödüllendirdi, kimini vali yaptı, kimi daha da yukarılara çıktı… Namı Nazi işkencecilerinden farksız olan birin adı daha geçenlerde bir ilkokula verilmişti hatırlayın.

GAZZE’DEKİ ÇOCUKLAR

İstiklal Caddesi üzerindeki Ses Tiyatrosu’na giderken Taksim Meydanı’ndan geçtim. Meydanda devasa bir dikdörtgen ekran var bir süredir. Devasa dediğim, neredeyse meydanın yarısı kadar. Bu ekranlardaki görüntülerde Gazze olduğunu anlamamız gereken yerde patlamalar oluyor ve çocukların yüzleri, gözleriyle karşılaşıyoruz. Yapay zeka ile oluşturulmuş görüntüler. Galiba iki aydır sürüyor bu durum. Bariyerlerle kaplı ekranların içinde bir sergi alanı var. Gazze’deki çocukların yaptığı resimler dijital ortamda sergileniyor.

İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen bu etkileyici ‘sergi’nin en görünür yerine Emine Erdoğan’ın konulması siyasi olarak tartışılır. İletişim Başkanlığı’nın Taksim’in göbeğinde sürekli patlama görüntülerini yayınlamasının nasıl bir iletişim olduğu ayrıca tartışılır.

BURADAKİ ÇOCUKLAR

Ama tartışılmayacak bir şey var. Gazze’ye bombalar yağıyor, insanlar ölüyor. Çocuklar ölüyor. Sadece Gazze’de değil, Suriye’de, Yemen’de mesela. Savaş olan her yerde ilk önce en savunmasızlar ölüyor.

Berkin’i anma gecesinden çıktığımda öldürülen diğer çocukları düşündüm. Ceylan’ı hatırlıyor muyuz mesela. Uğur Kaymaz’ı?

Cizre’deki Cemile’yi hatırlıyor muyuz? Hani yaz sıcağında öldürülmüştü 13 yaşındaki kız çocuğu. Sokağa çıkamıyorlardı gömmek için. Sıcaktan değil, açılan ateşten. Derin dondurucuda saklamıştı aile çocuğun cesedini kokmasın diye!

Başlığı Nazım Hikmet’in Kız Çocuğu şiirine ayıp ederek yazdım. Hiroşima için yazmıştı şiiri.

Hiroşima’daki, Gazze’deki, Cizre’deki, Okmeydanı’ndaki suçlar cezasız kalmasın ki bundan sonra çocuklar öldürülmesin.

Etiketler
Berkin Elvan