Faruk Eren yazdı: Adam öldürmeyi oyun mu sandın

Silahlı cinayetler bir ölüm pornosuyla önümüze atılıyor. Cezasızlık mı, af beklentisi mi, lümpenliğin teşviki mi, yeni çağın kültürü mü? Yoksa hepsi mi?

Geçtiğimiz günlerde Esenyurt’ta bir dükkanda iki gencin silahla öldürülüp, üçüncüsünün ise ağır yaralanma anını tüm ülke izledi sanırım.

Görüntüleme, kaydetme teknolojisinin ürkütücü hali, her yeri gözetlenen ve kaydedilen duruma getiriyor; internetin, sosyal medyanın varlığı bu tür olaylardaki görüntülerin hızla yayılmasına neden oluyor.

Esenyurt’un ardından Beşiktaş’tan benzer görüntüler geldi. Daha önce de benzerlerini gördük, bundan sonra daha çok göreceğimizi söylemek büyük bir öngörü değil. Görüntülerin bir tür cinayet pornografisi olması, yaygın izlenmesi ayrıca tartışılmalı.

Teknolojideki gelişmeler nedeniyle mi vahim olaylardan daha çok haberdar oluyoruz, yoksa hakikaten vahim olaylarda artış mı var? İstanbul’a yeni atanan Vali Davut Gül, gazetecilere kentteki suç oranının yüzde 9 ile 11 arasında düştüğünü söyledi geçenlerde. Suç oranı ne? Bütün suçlar aynı oranda mı azaldı bilmiyoruz.

Ama sadece sosyal medya şeffaflığı (kimilerine göre yaygaracılığı) aracılığıyla silahlı saldırılarda endişe verici bir artış olduğunu hissediyoruz. Elimizde gerçek veriler yok. Enflasyon gibi doğrudan ölçülebilecek rakamların bile iktidar ve iktidardan bağımsız kurumlar tarafından ne kadar farklı ölçüldüğünü biliyoruz. Gerçek enflasyonun ne olduğunu hissediyoruz ama. Bireysel silahlanma, suç oranı, ülkede kişi başına düşen silah gibi verilere sağlıklı olarak ulaşmak mümkün değil şimdilik.

BİREYSEL SİLAHLANMA

Mesela Sarıyer’de iki kişi Kalaşnikof diye bilinen otomatik tüfeklerle taranarak öldürüldü. Olay, ormanlık arazide olduğu için muhtemelen görüntüsünü izleyemeyecek kimse.

Tüm bunlar olurken CHP’li Uğur Bayraktutan ruhsatsız ateşli silahlara verilen cezaların artırılmasını öngören bir kanun teklifi verdi Meclis’e. Bayraktutan, verdiği teklifin gerekçesinde bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı’nın verilerine de yer vermiş. Umut Vakfı’nın raporuna göre 2022 yılında medyaya 3984 silahlı şiddet olayı yansımış, ülke genelinde yaşanan bu silahlı şiddet olaylarında 2278 kişi öldürülmüş.

Medyaya yansıyana göre! 2 bin 278 kişi öldürülmüş. Medyaya yansımayan ne bilmiyoruz. Yine aynı rapora göre bu yıl bin 200 kişi silahlı saldırılarda yaşamını yitirmiş. [1]

Bir avukat arkadaşıma sordum. Ruhsatsız tabanca ile yakalanırsan savcı tutuklama bile istemiyormuş. Avukat arkadaşım “Tutuklama önemli değil, o ilk başta illa gerekmiyor, önemli olan ceza vermek” diye cezasızlığın altını çiziyor. Kaç ruhsatlı silah, kaç ruhsatsız silah var bilmiyoruz. Üstelik av tüfeği adıyla PTT’den bile satılan cinayet aletlerinin kaç kişide olduğunu da bilmiyoruz. Ama azınlıkta olduğumuzu hissettiriyorlar.

CİNNET YURDUM

Anadolu Ajansı’na “cinayet” diye yazınca hemen karşıma çıkan başlıklar şunlar:

“Gaziosmanpaşa'da taksicinin ölümüne ilişkin soruşturmada 4 zanlı tutuklandı (Taksici silahla öldürüldü)

Denizli'de eşi ve 4 yaşındaki üvey oğlunu öldüren kişi gözaltına alındı.

Eskişehir'de iki grup arasında çıkan bıçaklı kavgada bir kişi öldü

Beşiktaş'taki cinayet soruşturmasında 10 şüpheli yakalandı

Samsun'daki cinayetin şüphelisi imam tutuklandı”

Detaylı bir aramada çok daha fazlasının çıkacağından eminim. Üstelik her cinayet de haber olmuyordur.

KATİLİ AFFETMEK

Şöyle bir söylenti de var: Bir af çıkacak ve katiller salıverilecek. İnsanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Daha önce de bu tür aflar oldu. Katiller, tecavüzcüler, gaspçılar, dolandırıcılar hep affedildi ama “Hop ne oluyor”, “Bu düzen değişmeli” diyenler hapishanelerde tutuldu.

Mesela şimdi gazeteci Barış Pehlivan tekrar hapishaneye girmeye davet edildi! Yayınladığı haber nedeniyle. Kendi çıkardıkları yasalara da aykırı biçimde, keyfi. Umarım Barış hapse girmez.

Hapishanelerde yüzlerce (binlerce dersem inanmazsınız diye böyle yazdım) fikirleri, siyasi duruşları ve politik faaliyetleri (eylem desem kaşlar kalkacak) nedeniyle tutuluyor. Milletvekili seçilmiş biri tutuluyor yahu daha ne olsun.

Tekrar esas mevzuya dönecek olursak. Evet katiller, gaspçılar, tecavüzcüler serbest bırakılacak büyük olasılıkla. Çünkü lümpen bir kitle tabanına ihtiyaç var. Bu, sadece eğitimsizlik, işsizlikle tahkim edilemiyor. Teşvik etmek gerekiyor.

Belinde kabzasında ay yıldız olan ruhsatsız tabanca ile yakalananı serbest bırakacaksınız; evinde kitap, bildiri olanı içeri tıkacaksınız. İşte adalet.



[1] Yavuz Halat’ın gazeteduvar’daki yazısı rakamlar konusunda da sonuç konusunda da çok aydınlatıcı https://www.gazeteduvar.com.tr/yeni-esenyurtlar-bir-daha-olmaz-degil-mi-makale-1631425

Etiketler
Af Af yasası Cezaevi