Neyi satıp satmayacağımızı çok iyi biliriz

Eğer buysa halkın varlıklarını (assetlerini) satmak ve bununla övünmek, yerin dibine girsin bu anlayış. Kimin malının kime satıyorsunuz siz? Siz kim oluyorsunuz?

Ülkenin ekonomi politikaları konusunda çok önemli tartışmalar olur ve çoğu zaman da ekonomi uzmanları, akademisyenler ve finans piyasasında emek verenler oldukça farklı fikirler sunar, oldukça bol yorum yaparlar…

Yorumlarda karşı sunulan fikirler bazen çatışmaya yöneltir grupları. Örneğin merkez bankasının diğer bankalar gibi para yaratarak kredi verdiği süreçten tutun, para basmanın enflasyon yaratıp yaratmayacağına kadar çoğu konu bu çizgide ateşli bir şekilde tartışılır.

Her bir tartışma platformu doğal olarak çok faydalıdır ve çoğu da geçmiş tecrübe ve akademik gelişmelerden destek alır ve ülke ekonomisine katkıda bulunur.

Tüm bunlar esasında her alanda refahı artırıcı faktörleri tartışma üzerine kurulmuştur. Örneğin, ekonomistler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülke kalkınmasına faydaları yanında, üretime yaptığı katkı ile işsizliği azaltıcı yönleriyle tartışılması ve verilere dayalı analizini ve bunun yanında para politikasının maliye politikasıyla etkin bir şekilde aynı anda uygulanması konularını saatlerce hatta günlerce analiz edip tartışabilir.

Dahası da var…

Aynı konuda yeni alanları araştırıp, yeni sorulara yanıt bulmak için yıllarca uğraş verirler.

Hepsi üretimin artması uğruna, ekonomik büyümenin halkın refahının artmasına yönelik çabalardır. Olana yeni üretim birimleri katma, onları teknolojik olarak daha ileriye taşıma için yapılan ve büyük emekler verilen çalışmalardır bunlar.

Öte yandan iş olanı satma sürecine dönerse her şeyin rengi değişir.

BABALAR GİBİ SATARIZDAN GÜNÜMÜZE DEĞİŞEN NE VAR?

Değişen bir şey yok. Her şeyi ama her şeyi satmaya kararlı bir siyasi anlayış var, o kadar. Kemal Unakıtan’dan günümüze değişen tek şey “babalar gibi satarız”dan, “biz neyi satıp satmayacağımızı biliriz” seviyesine ulaşma oldu sadece.

Düşünün bir kere… Tüm insan sermayesi birikimi ekonomiye yapılması gereken metot ve detayları irdeleyip emek verirken, başımızdakiler bunların yabancılara satışı konusunda uzman oldukları ile övünür hale geldiler.

Nasıl bir uzmanlıksa artık…

Nasıl bir satış tekniği ise artık…

Nasıl bir yöntemse uygulanan artık…

Bilmiyoruz sürecini, kime yapıldığını, kaça, ne kadarının satıldığını…

EĞER BUYSA…

Eğer buysa ekonomiyi, ülkeyi yönetmek batsın bu yönetim tarzı.

Eğer buysa ülkeyi pazarlamak, yazıklar olsun.

Eğer buysa halkın varlıklarını (assetlerini) satmak ve bununla övünmek, yerin dibine girsin bu anlayış.

Kimin malının kime satıyorsunuz siz?

Siz kim oluyorsunuz?