'Öğretmenin Görevi Dini Yaymak ve Dini Bir Toplum Oluşturmaktır'

Türkiye’deki Eğitimin Patronu Spiritüalist Eğitim Felsefecisi Gazali mi?

Spiritüalist Müfredatlarda Akli Bilimler Dini Bilimlerden Sonra Gelir

Spiritüalizmde Cemaat ve Aile Okulu Önceleyebilir

Dünyada modern döneme kadar olan süreçte, Hristiyan, Musevi ve İslam toplumlarına spiritüalist düşünce egemen olmuştur. Bu maneviyatı ve ruhçuluğu ön plana çıkaran düşünce akımının eğitim felsefesi o gün olduğu gibi; bugün de eğitim sistemlerine etki etmektedir. Spiritüalizmin ne olduğundan hareketle, onun en önemli temsilcilerinden Gazali’nin eğitim felsefesinin ışığında, eğitim sistemimiz ve spiritüalizm ilişkisini ele almaya çalışacağız.

Spiritüalizm Skolastisizm ve Medrese Eğitimi Şeklinde Vücut Bulmuştur

Spiritüalizme göre; gerçekten var olan ilahi ve bireysel ruhtur. Tanrı, varlığın kaynağı olduğu gibi, bilimin ve bilginin de kaynağı olduğundan; bilmek demek; Tanrı’yı ve ilahi hakikatleri bilmektir. Ve Tanrı akıl ve yarattığı varlıklar yoluyla bilinir. Bu düşünce, Ortaçağ Hristiyan dünyasında Skolastisizm olarak ortaya çıkarken; İslam dünyasında ise Medrese eğitimi olarak vücut bulmuştur. Bu eğitim felsefesi, öğrencileri dünyevi ve ebedi mutluluğa, huzura kavuşmaları için gerekli bilgilerle donatmayı hedeflemiş; gerçeklik olarak kabul ettikleri ruhun, irade ve akıldan oluştuğunu varsaydıklarından; ahlak eğitimine ve akla dayalı genel eğitime önem vermişlerdir. Akıl iradeye rehberlik ederek onu arzulardan uzaklaştırır ve öğrencilerin doğru tercihler yapmalarını sağlar. Akıl da bu yol göstericiliği bilgi yoluyla yapabilir ve bu bilginin konusu da ilahidir; yani Tanrı’dır. Tanrı da akıl ve vahiy yoluyla bilinebilir. Spiritüalist eğitim felsefesi, vahiye akla göre daha fazla önem verdiğinden; spiritüalizmin egemen olduğu müfredatlarda akli bilimler dini bilimlerden sonra gelir.

Spiritüalizmde Cemaat ve Aile Okulu Önceleyebilir

Spiritüalist eğitim felsefesi, öğrencilerin, yaratıcıya en iyi şekilde dönebilmesi için gerekli olan teorik ve pratik yapılarla donatılmasını amaçlar. Ve okulu ikinci plana iterler. Aslolan terbiyedir ve bu aile ve cemaat içinde de devam ettirilebilecek bir süreçtir. Aile, dini ve ahlaki eğitim vermede çok önemlidir. Okul anlayışı da zaten dinin hâkim olduğu manastır ve medreselerdir. Okulun işlevi de dini ve geleneği kutsal kitapların rehberliğinde yaşatmaktır. Bu açıdan öğretmenin görevi de öğrencide manevi ve ruhsal gelişimi sağlamaktır. Böylelikle de Tanrı’ya ve dine hizmet etmektir. Ve öğretmenin ahlaki rolü de dini ve ahlaki bir model olarak, ümmetin dini liderinin cemaat önderinin bilgilerine tam olarak sahip olmak ve o yolda yürümektir. Spiritüalist eğitim felsefesi, Hristiyan dünyada Skolastikus adı verilen Hristiyan okulları(Manastır) olarak görülürken; İslam dünyasında medrese eğitimi olarak görülmüştür. Medresede öğretim yöntemi olarak, ağırlıklı olarak, ezber kullanılmıştır.

Gazali İslam Eğitim Felsefesinin Doruk Noktasıdır

Dine dayalı olan spiritüalist eğitim felsefesi, İslam dünyasında Gazali ile doruk noktasına ulaşmıştır. Gazali’ye göre; bu dünya geçicidir ve doğayı bilim yasaları değil; Tanrı’nın yasaları yönetir. Gazali’ye göre eğitimin amacı; öğrenciye yoğunluklu olarak dini bilimleri öğretip, bu dünyadan en üst düzeyde el etek çektirerek, ahiretteki mutluluğa hazırlamaktır. Eğitim, insanı erdem ve bilgi yoluna sokarak; onu Allah’a ve ahirete hazırlamalıdır. Ve öğrenciler bir ahlak düzeni içinde eğitilmelidirler; yani eğitimli, erdemli öğrenciler yetiştirilmelidir. Gazali eğitimde aileye büyük önem vererek, ailenin çocuğu dindar yetiştirmesi gerektiğini savunur. Kısacası; eğitimin ana amacı, öğrencilerin ebedi saadete, mutluluğa ulaşmalarını sağlamak olmalıdır, der. Bu ise, dünya nimetlerinden uzaklaşarak, ilim sahibi olarak olur. Ailedeki eğitimi pratik eğitim, medrese eğitimini ise teorik eğitim olarak niteler. Gazali, öğretim programlarında; matematik, mantık, doğa bilimleri, siyaset ve ahlak gibi akli bilimlerin olması gerektiğini; metafiziğin hiçbir şekilde olmaması gerektiğini ve vahye dayalı bilimler olarak Kur’an derslerinin üstüne; sünnet, icma, kelam, kıraat, tecvit, tefsir ve fıkıhın verilmesi gerektiğini savunur.

Öğretmenin Görevi Dini Yaymak ve Dini Bir Toplum Oluşturmaktır

Gazali, Ayrıca, gelişim psikolojisindeki “kritik dönem” ilkesini gündeme getirmiştir ta o dönemde. Gazali, eğitimde rehberlik, hürriyet, hidayet, aşamalı gelişim, bireysel farklılıklar, etkinlik, denge ilkelerini benimsemiştir. Gazali, öğretmeni muallim, şeyh, alim gibi isimlerle nitelemiş ve öğretmenin bir görevinin de hakikati aramak ve yaymak; yani dini hükümlere uygun bir toplum oluşmasına hizmet olduğunu savunmuştur. Öğretmen, ona göre, bu anlamda o kadar önemliydi ki, alim yok olup giderse alem de yok olacaktı, ona göre.

Ruhçuluğu ve maneviyatçılığı ön plana çıkaran spiritüalist eğitim felsefesinin, İslam dünyasında doruk noktası olan Gazali’ye göre; öğretim programlarında dini bilimler akli bilimlere göre öncelenmeli, cemaat ve aile okulun önüne geçebilmeli, okulun görevi öğrenciye bu dünyadan olabildiğince el çektirmek ve diğer dünyaya hazırlamak olmalıdır. Öğretmenin görevi de dini öğreterek, yayarak dini bir toplum oluşmasına hizmet etmek olmalıdır. Ülkemizin eğitimine Gazalici spiritüalist eğitim felsefesinin ne kadar hakim olup olmadığına bu bilgiler ışığında bakmak gerekiyor. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Etiketler
Öğretmen