Hayli kişisel bir yazı

Hayallerime ve projelere daha çok zaman, sağlığa ve huzura daha fazla mesainin gerektiğinin ayrımına vardım. Gereğini yapmak lazım… Yeniden merhaba…

Çooook kaotik günlerdi. Kabus geri çökmüştü. Bu sağlıksız, kırılgan ve yorgun beden isyan etmişti. Araba kullanırken trafik işaretlerinde tabelalar 10 değil, 100 kilometre gözüküyordu. “Eeeee, yaş kemale erdi. 62 oluverince, gözlük numaraları da böyle büyür işte” türünden teselli cümlelerini telaffuz etmiş, kendimce gerekçeler uydurmuştum. Bir gün ekrana baktığımda, bir de gördüm ki ekrandaki yazının kenarları pusluydu. Okuyamıyordum.

Göz doktoru hanımefendi, ciddi bir ifadeyle, “Sizin asıl görüşmeniz gereken nöroloji” dediğinde, apar topar testlere girdim ve anlaşıldı ki beyinde hipofiz bezi üzerinde bir tümör vardı. Alınması gerekiyordu. Zira badem büyüklüğündeydi ve göz sinirlerime baskı yapıyordu. Kıymetli hocam Prof. Dr. Talat Kırış “alınması lazım” diyerek tarih verdi.

Kabus böylece geri dönmüştü. Son üç ameliyatım (baldır ve omurilik tümörleri) aynı minvalde yaşanmış ve sıkıntılı bir yaşam kalitesi ile buluşturmuştu. Bol vehim sahibi ve kaygılı ben de melankolik senaryolarla geçen bir yarın tahayyülü ile geceler tükettim. Dramatik sahneler ve imgelerle yaşamıma ve evlatlarıma mesajlar yolladım.

Nihayetinde 23 Şubat’ta ameliyat oldum. Talat Kırış tümörü aldı. Façam bozuldu. Yanağımın yarısı demir izlerle kaplandı. Yaşama yeniden dönebileceğim söylendi. Bol baş ağrısı, yorgunluk ve halsizlikle malul günler geçmeye başladı.

Minnet ve şükranla dostluğundan büyük bir mutluluk duyduğum Doğan Akın ve Sertuğ Çiçek’in ihtimam ve sevgiyle yoğrulan özenlerini, Talat Kırış hocam ve Dr. Mehdi Hekimoğlu’nun titizliği ve dikkatini, değerli Müjgan hanımın mesaisini nasıl unutabilirim? Gerçek Gündem’deki sevgili dostlarım Hilmi, Bülent ve Faruk’un sevecen ve merhamet dolu fikri takiplerini sevgiyle hatırlayacağım.

Hastalık öncesi ve sonrası yüklerimi özveriyle taşıyan İdealist Yapım çalışanlarını ile 25 yıla yaklaşan dostluğun ehemmiyetini bir daha hatırlarım. Vefa duygusu ne mühimmiş!

Şimdi iyileşiyorum. Az uykulu, bol dertli günler geçiyor… İyileşiyorum. Bu müsibet bana çalışmayı değil, yaşamıma kıymet vermeyi öğretecek. Öyle hissediyorum. Hayallerime ve projelere daha çok zaman, sağlığa ve huzura daha fazla mesainin gerektiğinin ayrımına vardım. Gereğini yapmak lazım… Yeniden merhaba…

Etiketler
Mesai