Ne anladım bu zenginlikten, nerede gücü?

KAYDA GEÇSİN İnsanları oyalama sanatı nedir bilmeyen zor kamu yayıncılığı yapar, yapar da zorlanır ve tehlikelidir . Sağdan soldan apartmalarla ...

KAYDA GEÇSİN

İnsanları oyalama sanatı nedir bilmeyen zor kamu yayıncılığı yapar, yapar da zorlanır ve tehlikelidir .

Sağdan soldan apartmalarla nasılsa orda tutmuş bizde de gider hesaplarıyla bir zaman yutturursun hatta sürmesi gerekenden de uzun bir zaman ama tıkandığı yerde hala ısrar çok sıkıntılı . Hele dünyanın bu ortamında .

Kendilerini Türkiye’nin , medyanın hatta dünyanın idareci sınıfı , sahibi zannedenlerde tuhaf bir psikoloji var teşhis nasıl bir kaçıklıktır , nedir bilemem ama durum antidemokratik çağ dışı , vahim ve bu mitomani kamu yayıncılığına fena halde yansımıştır.

Keyfi uygulamalar, negatif ayıklamalar gitgide pervasızlaşmış kendilerinden emin adımlarla hala ilerleme halindedir.

Bu klikle aklıbaşında demokratik , bilimle ilerleyen bir ülke arzulayanlar arasındaki uçurum gitgide derileştikçe bunlar kendilerini iyice ülkenin ev sahibi geri kalanı yanaşma zannetmeye başladılar .

Öyle ki , pek çok medya ünlüleri arasından kendisini üstün kılan vasıflarını sıralayıp sözünü ‘Ben bir asker çocuğuyum ’ diye bitirebilenler var ! Bir nevi snobe ediyorlar , aşağılıyorlar kalanları !

Ne yapalım peki , sen asker çocuğusun da diğerleri ne çocuğu , ayrıca bu ülkenin tarihinde asker olmayan mı var , paşa ünvanlı bir kadın bile yok mu ‘ Valide Paşa’ mesela Mısır hanedanından ünvan bizzat padişahtan , duymuşlar mıdır bilmem …

Neyse bunlarla uğraşıp vakit kaybetmeyelim hatta dileğimiz bunların bu ülkenin güzel insanlarının zihinlerini tamamen terk edip gitmeleri olsun . Ve canı pahasına çarpışan askerlerimize Allah güzel günler sağlıklar ve bunlardan kurtulmak nasip etsin .

Siyasetin retoriği , felsefesi , doktrinleri beni hep huylandırmıştır , uygulanan gerçeği ise çok üzüyor lakin olan bitene umursamaz da değilim , hayatı takip etmeye çalışıyorum ve görünen köy kılavuz istemez faslından bu gün dünyayı içine çeken anafor beni gelecekle ilgili ülkem , ülkemin güzel , iyi insanları adına elbette kaygılandırıyor .

Zarar görmesin ülkem isterim , hepsi bu.

Dolayısıyla giden geminin dümeninde sağlam insanlar olsun kim istemez , dalga, fırtına, kayalık, sığlıklar ve ateşler arasında gidiyor gemi şaka değil .

Bugün gördüğümüz tablo, dünya çapında endüstriyel istihdamın ve proleterleşmenin en yüksek sınırına ulaştığı bir noktada diye yazıyorlar otoriteler , bu zenginleşme proleterleşmeyi körüklemiş demek !

Şimdi işi bu hale getirenler robot mobot kıçı kurtarmaya bakıyorlar ! İnsanlara güzel işlerle uğraşacakları daha bol vakit kalacakmış robotlar sayesinde,

İşsiz kalanlar binecekler Ferrarilerine dolaş babam dolaş …hımmmmmm proleterya hobiden hobiye tenis oynayıp , balık tutup , resim yapıyor mu olacak yani …tabii tabii….hımmmm

Bu kafayla robotlar yelek dikmeye başlasa iyi olur açlıktan meydana inenlere satarlar artık ….

Ekonomi dergilerindeki makalelerden bazıları diyor ki , bu sistemin merkezinde birikmiş dev bir sermaye birikimi, aynı zamanda teknolojik ve askeri gücü de kontrol eden dünya finans merkezleri ve ticaret kanunları var … Kyoto hemen şimdi diye ötenlerin aklına gelir miydi

Paris’te olacaklar ?

Yazılanlara dönecek olursak adamlar daha ne desin hiç boş yok , bunların kararları dışında kımıldamak mümkün görünmüyor , her yerdeler.

Bizden kimler var bunların arasında , Forbes’in en güçlü 100 ‘ler listesini geçin , karar verenlerden söz ediyorum .

Herşeyi kontrollerinde tutmak adına solcu , sağcı, ırkçı, liberal , kafatasçı , Hristiyan, Müslüman, Ateiest her inançtan olabilen savaş dahil her türlü hır çıkarma kabiliyeti olan ve o sermaye birikimine istikamet verebilen oyunbazlardan söz ediyorum .

Sovyet devrimi dahil dünyayı şekillendiren her hareketin içinde o sermaye birikimi olmuş zaten . Sovyet devrimini piyangodan çıkan paralarla yapmadılar herhalde .


Bu durumda sermaye , bizim işadamları , sen ben bizim oğlanlar nasıl sağlıklı çalışacaklar, çalışamıyorlar zaten habire batıyorlar , konkordato bir liman sığındıkları .

Meseleye bir de bu gözle baksak diyorum .

Onlarda emperyalist finansal pozisyonlarına bağımlı durumdalar, otur otur kalk kalk , bir çıkış buldular adını konkordato koydular ne yapsınlar .

Öte yandan ne anladım bizdeki bu zenginlikten , nerede gücü ?

Fark yaratmak , ikna edebilmek onları zaten geçtik bir var bir yoklar.

Ve ne uğruna bu zenginlik , küresel eşitsizlik için eleman mı lazımdı da seçilip zengin oldunuz veya zengin edildiniz hele hele ‘ sanatçılık ‘ , ‘ edebiyatçılık’ iddiasında olanlar , değer miydi ulan bunca hiçliğe , size yakıştı mı ?

Dünyanın yarısına sahip olan insanlar arasında yeriniz oldu mu peki , bunca yırtınmaya , neredeeee iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan dünyadaki zenginliğin yarısına sahip siz serçe parmağın tırnağının ucu bile değilsiniz , hala ne konuşuyorlar ama cır cır cır …köşk almış, ödül törenine davetliymiş , araba koleksiyornu varmış ….mış da mış …

Avrupa sokaklara inmiş , tehlike rekor seviyelere ulaşmış durumda ben uydurmuyorum buyrun bütün yabancı haber kanallarına bakın .

Bu kalabalıklar De Gaulle’e inat gaza getirilen sonra Ertuğrullaşan gençlikle aynı değil robotlara karşı ‘asla pes etmeyeceğiz’ diyorlar .

Gözdağı diyelim ki Macron’a , peki kimden ? Onu kim getirdiyse onlardan !

Nehirden kimler akıp gidecek bekleyip göreceğiz sağ kalırsak .

Servetleriyle şişinenlerin ve ‘çok akıllı ‘ ‘çok yetenekli’ ilan edilenlerin bu tehlikeyi kafası mı almıyor , bunları sayıyla mı verdiler bize .

Dünyada yaratılmış bir siyasi – ekonomik kriz ortasında en az ihtiyacımız olan ise her alanda moronlar.

Oyalayamıyor, bilinçlendiremiyor, güldüremiyor, moral veremiyor sadece sinirlendiriyorlar .

Dünya varlıkları çaresizliğin simgesi ne varsa kurtulmak için mücadele ediyor ya biz ?

Stratejik vizyon olmadan planlama olur mu , harekete geçmeyen farkındalığın kime ne faydası olur desek faydası olur mu ?

Kötü düşünceler, değersiz gayretler zamanla insanların yüzüne en çok da bakışlarına yerleşip sahtekarlığı gözlerle açık ediyor .

Bu karmaşa içinde ne anlattığı belli olmayan dizilere ve televizyonlara kafa sokmuş her mihnet kabulü kim varsa aman kardeşler gözlerinizi koruyun , her şey oradan belli oluyor yalan dolan dahildir bu hesaba.

Peki bu devamı aslında mümkün olmaması gereken medya durumu hala nasıl devam edebiliyor ?

Cem Küçük bile buna cevap veremiyor !

Milton Friedman’ın şu cümlesi yanıt olabilir mi acaba ?

‘Ancak devlet, çok iyi bir beyaz kağıdı kaliteli mürekkeple baştan başa kapatıp , iki değerli şeyin birleşiminden değersiz bir kombinasyon yapabilir.’

Saygıyla Kayda Geçirdik Elimizden Gelen Budur

necefugurlu@gmail.com