İngiliz Sicimi ve Barış Yarkadaş’a Borç

Efendim ‘ asılacaksan ingiliz sicimiyle ‘ asıl diye sapık bir önerme vardır , hangi hıyar söylediyse artık , asılmaya razı fakat bari sağlam olsun diye...

Efendim ‘ asılacaksan ingiliz sicimiyle ‘ asıl diye sapık bir önerme vardır , hangi hıyar söylediyse artık , asılmaya razı fakat bari sağlam olsun diye İngiliz sicimi , ipi istiyor , giderayak bir yalaka türü , ve böylesi salaklar az bulunur .

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk boşuna gözümüzün bebeği bankamıza TDK’ya verilmek üzere para bırakmamış, böyle boktan deyimleri ayıklamak dili zihin istilalarından , bilinçaltı dolduruşlardan korumak için , bir ulus anadilinde bir başka ulusa yağcılık yapıyorsa ilişkilerinde ciddi sorun vardır.

Atamızın bu kutsal vasiyetini yerine getirmek yerine banka reklamlarında zihinlere komedi işlemek için kaç yıl hangi bütçe kime ne verildi vicdanlara bırakıyorum .

Hani yüzümüz de gülseydi bari , konu yok, sanat yok , oyuncu yok sadece bol masraf var işler.

Müslümanlar zaten birbirlerinin yüzlerinde gülümseme görmeye hasretler , ancak kendilerini aşağılayan bir mizah türüne alkış tutan meczuplar var , yazıklar olsun .

Lugatlar bu deyim, deyiş her ne ise eş anlamlısı olarak ‘ Bir işi ustasına yaptırmak.’ olarak veriyor .

Bu kadar ciddi boyutta dile girmiş bir yalakalık görülmemiş ,

Subliminal, bilinçaltı bırt eksperleri şuna bir el atsanız , her şeye ben bakamam ki yaş 70’e geldi .

Vahidettin İngiliz gemisine binip kaçtı diye sitem edenlerle bu cümleyi kullananlar aynı olunca daha da tuhaf oluyor iş . Ulan hangisisiniz ?

Kendi şehitlerini bırakıp Anzak ağıtları yakan üstelik akademisyen ve ‘Yüksek Müslüman’ Anzakseverleri de aynı kategoriye koyabiliriz .

Tıpkı devlet şeklimizde belirtilmiş olan laikliğin milli yerli olduğunu kabul etmeyip senelerdir kenarından köşesinden güya felsefi tartışmalarla yabancılaştırıp delmeye çalışanlar gibi .

Felsefe de ne yakışıyor ama , nüfuslarında hepsinin babası ‘Abdullah’ yazan haremin yosmalaştırdığı talihsizlere ‘Büyükannemiz’ diyen kafasızlardan bir grup .

Demokrasilerde her şey tartışılır diye başlayıp her haltın tartışılmayacağını anlamayan ahmakların çocuk pornosu için çizgi film öneren ahmaklığına dayanmıştık , yuh ki ne yuh.

Laikliğin ; sahneye transparan elbise ile çıkıp hay aksi ışıkların oyunuyla içini gösteren ya da bol yakası düşüp memesi görünen teşhircilik ile güvenceye alınabileceğini zannedenlerle aynı soydan galiba bunlarda .

İkna odaları kadar berbat fikirler ,

Halbuki eşit yurttaşlık ve hukuk istemek kafi , neyi tartışıyorlar.

Demokrasi hayranları ise şöyle başladılar ,

değişik fikirler tartışılmalıymış , herkes fikrini söyleyecek , sonra Münip Efendi’nin muhterem eşinin 50 kişilik tehditleri , karşısında teşvikler ve şimdi iyice meydan okuyorlar . EE ne oldu tartışma filan kalmadı bir meydan okuma var .

Şimdi demokrasi adına kadınların dayak yeme özgürlüğünü tartışmaya kalkarlarsa şaşırmayın , bunların beyin pusulası şaşmış.

Dayak yemek isteyen kadın bizim demokrasi, özgürlük sorunumuz değil, psikologların görmesi lazım , bir zahmet ‘hanım istedi ben de dövdüm ‘ diyen kocasını da götürsün .

Demokrasi bunlara göre ;

İsteyen peçe ile gezecek, isteyen çarçafla denize girecek, isteyen eşinden dayak yiyecek , isteyenler küçük kızlarını sünnet edebilecek , isteyen çocuklar eşlerinin izniyle hamile kalabilecek , evlendirilecekler ve çok eşliliğe gıkları çıkmayacak öyle mi ?

Bu manyakları çok dinledik demokrasiyle uzaktan yakından alakaları yok .

Ama bütün bunların arasında en gücüme giden hamile kadın sokağa çıkmasın diyeni savunabilen hukukçu Cumhuriyet kadını oldu , bunu yapmayacaktı hoş daha sonra daha beterlerini de yaptı .

Kabataş Yalanına alet olan kadınlarda çok gücüme gitti , Cumhuriyet Kadınları böyle mi olmalıydı , kadınlar kadınların kurdu oldular

Hele en son Talibanı Afganistan’ın nurlu ufku , geleceği gören kadın kahretti beni.

Kadınlara karşı kadınlar Cumhuriyetimize yakışmıyor ama gerçek .

İşte bu ortamda 25-26. Dönem CHP İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş çatır çatır kadınları , haklarını , kazanımlarını savundu ve aksini savunan üstelik akademisyen bir kadını utanmaya davet etti.

Aslında Barış Yarkadaş Cumhuriyeti savundu , kadınları kurban vermedi .

Her zaman karşı fikirler karşısında da nezaketini koruyan bu genç siyasetçi bu güne kadar Cumhuriyetin temel ilkelerine sadakatinden ayrılmadı , bu kaçıncı sınavı hep kadınlardan yana oldu .

Ama , Ne yazık ki kadınların gücü Barış Yarkadaş’ı Mecliste tutamadı . Bu bizim , kadınların utancı .

Şimdi biz Kadınlar , Yarkadaş’a daha da borçlandık , daha önce de bir taciz olayında gerçeklerin ortaya çıkması uğruna, partisi içinde bir başka ‘ kadına karşı kadınla’ karşı karşıya gelmeyi göze almıştı . Kadınlara karşı kadınları kullanmak harem oyunlarına yakışır, Cumhuriyete değil. Barış Yarkadaş umarım yeniden TBMM deki yerini alır .

Ona Borcumuz Saygıyla Kayda Geçsin

Etiketler
Barış Yarkadaş