Meteor çarpsa umurları değil, dispotik medya

Dünyaya , Allah korusun , Meteor filan çarpsa ve insanlıkta bir biz sağ kalsak 3, 4 saat süren ekranlardaki çene maratonlarında yine aynı...

Dünyaya , Allah korusun , Meteor filan çarpsa ve insanlıkta bir biz sağ kalsak

3, 4 saat süren ekranlardaki çene maratonlarında yine aynı şeyleri konuşup duracaklar.

Bunların neler olduğunu biliyorsunuz aşağı yukarı ;

İktidardan şikayet, hamaset, basın özgürlüğü , senelerce patronların korumasında iken basın özgürlüğü akıllarına getirmeyenler aynı kişiler değilmiş gibi, içeri giren çilekeşler arkalarından onların yasını tutanlar , timsah gözyaşları bile değişmiyor !

Yeni kanal açılma müjdesi bitmiyor , en son Cavit Çağlar nedense Kabataş Atmasyoncusu İsmet’e vermiş müjdeyi , artezyen kuyusu gibi oldu TV kanalları , açılıyor tükeniyor hoop yenisi !

Ve daima gideni aratan yeni gelenler zaten bir evvelki eskiler .

İnsan bumerangı gibi oldular , dönüp dolaşıp hoop ensemizdeler, ee eş dost , akraba oluca böyle olur.

Şu sıralar ekranların asıl mevzu cemaatler, ne çok uzmanı varmış , kapı kapı cemaat , cemaat gezerlermiş meğer bir gün arkalarından konuşmak için herhalde , insan niye cemaat cemaat gezer ki , neyse derin mevzu bu kültler, sanki büyük mesele , dünyada da böyle , devlet isterse gereğini yapar, biter.

Ne oldu murmonların çok eşliliği ? Bitti. Bu kadar .

Bize yolladıkları bir yönetici (herhalde çok eşlilik burada da var diye sempatik olur zannettiler ! ) adam kendini zor attı ülkesine, burada işler sanıldığı gibi değildir, çok şükür , hamd olsun bizi çözmek öyle basit iş hiç değildir.

Siyaseti ‘kült partiler’ le dizayn edersen o aman mücadele hangisiyle , nasıl edeceksin ?

Yani siyasi partilerle kült birbirine karışırsa işlerde karışmaz mı ?

Şimdi bir de moda her şeyi devletten istiyorlar ve bekliyorlar, pandemi kontrol altında olacak bu devletin görevi ama ; kına geceleri , düğünler , beach partileri, konserler, AVM dükkanlar açık olacak , setlerde diziler , geziler, ama virus yayılmayacak .

Toplu taşımacılık sorun ama gece hayatı değil , senin Kovid’in benim Kovid’im meselesi öyle mi ?

Devlet salgınla böyle nasıl baş edecek ?

Peki sizler yıllarca devletçi değildiniz , patronlarınız serbest piyasa ekonomisi güzellemesi programlar üstüne programlar yaptırdığında bir de yetmez beş tane , on tane hemde gıkınız çıkmadı mahmureler ,

şimdi pandemi yüzünden işsiz müzisyenler için devletten çare diyorsunuz , Acun’dan isteyeceğiniz şeyi devletten istiyorsunuz , Acun isterse , lütfederse kanalını müzisyenlere açar, dinlemek isteyen üç kuruş beş kuruş yardım eder, canlı müzik ev , stüdyolardan bağlantılı olmaz mı olur , hayırsever medya mogulu için çocuk oyuncağı .

Dünyada olup bitenler ise ekranlarda kim senin umuru değil hiç haber yok , Diyorum ya , sanki dünyada bizden başka sağ kalan yok ve bizim de en önemli konumuz Cumhurbaşkan lığı seçimleriyle ilgili mühendislik hesapları . Peki böyle bir seçim mi var , o da yok iyi çattık ekran terelellilerine.

Myanmar mahkemeleri , öldürülen masum sivillere ölüm emri verenler, susanlar,tanıklar konuşmaya başladı .

Salı akşamı Lezbos adasındaki mülteci kampında çıkan yangın için ise Eva Cosse insan hakları gözlemcisi AB ve Yunanistan’ın ihmalinin ‘vasiyeti’ dir insanlığa diyor , var mı bu konuda haber , var ise bana da haber verin.

190 kişinin ölümüne, 6000 kişinin yaralanmasına ve milyarlarca dolar hasara neden olan Beirut patlasının arkasındaki yolsuzlukları yazıyor , konuşuyor , bürokrasinin haberi vardı diye , dünya gazetecileri, gazeteleri bizde var mı ?

Ve daha dün medya geçmişleri olanların ve kahkaha atmaktan başka bir halt yapmamışların tasfiye edildikten sonra bile haber yapılmaları , hala kakalanmaları , kibirden yanına yanaşılmamaları ayıp kaçıyor .

Her kovulan üst yönetici kendisine görevdeyken tahsis edilen arabası ile evine yollanır patronda nezaket kırıntısı var ise , ben olmayanını da gördüm kim nasıl anlatmak bana düşmez , sadece adamın arabasında bıraktığı pardesü ve şemsiyesi eline verildi , sonrası ise bunu yapan patron ülkesini kaybetti , neyse.

‘Makam Arabası’ nı bırakın medyada ne ‘makam’ ı , patronlar makam kaybederken sunucunun, yöneticilerin ne iddiası olabilir ki , özel televizyonlarda ‘makam arabası ’ kavramı ise gülünç , görgüsüzlük , onu bile duyduk yahu geçin Allah Aşkına .

Kim neden konuşturur bunları yahu , bumareng gibiler dönüp geliyorlar

Karşınıza , tam bir kabus .

Kültür teskin eder , rehabilite eder, çakması hasta eder, mandolinleri geri getirmekten başlamak varken olmayan kültürün programları nesi ?

Distopik bir medya var , distopik bir topluma böyle medya .

İlk kez John Stuart Mill tarafından kullanan kavramda 'kötü bir yer' anlamı anlatılır Distopya ile , malum ütopyanın tam tersi olarak bir toplum şeklidir. Ütopya, mükemmel anlamına gelirken distopya ise baskıcı toplumu ifade eder ya, bir ortasını bulamadık .

Ve bu Cumhuriyeti kuranlar , onlar canları pahasına böyle bir distopya kurmadılar, ütopya’yı gerçek yaptılar .

Distopya yaratanlar kayda geçsin Saygıyla Efendim necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Urla