Yeni çağın araçlarıyla iletişim: TİP’in alana yayılan kampanyası

Siyasal İletişimci Eren Aksoyoğlu yazdı...

Türkiye İşçi Partisi’nin taşıdığı gelenek tarih içinde bazı kesintilere uğruyor. Dolayısıyla genç kuşaklar tarafından partinin hangi değerleri taşıdığının anlatılması başlı başına bir dert. Bu bugünün TİP’i için hem avantaj hem de bir dezavantaj. Zira tarihsel bagaj sadece Türkiye sosyalist hareketinin etki alanı içinde TİP’in bir sorumluluk alması veya sorumluluğu hatırlatmasıyla nihayetleniyor. Sosyalist partilerin görece ikincil önemde bulduğu seçimler söz konusu olduğunda bu bagajı taşımamak TİP’e birtakım avantajlar sağlıyor.

BİLİNİRLİĞİN ÖNEMİ

TİP genç bir parti. TKP’de bir ayrışma sürecine maruz kalan kadrolar bir geçiş partisi kurduktan sonra siyasetlerini TİP’e taşıdılar. Bütün bu süreçler TİP’in ve yapmak istediklerinin adını siyasi çevrelerde elbette tanıttı. Ancak geniş kamuoyunda 2 yıl süren bir bilinirlik çalışmasına imza atmak durumunda kaldılar. Bu bilinirlik çalışması sırasında HDP’yle birliktelik zorlayıcı da oldu. Zira partinin hem 40 bine yakın üyesinde hem de 50 bine yaklaşan gönüllü kadroları arasında zaman zaman reaksiyonları da getirdi. Buna büyüme sancıları da denebilir.

YENİ ÇAĞIN KİTLE İLETİŞİM ARACI

Üye sıçraması ise tuhaf bir şekilde Oğuzhan Uğur’un programı Babala TV’ye denk geliyor. Esasen parti Twitter alanını domine edebiliyor. Ancak Youtube yeni bir deneyim sayılır. Partinin propaganda büro sorumlusu Can Soyer “sosyal medya partisi” eleştirilerini şöyle karşılıyor: “Eskiden gazete bir kitle iletişim aracıydı. İnsanlar gazeteden haber alırlar, gazeteler günde iki baskı yaparlardı. Onun yerini radyo aldı. Bugünün kitle iletişim aracı ise sosyal medya. Dolayısıyla bu mecrayı iyi kullanmaya özen gösteriyoruz.” TİP sosyal medyayı iyi kullanan partiler arasında üst sıralarda. Bazı postları Kılıçdaroğlu’nun etkileşimleriyle yarışıyor. Merkezi hesapların yanında onu güçlendiren kampanya ve kişi hesapları var. Bu hesaplar içerikleri geniş bir alana yayıyor. Sahadaki kampanyalara göre TİP kampanyasında çok az içerik görüyoruz. Parti içerik enflasyonu yaratmak istemiyor. Bunun yerine daha az içerik daha fazla görüntülenme alsın isteniyor.

KADIKÖY’ÜN İHRACI

Sosyal medyada dolaşıma giren içerik türleri partiyi fazlaca Kadıköylü gösteriyor. Bu yeni ama o kadar da yeni olmayan solcu tipolojisi kitlelerin sempatisini topluyor. Özellikle CHP’nin kuşatamadığı gençler ve kadınlarda karşılık buluyor. Evlilik kurumuna inancın birkaç magazinel gelişmeyle zayıfladığı TİP çevrelerinde esas amaç ideolojinin yoğun baskısı yerine olabildiğince hayatın içinden, kısa ve net mesajlar vermek. Genç Karl Marx’ı yorumlayan bir TİP’li üç kelime yerine dört kelime kullanarak yorulmak, dolayısıyla karşısındakini yormak istemiyor. Bu haksız bir eleştiri de olabilir. Tarzın bir miktar Kadıköylü, fazlaca İstanbullu olduğunu düşünüyorum. SOL Parti’den farklı olarak bu bir İstanbul kampanyası.

HEDEF 2,9’U GEÇMEK

Solun önünde bir toplumsallaşma sorunu var. Bu toplumsallaşmanın burjuva siyaseti içinde hangi verili alanla kendini gösterebileceğini de etraflıca tartışmak gerek. Sendikalar, örgütlü toplum; mavi ve beyaz yakalıların ideolojik olarak bir kuşatmaya tabi tutulması. Bütün bunların yanında sayabileceğimiz verili alan sandık. Sol partiler ne kadar oy alıyorlar sorusunun cevabını bulmak. TİP de buna kafa yorarak bir kampanya yapıyor. Hedef ise tarihsel TİP’in 1965 seçimlerinde aldığı oy olan yüzde 2,97’in üzerine çıkmak.

Son derece çalkantılı Türk ve Kürt siyasetinin arasında salınıyor olmak; buna bağlı psikolojik üstünlük tartışmaları ve diğer partiler gibi ittifaklar siyasetinin zorluğuyla boğuşuyor TİP. 14 Mayıs seçimleri parti için önemli bir eşik olarak kabul ediliyor.

Etiketler
Türkiye İşçi Partisi - TİP Erkan Baş