CHP’de yeni dönemin kodları(II): Politika geliştiriciler

CHP’de dengeler henüz kurulmadı. Çok parçalı, çok ekipli, dolayısıyla yerel seçimlerle birlikte çokça talep eden CHP’nin toplam siyasetini yönetmek zorunda Özgür Özel. Sorunlar çetrefilli ve işler zor. Ancak ve sadece politika geliştiricilerin belirlenmesiyle sorunlar büyük ölçüde çözülebilir.

CHP’deki yarılma büyük kongre öncesi iki ana grubu meydana çıkarmıştı. Kamuoyunun “genel merkezci” ve “değişimci” olarak kodladığı bu iki ana grubun kısa erimli iki negatif kampanyası yıpratıcı ve yıkıcı oldu. Öyle ki bu kampanyaların bir tanesi kongrenin kaybeden grubu tarafından Twitter ses odalarında sürdürülüyor. Bu iki negatif kampanyanın en önemli kırılma anı eski lider Kılıçdaroğlu’nun kongre kürsüsünde söylediği “siz de oradaydınız” lafzında saklı. Zira ihaleyi bütünüyle teslim almamaya çalışan bu politik söylem belirli ölçülerde bir haklılığa işaret ediyor. Zaten kongre sürecinin alternatif politik söylemini inşa eden Cihaner ve Öymen çizgileri de bütün muhalefetlerini bunun üzerine kurmuş ve kanımca söylemin sınırlarını çizerek başarılı olmuşlardı.

Günah kime yazılacak?

Eski liderin üstünden atmaya, yeni genel başkanın ise üzerine almamaya çalıştığı bu ihale büyük kongreyle birlikte iptal edildi bile. Kongre delegelerinin ortadan ikiye bölünmesi bu günahın henüz kimsenin hanesine yazılmadığı gibi büyük kongreyi finalize etmediğimizi de gösteriyor esasen. Bu kongre soğuk bir şekilde en az 1 yıl daha sürecek gibi görünüyor. Yerel seçimlerdeki olası bir başarısızlık kongre gündemini de ısıtacak. Burada unutulmaması gereken bir durum var: parti içi muhalefet kongre salonuna elindeki 500 delegeyle girmiş olacak. Bu yüzden yeni genel başkan Özgür Özel’in ince eleyip sık dokumasına ihtiyaç var. Alevi toplumunun politik bir bölümünün kendi cemaatleri içinde Kılıçdaroğlu üzerinden Alevilere karşı yürütülen “kampanyaya” içerlediklerini sıklıkla anlattığı, İyi Parti’deki krizin Meral Akşener’i gün gün CHP’den uzaklaştırdığı, HDP’nin meşru siyaset zemininde kalmak için sertleşmek durumunda kalacağı ve CHP’yle “açık” bir pazarlık yapmak istediğini hissettirdiği bir ortamda yerel seçimlerdeki bir olası başarısızlık Özgür Özel’i epey zor durumda bırakabilir. Bu nedenlerden ötürü şu ara bol bol uçurumdan aşağıya atılacak günah keçilerine ihtiyaç olabilir.

Liderliğin inşasında İmamoğlu’nun pozisyonu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel katıldığı bütün yayınlarda İkinci Enternasyonal (Sosyalist Enternasyonal) eksenli bir uluslararası dayanışma çağrısında bulunuyor. İlhan Uzgel’in yaklaşımının bir yansıması olarak sosyal demokrat (yani Avrupa sosyalistleriyle) ve bağımsızlıkçı partilerle sıklıkla görüşeceğinin ve ortak politikaları belirlemek için çalışmalar yapacaklarının altını çiziyor. Buna karşın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde İkinci Enternasyonal ve Avrupa Sosyalist Partisi (PSOE) temsilcilerini makamında ağırladı. Bunun bir ön alma şeklinde (büyük ihtimalle önceden belirlenen bir programdı) algılanması Istanbul ve Ankara arasındaki uyumu bozabilir. Zira parti içi muhalefetin artık yavaş yavaş açığa çıkan beklentisi de Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu karşısında eli sıkıştığında gidebilecek bir kapısı olabileceği. Bu kapı ise partinin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve/veya muhalefetin lideri görüntüsü edinen Oğuz Kaan Salıcı.

Buradaki esas tehlike ise Özel-İmamoğlu arasındaki ilişki ne kadar sıcak ve yakın olursa olsun kamuoyuna aralarında rekabete dayalı bir ön alma ve kadrolaşma çabası varmış gibi aksettirilmesi. Bu sorunun Özgür Özel’in liderlik inşasını geciktireceği ve muhataplığı belirli aşamalarda Ekrem İmamoğlu’nda biriktirmesi de muhtemel. Dolayısıyla CHP Genel Merkezi’nin kamuoyunda belirecek soru işaretleri için önlem alması bir şart gibi görünüyor.

Özel’in Önder Sav’ı olma potansiyeli taşıyan ofis: Akçam Plaza

Özgür Özel’in adaylık kampanya ofisi Turan Güneş Bulvarı üzerindeki Akçam Plaza’daydı. Bu ofis CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından sıklıkla eleştirilen “hepimiz birlikteydik” kadrosunu içeriyordu. Bu isimlerin neredeyse hiçbiri CHP’nin yeni Parti Meclisi’nde değiller. Politika yapıcı bir pozisyonları da yok. Ancak onları zaman zaman TV ekranlarında veya gazete haberlerine görüyoruz. CHP’nin yeni MYK üyeleri zaman zaman, epey haklı olarak “partide kayıtdışı siyasetin olmayacağının” altını çiziyor. Bu yeni yaklaşımın işaret ettiği pek çok siyasi odak var şüphesiz. Ancak Akçam Plaza hiçbir pozisyonu olmamasına rağmen partinin politikalarını belirleme iradesi taşıyabilecek siyasetçi tipolojisini de barındırıyor. İyi niyetle, politika geliştiricilerin sadece CHP Parti Meclisi’nde olduklarını var sayalım. Ancak önümüz yerel seçimler var. Dolayısıyla aday belirleme süreçlerinde ofisin etkili olabileceği yönünde endişeler taşınıyor. Bu endişelere kulak tıkamamak gerekiyor. Zira ofisin şimdiki sahipleri eski siyaset kültürünün temsilcileri. Bu kültür ister istemez aday belirleme süreçlerinde aktif olmayı isteyeceklerdir: çünkü büyük kongreyi kazanan da “kendileriydi.” Akçam Plaza’daki ofisin kayıt dışılığı beraberinde bu isimleri Özgür Özel’in yeni Önder Sav’ı olmaya davet edebilir. Buradaki riski bertaraf etmenin yoluna ve yöntemine bakmak gerekebilir.

CHP’de dengeler henüz kurulmadı. Çok parçalı, çok ekipli, dolayısıyla yerel seçimlerle birlikte çokça talep eden CHP’nin toplam siyasetini yönetmek zorunda Özgür Özel. Sorunlar çetrefilli ve işler zor. Ancak ve sadece politika geliştiricilerin belirlenmesiyle sorunlar büyük ölçüde çözülebilir.