Nihilist Nietsche'nin Bildung Eğitim Felsefesi idealimiz olabilir mi?

Eğitimli İnsan Yüksek Kültürel Değerlerle Bezenmelidir Sadece Bir Vidayı Çevirmede Usta Uzmanlar Klasik eğitim...

Eğitimli İnsan Yüksek Kültürel Değerlerle Bezenmelidir

Sadece Bir Vidayı Çevirmede Usta Uzmanlar

Klasik eğitim felsefesinin temel yaklaşımlarından kültürel eğitim felsefesi eğitimi, öğrencinin felsefe, bilim, dil ve edebiyat gibi yüksek değerlerin dünyasına dâhil edilmesi; yani kültürün özel dünyasına nüfuz edebilmesi olarak görür. Yani eğitimi bildung olarak kabul ederler. Eğitimli insan, bu yönüyle, yüksek kültürel değerlerle bezenmelidir. Okullar ve eğitim kurumları da kültürün diğer nesillere aktarıldığı yerler olarak düşünüldüğünde, eğitim kültürün kendisi olmalıdır. Bu eğitim felsefesi; Goethe, Shelling, Scheleiermacher, Novalis, Nietzsche ve Schopenhauer gibi romantik ve irrasyonalist filozoflara dayanır. Bu felsefe natüralizme ve kuru akılcılığa bir tepkidir. Ülkemizin geleneksel yanını düşündüğümüzde, klasik eğitim felsefelerinin eğitimimize yoğun bir şekilde yansıdığını görebiliriz. Acaba, klasik eğitim felsefelerinden kültürel eğitim felsefesinin eğitimimizdeki etkisi nedir, daha doğru bir söyleyişle, bildung eğitim felsefesi, eğitim idealimiz olabilir mi ve nihilist bir filozof olan Nietzsche’nin eğitim felsefesinin öğeleri bize yansımış mıdır?

Bir Eğitim İdeali Olarak Bildung Nedir?

Bildung ideali demek; insanın, özelde de öğrencinin kültüre dahil edilmesi, kültür aracılığıyla kendini gerçekleştirmesidir. Eğitim bir kültürel olgunlaşmaya dayanmalıdır. Kültür, bir amacın aracı olmamalı; amacın kendisi olmalıdır. Ve bu kültür; bilim, felsefe, edebiyat, sanat ve teolojiyi kapsamalıdır. Modern dünyada, kendisine yabancılaşmış insan ancak kültür yoluyla kendini tam gerçekleştirebilir. Öğrenci, kültürle özgürleşebilir. Bu nedenle; mesleki eğitim sonralanmalıdır. Natüralist eğitim filozofları, aydınlanmanın kuru akılcılığına karşı çıkmakta, gerçeklere akıl yoluyla değil; coşum yoluyla, aşkla, dini tecrübeyle, artistik yaratıcı faaliyetlerle ulaşılacağını belirtmişlerdir. Duygu, istek ve hazlar görmezden gelinemez. Bu nedenle duygu ve arzular da eğitilmelidir.

Eğitim, Öğrencinin Potansiyelini Evrensel Kültür Aracılığıyla Şekillendirmelidir

Natüralist eğitim felsefesine göre; eğitim ve kültür asıl değerlerdir ve eğitim, öğrencinin potansiyelini evrensel kültüre uygun olarak şekillendirmelidir. Yani, kültür ve eğitim öğrenciye adeta manevi bir formasyon vermelidir. Ve tüm bunlar yapılırken, akıl kadar duyarlılıklara da önem verilmeli, dil-felsefe-sanat ve teoloji, derinlikli olarak öğretilmelidir. Tüm bunların sonunda ancak insan hayvanlıktan uzaklaşarak, topluluk için gerekli erdemleri kazanarak insan olabilir. Kültürel eğitim felsefesine göre; öğretim programları da tüm bunlara uygun bir şekilde; yani kültürün öğrencinin kendisini bir bütün olarak gerçekleştirmesini sağlayacak şekilde olmalıdır. Yine, duyarlılığı geliştirme amaçlı, okuma-yazma, dinleme-konuşma, öngörü özel bir öneme sahip olmalıdır öğretim programlarında. Büyük klasikleri okumak da ayrı bir öneme sahiptir.

Eğitim Olmadan Kültür, Kültür Olmadan Eğitim Olmaz

Nihilist bir filozof olan Nietzsche, kültürel eğitim felsefesinin irrasyonalist kanadının önemli temsilcisidir. Ona göre, kültür olmadan eğitim olamayacağı gibi, eğitim olmadan da kültür olmaz. İnsanın, hayvanlığını aşmasının yolunu, kültür olarak görür. Bu nedenle de eğitimin amacı, kültürlü insanlar yetiştirmek olmalıdır. Eğitimde hümanizm, yerini salt bilimsel anlayışa bırakırsa, bu nihilizme yol açar, diyordu. Okullarda yüksek kültürü ön plana çıkaracak felsefe, dil, tarih ve sanat tarzı dersler öncelemelidir, diyordu. Eğitimin amacı da üstün insanlar yaratarak; gerçek kültürün oluşturulması olmalıdır. Eğitim, manevi gelişmeyi ve entelektüel ilerlemeyi sağlamalıdır. Yoksa sonuçta madde peşinde koşan nihilist toplumdan başka bir şey kalmaz.

Sadece Bir Vidayı Çevirmekten başka Bir Şey Yapamayan Uzmanlar

Bilimin alt dallara ayrılıp uzmanlaşmanın artmasıyla, belli bir vidayı çevirmekten başka bir şey yapmayan; ama bu işte de inanılmaz bir ustalığa ulaşmış fabrika işçisi tarzı uzmanlar ortaya çıkar. Nietzsche’ye göre; öğretmen anın popüler kültüründen ziyade; gerçek kültür olan Helen dünyasına götürebilmelidir öğrencilerini. Ve okullar, öncelikle dili iyi öğretmelidirler. Dilin uygulamalı ve teoriye dayalı iyi öğretimiyle; öğrenciler, kültürde ustalaşabilir. Nietzsche, kitlelerin eğitimi ve hakiki eğitim ayrımına gider. Sıradan insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için; temel bilgi ve becerilerle donatılacakları bir eğitim almalarını savunurken; hakiki eğitimin seçkin insanların eğitimi olduğunu söyler. İnsan doğasının üstüne bu hakiki kültür eğitimiyle ulaşılabileceğini, bu yola az kişinin girebileceğini söyler.

Bizim gibi geleneksel yanı ağır basan bir ülke içinde, kültürel eğitim felsefecilerinin kültüre önem vermeleri hayati değerdedir. Ama bizim de onlar gibi daha yüksek kültür ideali oluşturabilmemiz adına; felsefe, bilim, dil, sanat ve edebiyata daha fazla önem vermemiz gerekmektedir. Öğrencilerimizin kültürel değerlerle kendini gerçekleştirmeleri; yani bildung idealini gerçekleştirmemiz halinde, insanımızın kendisine yabancılaşmasını önleyebilir; öğrencilerimizi kültürle özgürleştirebiliriz. Böylelikle, öğrencilerimizin duygu ve arzularını da eğitebiliriz. MEB, bu yönüyle, öğrencilerimizin kendilerini tüm yönleriyle gerçekleştirebilecekleri eğitim anlayışını oluşturmalı ve Nietzsche’de olduğu üzere; gerek pratik gerekse de teorik olarak dil öğretimine önem vermeli ve klasiklerin okunmasını sağlamalıdır. Yine MEB, nihilist bir toplum oluşmaması adına, okullarımızda entelektüel ilerlemeyi yaymalı ve sadece bir vidayı çevirmekten öteye gidemeyen ama inanılmaz ustalığa ulaşmış fabrika işçisi tarzı uzmanlaşmanın önüne geçmelidir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…