Kültürel barikatlar…

Önümüze çıkarılan (dayatılan mı demeliydim!) o kadar çok konu, sorun, problem var ki yaz yaz bitmiyor. Neresinden tutsan elinde kalıyor, olup bitene bakınca şimdilik ufukta ne çare var ne umut…

Önümüze çıkarılan (dayatılan mı demeliydim!) o kadar çok konu, sorun, problem var ki yaz yaz bitmiyor. Neresinden tutsan elinde kalıyor, olup bitene bakınca şimdilik ufukta ne çare var ne umut…

Toplumsal huzurumuzu bozan, demografik yapıyı değiştiren, sayıları 8 milyona dayanan, 40 milyar doları aşkın para harcadığımız sığınmacılar sayesinde yedinci kez dünyanın en çok sığınmacı barındıran ülkesi olduk. Kilis’te nüfusun yarısı kadar Suriyeli yaşıyor, uğurlarında kamu kaynaklarını sınırsız harcadığımız sığınmacıların 81 il, 973 ilçede yerleşmedikleri yer kalmadı. Bu sınırsız hoşgörü, bu inanılmaz konukseverlik nereye kadar ve niye?

Tasarruf diyen hükümetin bugüne kadar Somali’ye yaptığı yardımlar 1 milyar doları aştı. Yetinmedi, askeri üs, liman, hastane, fakülte kurdu, yine yetinmedi, şimdi de Ankara’da 200 milyonluk bir arazi hibe ederek üzerine büyükelçilik binası yapacak. Somali hayranlığının sonu nereye varacak bekleyip görelim?

Derecelere doyamıyoruz!

Ülkemiz AİHM raporlarına göre bireysel başvuruda hızla yükselerek lider ülke olmuş. Acep başka hangi alanlarda daha hangi ligleri zorluyoruz? Dur durak bilmeyen kadın cinayetleri, eğitimli işsizlik, beyin göçü, ekonomik sıkıntılar vb kesin de…

Yine bir başka dereceyi hekim göçünde yaşıyoruz. Hekimler ülkeyi terk etmeye devam ediyor. İyi hal belgesi alan doktor gidiyor, ayrılanların yerini Suriye, Afganistan, hatta bazı Afrika ülkelerinden gelen doktorlar dolduruyor. TTB verilerine göre; 2019- 1047, 2020- 931, 2021-1405, 2022-2685, 2023- 3025 doktor işini bırakıp başta Avrupa olmak üzere yurtdışına gitmiş. Yerine gelenlere bakınca; “Giderlerse gitsinler!” öyle mi? Bizi kıskanan Almanya’da asgari ücret 2300 EU, etin kilosu ise 10 EU ise neden gitmesin?

Bu arada; Bizim yoksullaşan emeklimiz, borç yükü altında kalan yaşlılarımız huzurevine gidiyormuş, başvurular yüzde 41 artış göstermiş, halkın bankalara borcu 3 trilyonu geçmiş, çiftçinin borçları 700 milyara ulaşmış, pazara bile gidemeyen emekliye yönetim yüzde 15 indirimli misafirhanelerde tatil yapın demiş. TRT’nin tesisinde 1 gecelik konaklama bedeli 3 bin lira imiş, krizin bedelini yoksul ödüyormuş halkın yüzde 75’i umutsuzmuş. Kime ne?

Eskiden “damak” çatlatan yemekler yerdik, şimdi ucuz olsun diye “damar” çatlatanlara döndük…

İki emekli arkadaşımla karşılaştık, çok gergindiler, nedenini sordum, yüzlerinde şaşkın, pişman bir ifadeyle şunu anlattılar; “Uzun süredir karşılaşmamıştık, sokakta birbirimizi görünce anılarımız depreşti, o sırada gözümüze çarpan dört harfli dondurmasıyla ünlü mekâna girdik, iki sütlaç, iki çay sipariş ettik, keşke fiyatını sorsaydık, hemen yedik, hesabı istedik, 406 TL dediler. Bu tutar sadece 2 sütlaç ve

iki çay içindi, boğazımız kurudu, sohbet edemeden, şaşkın, pişman, üzgün olarak çıktık, uzun süre konuşamadık, bir avuç malzemeyle evde 6 kâse sütlaç yaptığımızı düşündük, memleketin haline dalsak çıkamazdık, gel de yut ve unut deyip vedalaştık…

Yaşam yolculuğunun doğal duraklarına duygusal bir yolculuk!

Şimdi nereden çıktı yine ve yeniden bu kadın konusu demeyin, hiç bitmemişti ki, bu gidişle biteceği de yok gibi! Kadına karşı cellatlık, düşmanlık, acımasızlık, kötülükte sınır tanımama, insanı nefessiz bırakan yöntemler sürdükçe yaraya tuz basan konuşmalar bitmek bilmiyor…

Çünkü kalıpların dışına çıkan kadınların, yanlı ve yanlış bakış açısına karşı duran annelerin, “bir sıkıntınız, bir ihtiyacınız var mı?” sorusu asla sorulmayanların, hakaret dolu seslerin tınısını, sert bakışların, dayak izlerinin ruhu körelten izlerini unutmayanların, her şeye rağmen sorumluk üstlenmekten asla vazgeçmeyenlerin, özetle o çelik yürekli kadınların öyle hafife alınacak öyküleri yok…

Fransa’da “kadın gibi sür!” kampanyası…

Fransa’da kazaların yüzde 84’ünün sorumlusunun erkek sürücüler olduğu ortaya çıkınca kampanya başlatıldı adı; “Kadın gibi sür!” kampanyası! Keşke bizde de “Erkekler mi daha iyi sürücü, kadınlar mı?” yarışması açılsa, açık ara ipi göğüsleriz!

Beterin beteri var dedirten bir haber de komşudan!

47 yaşındaki Çeçen lider Kadirov 18 yaşındaki oğlunu Spor Bakanı, 25 yaşındaki kızını önce Kültür Bakanı, sonra başbakan yardımcısı, 15 yaşındaki oğlunu güvenlik departman başkanı, 26 yaşındaki damadını da Tarım Bakanı olarak atadı. Çeçen halkına hayırlı olsun…

Önemli not: TÜİK 2023’ün kaza bilançosunu açıkladı. Buna göre 1 milyon 314 bin 136 trafik kazasında 6 bin 548 kişi kazalarda hayatını kaybetmiş. Çoğunda da sürücüler kusurlu ve erkek…

Bitirme notu: Son günlerde yapılan eylemlerde ilginç pankartlar taşınıyor. Bunlardan biri şu; “Sağlığa bakan aranıyor!” Sadece sağlığa mı?