Seçim mi eylem mi?

"Son seçim, genç bir insanın intihar etmesine sebebiyet verdi. Bozulan dengemiz, tükenen umudumuzla geleceği yok mu sayacağız? Her koşulda umuda sahip çıkmak ve zihinsel karmaşaya son vermek durumundayız."

Uzun yıllardır süren bir savaşın içindeyim. Hala ölmedim ve benim gibi ölmeyenlerle farklı bir cephede, yeni bir savaşa hazırlanıyoruz şimdi. Benden çok daha genç askerler var yanımda. İçlerinden biri, dalgın bir anında yere bakıp “Neyse ki artık kılıç yok!” dedi. Bize anlatılanlardan başka bir şey yok aklımızda. Geceler boyunca bana doğru yaklaşan at nalının ve kınından sıyrılan kılıcın sesine uyandım. Başımı ellerimin arasına aldım. Hala hayattayım. Gördüm ki, o genç asker de benim gibi uyanıyor geceleri. Bir hafta geçti böyle savaşı düşünerek. Şimdiyse cephedeyiz. Belki de son defa selamlaşırken, atlıları kolluyor gözlerimiz.

Seçim mi eylem mi? - Resim : 1

NO

2012 Tarihli, Pablo Larrin’in yönettiği film Antonio Skarmeta’nin tiyatro oyunu El Plebiscito’ ya (halkoylaması) dayanıyor ve Şili’nin 1990 senesindeki referandum sürecini anlatıyor.

Augusto Pinochet, uluslararası siyasette halkın desteğini arkasına almış gibi göstermek için bir referanduma gitme kararı alır. Referandumu kendisinin seçiyor oluşu ve yaklaşık on yedi yıldır ülkede kurduğu diktatörlük, herkese seçim sonuçlarının onun lehine sonuçlanacağını düşündürür. Muhalefet, kazanmak için seçim stratejileri üzerinde çalışırken reklamcı Rène Saavedra (Gael García Bernal)ile çalışmaya karar verir. Umudunu yitirmiş bir halkı sandığa yöneltmek için ne yapmak gerektiğini araştırırlar. Gençleri ayrı, elli yaş üstünü ayrı düşünmek gerekir. Televizyonda her iki cephenin de tanıtım süresi on beşer dakikadır. Rène ise bu on beş dakika için alışılmışın dışında bir yol izlemeye karar verir. Ülkede gözaltılar ve işkenceler sürerken, özel hayatında da çıkmazda olan Rène, en başta kendisi için bir umut arayışına girer. "Hayır" sloganını eğlenceli bir hale getirerek mutlu bir Şili hayali oluşturur.

General Pinochet cephesinde ise hem muhalefetin reklam kampanyalarının benzerleri denenir hem de milliyetçi söylemler pompalanmaya devam eder. Bu sırada yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen muhalefet cephesi umut, coşku dolu bir hava ile güç ve enerji topluyor gibidir. Yine de alışılmış düzenin bozulmasını istemeyenler de vardır. Ev işlerinde Rène’ye yardımcı olan Carmen, Pinochet’yi destekleyeceğini, olması gerekenin bu olduğunu savunur.

Bunun bir benzerini de biz yaşıyoruz. Her şeyi kontrol edebileceğimizi sanarak, anksiyetemizin önüne geçmek, en azından gelecek tahmininde kazanmak istiyoruz. Fakat seçimler o kadar radikalize oldu ki eyleme gider gibi sandığa gidiyor, endişe içinde evlere dönün uyarısı alıyoruz.

Son seçim, genç bir insanın intihar etmesine sebebiyet verdi. Bozulan dengemiz, tükenen umudumuzla geleceği yok mu sayacağız? Her koşulda umuda sahip çıkmak ve zihinsel karmaşaya son vermek durumundayız. Bu seçim yeni, bu oy pusulası yeni ve biz savaştaki o genç asker gibi hala hayattayız.

Etiketler
İntihar Seçim