Stoilov’un Göz Göz’ü, Göz Göz’ün Stoilov’u

Göztepe’nin profesyonel futbol yarışmacı haklarının büyük ortağı olan Türk futbolunun ilk yabancı yatırımcısı Sport Republic, Trendyol 1. Lig’deki yabancı hoca yasağının kalkması için yoğun girişimlerde bulundu. Böylece, Kokoviç sahaya indi, sonrasında da Stoilov Göztepe’ye gelebildi. Belki de statünün değişmesi Göztepe’nin şampiyonluğunun, doğrudan Süper Lig’e çıkmasının önünü açtı.

Trendyol 1. Lig’de ikinci sırada yer alarak şampiyon olan ve doğrudan Süper Lig’e çıkan Göztepe’nin başarısında birçok bileşen var. Futbol Takımı ile Teknik Ekip, Yönetim, Sportif Direktörlük, Urla Adnan Süvari Tesisleri’ndeki ve Göztepe Gürsel Aksel’deki destek hizmetleri ekibi; ayrıca takımı hiç yalnız bırakmayarak tribünlerde “12. Adam” olan camia ve taraftar başarının mimarları.

Stoilov’un Göz Göz’ü, Göz Göz’ün Stoilov’u - Resim : 1

TRENDYOL 1. LİG’DE STATÜ İLE BİRLİKTE GÖZTEPE’NİN KADERİ DE DEĞİŞİYOR

Ancak ortaya çıkan başarıda bir isim var ki hakkı yadsınamaz. O isim, kuşkusuz Teknik Direktör Stanimir Stoilov. 2023-24 sezonunun ilk 12 haftasında takımın başında bir önceki sezon da görev yapan Radomir Kokoviç vardı. “Metodoloji Direktörü” unvanlı Kokoviç, geçen sezon yabancı teknik direktör yasağı nedeniyle sahaya giremedi ve maçlarda tribünde oldu. Yardımcıları Ekrem Dağ ve Şakir Özkayımoğlu kulübede oldu. Statünün 2023-24 sezonu başlamadan değişmesiyle birlikte Kokoviç sahaya inebildi ve kulübede yerini aldı. Göztepe’nin profesyonel futbol yarışmacı haklarının büyük ortağı olan Türk futbolunun ilk yabancı yatırımcısı Sport Republic, Trendyol 1. Lig’deki yabancı hoca yasağının kalkması için yoğun girişimlerde bulundu. Böylece, Kokoviç sahaya indi, sonrasında da Stoilov Göztepe’ye gelebildi. Belki de statünün değişmesi Göztepe’nin şampiyonluğunun, doğrudan Süper Lig’e çıkmasının önünü açtı.

YENİ HOCA İLE YENİ OYUN FELSEFESİ VE KAZANILAN OYUNCULAR, NOKTA ARA TRASNFERLER

Sarı kırmızılılar Kokoviç’le çıktıkları 12 maçta 6 kez sahadan galibiyetle, 4 kez de mağlubiyetle ayrılırken 2 kez de berabere kaldı ve 20 puan toplarken altıncı sırada kaldı. Stoilov’un göreve gelmesiyle birlikte gelen dört maç üst üste galibiyet Süper Lig ateşini yakmaya yetti. Aynı futbolcularla fakat farklı bir futbol felsefesiyle olağanüstü bir çıkış yakalayan Göz Göz “doğrudan Süper Lig” potasına girdi. Aranan kan bulunmuştu. Bu çıkış, sezon başından itibaren yüzde 40 civarındaki tribünleri de tamamen doldurdu. Kokoviç’in Göztepe’si pesimistti. Aşırı yan ve geri pas trafiği, kısır futbolla ancak tek farkla gelen zorlu galibiyetler, evde bile korkulu rüyalar yaşanması taraftarı da çileden çıkarıyordu. Büyük bir ciddiyetle ve takımını iyi analiz ederek kolları sıvayan Stoilov’un gelişiyle birlikte oyun felsefesi tamamen değişti. Kendi sistemi yerine takımın alıştığı 3-5-2’ye devam eden hoca, gereksiz geri ve yan pas trafiğine son verip tempolu ve dikine oyuna yönelerek önde baskıya geçerken bu anlayışı sahaya yansıtacak oyuncuları 11’de tercih etti ama kenara aldıklarını da küstürmedi. Eksiği olan oyuncuları bir kenara itmek yerine kazanmayı seçti ve başardı da. Örneğin, tribünlerden ıslık alan Kubilay’ı ne yaptı etti kazandı ve takıma yararlı hale getirdi. Ağırlığı nedeniyle ikinci yarıda kestiği ve son bölümlerde istediklerini yapabilir duruma geldiği için şans verdiği kaptan Atınç’a güvenerek son maçlarda 11’de forma verdi. Hoca, U 19’daki Dennis’i Doğan’ın sakatlığı üzerine 11’e alma cesaretini gösterdi ve bu oyuncudan istediği verimi aldı. Stoilov’un altın bir dokunuşu daha oldu; defansın önünde 6 numara pozisyonunda oynayan ve ayağında çok top tuttuğu için bazen kalesinde tehlikeye de yol açan Yalçın’ı kesmek yerine forvet arkasına çekip serbest oynattı çok yetenekli de olduğu için… Ve Yalçın da altın sezonunu yaşadı, takımın en iyilerinden birisi ve 9 golle en skorer ismi olarak şampiyonluğa katkısı oldu. Attığı goller yanında asistleri ve bazı gollerdeki hazırlayıcılığı ile göz kamaştırdı. Çok da gol kaçırdı ama son vuruşlarını geliştirdiğinde daha çok gole doğrudan katkısı olacaktır.

Stoilov, bir yandan takımı eline alır almaz var olan kadro ile vites artırdı, bir yandan da devre arasındaki takviyeleri düşündü. Nitekim devre arasında az ama öz transferlerle takım güçlendi ve Stoilov’ın Göz Göz’ü beşinci vitese taktı. Ara transferde takıma katılan nokta atışı isimler; defansta Helinton, forvet arkasında Ramon, forvette Romulo takıma güç kattı. Defansta iyi olan takım hücumda da hareketlendi. Helinton tam bir sambacı olarak oyuna hareket katarken Ramon ve Romulo da attıkıları kritik goller ve asistlerle skora katkıda bulundular. Bu arada Stoilov, sakatlık ve ceza durumlarını da dikkate alarak geniş kadrodaki hemen her futbolcuya şans verdi. Skoru bulduğu maçlarda beş değişikliği de yaptı. Formayı giyen oyuncu da beş maç oynamasa da her maç oynamış gibi oynadı. Hemen her maçta bir iki oyuncu sahneye çıkarak yıldızlaştı ve maçı kopardı. O oyuncuların ismi bazen Ogün, Helinton, Lis oldu; bazen Yalçın, bazen Bilal ve Romulo… Bazen de bir başkası. Fakat İsmail Köybaşı ve Atınç Nukan gibi kaptanlar da bu sezon çok forma giyemeseler de sakatlık ve tercih nedeniyle, yine de takım atmosferinin, arkadaşlığın mimarı oldular ve şampiyonluğa katkıları oldu. Atınç’ın son maçta son dakikada attığı beraberlik golü de şampiyonluk kutlamasının daha neşeli geçmesini sağladı.

VE BİTİME İKİ HAFTA GELEN ŞAMPİYONLUK

Sonuçta, Stoilov yönetimindeki Göz Göz 22 maçta 15 galibiyet, 5 beraberlik ve 2 yenilgi alarak bitime 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Ligi birinci bitiren Eyüpspor’u her iki maçta 5-1 ve 3-0’lık skorlarla devirmesi ise sezondaki süksesi oldu. Stoilov’un Göztepe’si sadece ilk yarının son maçında Bodrumsor’a deplasmanda 3-0 ve ikinci yarıda da yine deplasmanda Kocaelispor’a 3-2 kaybetti. Bodrumspor maçı Noel tatiline denk geldi. Hoca o maçta yabancı oyuncuları ülkelerine gönderip keşke demiştim sadece yerli oyuncularla kursaydı takımı. Çünkü bana öyle geldi ki yabancı oyuncuların aklı her ne kadar profesyonel olsalar da kendileri için çok önemli olan ülkeleri ve ailelerindeydi. Kocaelispor maçında ise belki kırk yılda bir olacak bir şey oldu! 83’e kadar maçı 2-0 önde götüren Göz Göz bu dakikadan sonra 3 penaltıya yol açıp kalesinde 3 gol gördü ve sahadan şaşırtıcı biçimde yenik ayrıldı! Bir disiplin ve ciddiyet abidesi de olan Stoilov herhalde bu sonuçtan sonra birkaç gün uyuyamamıştır!

Stoilov’un sözleşmesi sürüyor ve gelecek sezon Süper Lig’de de Göztepe’nin teknik direktörlüğünü sürdürecek. Arkasında kendisine inanan güçlü bir kuruluş, Sport Republic var… Onursal Başkan Sepil var… Başkan Ankersen ve başarılı Sportif Direktör Mance var… Takımın s oluşturacak ve oynattığı oyunun felsefesini kavrayan bir futbolcu grubu var… Arzuladığı savaşçı ruhu sahada gören ve o yüzden mest olan bir taraftar var… Mutlaka Süper Lig için oyuncu takviyeleri de olacak. Kısacası, bu argümanlar gösteriyor ki Göz Göz, Stoilov ile başarısını bir üst ligde de gösterecek.

Stoilov’un Göz Göz’ü, Göz Göz’ün Stoilov’u - Resim : 2

CİDDİ AMA ESPRİLİ

Tabii Stoilov ülkesi Bulgaristan’da ve Kazakistan’da büyük başarılara imza atarak Levski Sofia ve Astana ile 13 kupa kaldıran bir hoca. Türkiye’ye ilk defa FB forması ile gelmişti 30 yıl önce futbolcu olarak ve bir sezon oynayabilmişti sakatlandığı için ve o macera birkaç golle süslenerek yarım kalmıştı. Hocaya o günleri hatırlattım Urla’da ve “Ooo.. tarih oldu” yanıtını aldım. İngilizce konuşan ama az çok Türkçe de bilen Hoca, evet işinde çok ciddi ve gülmeyen bir tip. Zaten Gençlerbirliği maçının son düdüğü çalana kadar da sevinmedi ve güldüğünü gören olmadı. Ancak oldukça esprili de. Urla’da ona, “Sizin için ‘imparator’ diyorlar diyerek takılınca o da bana “Bir tane ‘imparator’ var orada” diye takıldı Fatih Terim’i kastederek. Hoca, Urla’yı ciddi çalışma ilkelerinden hareketle son maç öncesine kadar kimseye açmadı. Sezon başında Urla’ya Sportif Direktör İvan Mance’nin davetiyle gitmiştim. Hoca ile ilk defa Gençlerbirliği maçı sonrasında kesinleşen şampiyonluğun ardından, TRT Spor’un canlı yayını için Trendyol 1. Lig yorumcusu dostum, değerli ağabeyim Hayri Ülgen ile Göztepe Gürsel Aksel Stadı’ndaki çekiminde birlikteyken tanışabildim ve kısaca konuştuk ayaküzeri. İkinci karşılaşmamız ise yukarıda belirttiğim gibi Urla Adnan Süvari Tesisleri’nde oldu. Buluşma sonrasında bir süre antrenmanı da izledim; hoca sanki son maçın değil, ilk maçın antrenmanının ciddiyetindeydi yine.

Bu noktada sözü Stoilov’a, Urla’daki açıklamalarına bırakıp bir de doğrudan onun gözünden 22 haftada yaşananlara, şampiyonluğun nasıl geldiğinde, hocanın futbol felsefesine ve anlayışına bakalım…

“İLK GELDİĞİMDE STADYUMUN YARISI DOLUYDU”

“Hikayemizi şu anda iyi bir şekilde bitirdik ve işler iyi bittiği zaman zaten her şey güzeldir. Oyuncular, hocalar ve başkanımız gerçekten çok iyi bir şekilde çalıştık. Herkes her şeyini verdi ve hedefimize ulaştık. Şimdi mutluyuz, artık geleceğe odaklanacağız. Ben hayatımda hiçbir zaman geçmişle ilgili konuşmayı sevmiyorum. Her zaman kendimin ne yaptığına bakıyorum. İlk geldiğimde stadyumun yarısı doluydu. Göztepe’yi kapalı gişe olarak oynatmamız gerekiyordu. Bununla ilgili olarak futbol tarzımızı biraz değiştirdik. Bunun üzerine bazı değişiklikler yaptık. Daha agresif bir oyun oynamak istedik. Bununla ilgili olarak oyuncularımıza çalışmalar yaptırdık. Oyuncularımız ne istediğimizi çok iyi bir şekilde anladılar. Son 10 maçı da taraftarlarımızla birlikte kapalı gişe oynadık. Taraftarımıza sezon boyunca verdikleri destekten dolayı çok teşekkür etmek istiyorum.”

Stoilov’un Göz Göz’ü, Göz Göz’ün Stoilov’u - Resim : 3

“AKLINIZDA BİR ŞEYLER VARSA İSTEDİKLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRMEK KOLAY”

“Futbolda zor günler de var, zor günlerimiz de olacak. Onların her zaman bizim yanımızda olacağına inanıyorum. Futbolda eğer ne yapmayı biliyorsanız ve aklınızda bir şeyler varsa istediklerinizi gerçekleştirmek daha kolaydır. Benim de zaten aklımda buraya geldiğimde plan vardı. Daha önce de çalıştığım kulüplerde her zaman planım hazırdı. Bu planım üzerine çalışmalarımı gerçekleştirdim. Daha sonra da başarı geldi. Başarılı olduğunuz zaman taraftarlarla güzel ilişkiler oluşturmanız gerçekten çok kolay. Bize verdikleri destekten dolayı taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Aynı zaman kulübe ve oyuncularımıza verilen destek de çok değerliydi. Bunu da çok iyi bir şekilde gerçekleştirdiler. Hep beraber çok iyi bir şekilde çalıştık. Elimizden gelenin en iyisini sahaya yansıtmayı bildik. Bunun ardından taraftarlarımız bizi inanılmaz bir şekilde burada desteklediler. Bu onların stadyuma daha fazla gelmesini sağladı. Hedefimize ulaştık ama böyle çalışmaya ve daha da başarılı olmaya devam etmemiz gerekiyor. Ben buraya ilk geldiğimde taraftarı, kulübü ve atmosferi gördüğüm zaman Süper Lig’in zor olamayacağını düşündüm. İnsanlar TFF 1.Lig’in Süper Lig’den daha zor olduğunu söylese de biz bunu güzel bir şekilde başardık. Şimdi sıkı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Ben kendi adıma da taraftarımıza çok daha sıkı bir şekilde çalışacağımızın sözünü vermek istiyorum.”

“BİR OYUNCU GELİŞİRSE TÜM TAKIM GELİŞİR”

“Ben her zaman büyük hedefleri olan büyük takımlarda çalıştım. Kupalara ve şampiyonluklara oynayan takımlarda mücadele ettim. Oyuncularıma her zaman nasıl daha iyi olabileceğimize yönelik konuşmalar yaptım. Ben geldiğimde zaten oyuncularımın kalitesini gördüm. Kalite vardı ama inanç anlamında daha fazlasına ihtiyacımız vardı. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Oyun ve taktiksel anlamda da değişiklikler yaptık. Futbolun her zaman bir gerçeği vardır: Antrenmanda ne yapıyorsanız maçta da onu yaparsınız. Bu olduğu gibi sahaya yansır. Kendinizi her zaman en iyi şekilde geliştirmeye çalışmalısınız. Her zaman yüzde yüzünüzle çalışmalısınız. Ben de oyuncularıma her zaman gelişmeleri için destek verdim. Çünkü bir oyuncu gelişirse, tüm takım gelişir. Ardından da tüm takım başarılı olur.”

Stoilov’un Göz Göz’ü, Göz Göz’ün Stoilov’u - Resim : 4

“KAZANAN BİR ZİHNİYETE SAHİBİM”

“Başarılı olmak ve oyuncularımın gelişmesi için onları her zaman zorladım. Başarı hedefini her zaman yukarıya koymaya çalıştım. Çıtayı ne kadar yukarıya koyarsanız oyuncular o kadar gelişir, başarı da o kadar kolay gelir. Hedefinizi aşağıya koyarsanız istediklerinizi alamazsınız. Benim için bu çok önemliydi. Kazanan bir zihniyete sahibim ve kazanmayı seviyorum. Benim için beraberlik hiçbir zaman iyi bir sonuç olmadı. Bunu da olduğu gibi oyuncularıma yansıttım. Takımdaki oyuncularım, bu dediğim şeylere sahip olan ve bu felsefeyi kalbinde hisseden oyuncular. Zaten onların da desteğiyle bir birlik olduk. Bununla beraber iyi sonuçlar gelmeye başladı. Bu sonuçlarla her gün yolumuza güçlenerek devam ettik. Bir hoca olarak oyuncularıma her gün daha iyi olmaları konusunda destek verdim. Çünkü onlar gelişirse ve bunun sonucunda da başarıya ulaşırsak o zaman ben daha iyi olurum.”