Çığrından çıkan deney

2001 yapımı Das Experiment, Türkçe adıyla "Deney", 1971 yılında hayata geçirilen meşhur "Stanford Hapishane Deneyi"ni konu alıyor. Uygulandığı yılda büyük sansasyon yaratan bu deneyde üniversite öğrencilerinden oluşan bir grup denek, tamamen gönüllülük esasına göre bu deneye katılıyorlar. Deneyin sonunda yüklü bir miktar para vaadi var. Ancak deney, iki haftalık bir programda yapılacak şekilde planlanmışken, gardiyan ve mahkum rolündeki deneklerin psikolojik olarak yıkıma uğramasıyla 6. gününde sona erdirilmesiyle biliniyor. Deney, vaktinden erken bitirilse de, elde edilen sonuçlar yıllardır birçok kitaba, filme ve bilimsel makaleye konu olmaya yetiyor. Das Experiment, her ne kadar Stanford Hapishane Deneyi'nden esinlense de, finalinde orijinalinden ayrılmış ve izleyiciyi sarsan sahnelerle, yayınlandığı günden bugüne kadar konuşulmayı başarmış.

Das Experiment filminin, gerçek hayatta yapılan deneydeki bireylerin ruh hallerini yansıtmak amacıyla biraz aşırılıklar içerdiği söylenebilir. Film, bir taksi şoförü olan Tarek Fahd'ın, yüklü miktarda para karşılığı denek arandığı ilanını görmesiyle başlıyor. Fahd, bu deneye katılmaya karar veriyor ancak başka bir planı daha var. O da, tamamen gizli yapılan bu deneyden görüntüler alarak gazeteye vermek ve oradan da para almak.

Deneye katılan 20 erkek, kurayla gardiyan ve mahkum olarak ayrılıyor. Filmde, 8'i gardiyan 12'si mahkum olarak ayrılan deneklerin daha roller açıklanmadan önce "hangimiz gardiyan olduk?" sorusunu sık sık yöneltmesi dikkat çekici. Bununla birlikte tıpkı, gerçek deneyde olduğu gibi filmde de olaylar ikinci gününde çığrından çıkmaya başlıyor. Tarek'in gazeteye vereceği görüntüler için mi, yoksa babasıyla olan problemli geçmişinden ötürü mü bilinmez, isyankar havası olayları tetikliyor.

Deneyin başında "Mahkumların kurallara uymalarını sağlayın ancak şiddet uygulamak yasak" denilen gardiyanların giderek artan şiddet eğilimleri, yerini icraate bıraksa da deney sonlandırılmıyor. Başlangıçta cezalandırma yöntemi olarak şınav çektirme gibi yöntemleri uygulayan gardiyanlar, şiddetin dozunu giderek arttırarak psikolojik şiddetten fiziksel şiddete kadar türlü işkenceler uygulamaya başlıyor.

Rahatsız edici olaylar filmin sonuna doğru artıyor. Tek otorite olarak deneyin başındaki Profesör Thon'u gören gardiyan rolündeki denekler, ellerinde bulundurdukları gücü kaybetmemek amacıyla deneyin sona ermemesi için kontrolü ellerinde tutmaya çalışıyorlar. Deney, daha ikinci gününde amacına ulaşmış görünse de, profesörün deneyi sonlandırmaması olayların çığrından çıkmasında büyük rol oynuyor. Sonuç olarak bu olaylardan profesör de nasibini alıyor ve finalde güç sarhoşu olan deneklerden biri tarafından vurularak yaralanıyor.

İnsan psikolojisine ışık tutan bir deneyi konu alan bu filmde ilgi çekici sahnelerden biri, gardiyan Berus'un son sahnede bıçağı Tarek'e saplamak için sallaması fakat Tarek'in eliyle tutmasıyla ne yaptığını anlaması. Deney harici hayatında böyle bir şeyi asla yapmayacağını o anda kavrayan Berus, bunu bakışlarıyla izleyiciye geçirmeyi başarıyor. Ana teması, gündelik hayatında suç işlemeyecek insanların, iktidar ellerine geçtiğinde nasıl birer zalime dönüşebileceğini göstermek olan film, temasını filmin sonunda vermeyi başarıyor.