Vicdan

Kendimi zorlayıp daha iyi bir insan olabilmem için bana destek vermene, bana örnek olmana, bana yol göstermene ihtiyacım var. Eğer bu yolda istikrarlı ve azimli olursak, bir başka şekilde söylemek gerekirse kıymayı bozmamak konusunda inat edersek birkaç nesil içinde ciddi yol alırız diye umuyorum.

Editörüm, sadeleş dedi; sözün özünü yazmalıymışım. Dediğine uyup tali olan her şeyi attım, geriye tek kelime kaldı: Vicdan.

…….

Editörüme uyup bu yazıyı gazeteye gönderdim. Beş dakika sonra mesaj geldi: Sadece yazı başlığı geldi. Yazıyı ne zaman gönderirsin?

İyi o zaman, dedim kendi kendime ve aşağıdaki yazıyı yazmaya başladım. Aslında başladım demek pek doğru değil; bu sözcükleri şu an tuşluyorum.

…….

Dur! Düşün! Bu yaptığını tanıdığın herkesin göreceğini, öğreneceğini düşün. Bu durumda yapar mısın?... Çoğu davranışımızı değer verdiğimiz birilerinin göreceğini bilsek yapmayız. Bu sana özel bir durum değil. Söylediklerini dünyadaki tüm televizyonların ve sosyal medyanın canlı yayınlandığını farz et. Ettiğin lafların kaçını söylersin, düşün. Herkesin girdiğin, gösterdiğin kimliğin arkasındaki seni bildiğini hayal et. Bunca numaraya girer misin? Düşün!

Şimdi bir de son bir ricam olacak: Yaptıklarını, söylediklerini ve gösterdiklerini kime göre ve ne için değiştiriyorsun, bunu düşün. Bunlar gerçekten sana ait şeyler mi yoksa kabul ve beğeni kazanmak için mi yapıyorsun? Sen başkalarını etkilemek ve onlardan onay almak için mi yaşıyorsun? Bu yolla edindiğin şeylerden ve daha da ötesi kendinden mutlu olabilir misin?

Bunları sana soruyorum sevgili okuyan. Seni ayrı bir yere koyuyorum. Yoksa, televizyonda gördüğüm yüzlerce programda bir parça rating için kılıktan kılığa giren ve düştüğü acınası durumu paraya tahvil etmeye çalışanlar için çoktan iş işten geçmiş gibi. Kolay paranın zehrini bir kez kaptı mı iflah olmaz bir açlıkla her şeye saldırır, her şekle girer insan. Bu açıdan bakıldığında ve açık söyleyeyim “onlara da yazık, anlamak lazım” diyen tayfadan değilim. Tek hayatım var ve bu tipler yüzünden bu kısıtlı zamanımın bir bölümü heba oluyor. Diyeceksin ki kapa televizyonu, çık sosyal medyadan. Haklısın ama sorun şu ki, o insanlar sadece stüdyolarda yaşamıyor. Benimle aynı otobüse biniyor, aynı lokantada yemek yiyor veya aynı kuyruğa giriyorlar.

Bu türlerin yavaş yavaş görüntüden çıkmalarını istiyorum. Bunun yolunu ise rahmetli Charles Amca zamanında anlattı. Önümüzdeki seneden itibaren okul müfredatından çıkarılacak olan Charles Darwin türlerin zaman içinde bulundukları ortama uyum sağlamak için dönüşüm geçirdiğini söylemişti. Evrim Teorisi’ne göre bir türün değişmesi için süreç ve içinde bulunduğu yaşam şartları değişmeliymiş. Bizlerin daha zeki, daha ahlaklı ve vicdan sahibi olabilmemiz için bu unsurların topluma hâkim olması ve bu değerlerin takdir edilip mükafatlandırılması lazım. Ben işe kendimden başladım ama baktım zaten asosyal ve birilerine örnek olamayacak kadar sevimsiz biriyim, senden de yardım istemeye karar verdim. Kendimi iyileştirmem için, hatta kendimi zorlayıp daha iyi bir insan olabilmem için bana destek vermene, bana örnek olmana, bana yol göstermene ihtiyacım var. Eğer bu yolda istikrarlı ve azimli olursak, bir başka şekilde söylemek gerekirse kıymayı bozmamak konusunda inat edersek bir veya bilemedin birkaç nesil içinde ciddi yol alırız diye umuyorum.

………….

İlk yazdığım romanda öğretmen bir öğrencisinin “adalet nedir?” sorusuna “toplumun vicdanıdır” diye yanıt vermişti. Şimdi, bizim topluma bakıyorum, sosyal medyada geziniyorum, televizyondakileri seyrediyorum ve soruyorum: Biz hangi adaleti bekliyoruz?

Etiketler
Adalet Vicdan evrim teorisi