İnsan Değişebilir!

“Yapacağım dediğiniz zaman, yeryüzünde hiçbir şey sizi durduramaz.” Ernest Wood

Böyle gelmiş böyle gidercinin mottosudur: “İnsanlar değişmez, değişemez!” Oysa zor da olsa insan değişebilir. Sınırlayıcı, imkânsızcı, olumsuz, neyi yapamayacağınızı size söylemeye meraklı kitleyi geride bırakan kişi düşüncesini, duygusunu ve sonuçta davranışını değiştirebilir. Doğuştan gelen özelikleri yani mayası elbette ki etkilidir ancak kaderi değildir. İnsan olmanın en temel özelliklerinden biri irade sahibi olmaktır. Yaratılışta olan birçok özellik çok güç de olsa kendine güvenerek inançla çabalayarak değiştirilebilir. Cemiyetin ve yakın çevrenin kişi üzerindeki etkisi de yadsınmamalıdır.

Değişmek için öncelikle kişinin buna ihtiyaç duyması gereklidir. “Değişeceğim” diyen insanın neyin yerine ne koyarak değiştirmesi gerektiğine de karar vermesi gereklidir. İçten kaynaklanan, dışardan zorlama ile olmayan değişim uzun zaman yaşayabilecektir. Değişim, gelişim ve dönüşüm mikro anlamda bir evreni ihtiva eden insanın da özüdür.

"Ben değişmem, ben buyum, insan yedisinde neyse yetmişinde de odur, ölene kadar kalas gibi aynı kalacağım" tarzı sözler doğanın gerçekleriyle çelişir. Rutin kitlenin zehridir. Çaba sarf etmemek, olumsuzluğa alışmak, görmezden gelmek, günü kurtarmak, fazla düşünmemek, emek harcamamak otomatik pilota bağlamış güruh için çok genel geçer davranışlardır.

Aileden gelen genler, bireyin yetiştiği ortam, eğitimi, bulunduğu çevre kişiliğini şekillendirir. Kendine güvenemeyen, yarı yolda kalacağına inanan ya da felsefesiz yaşayanlar için değişim zaten bir ihtiyaç değildir. O kendine biçtiği ye-iç-para kazan-üre- zır cahil dörtgeninde kendince çok dolu dolu yaşadığını sanarak ancak gerçekte neredeyse boşuna yer kaplayarak yaşamaya devam eder. Her konuda parçayla ilgilenerek sığ bakış açıları ile bütünü asla göremezler.

Bazıları için değişim bir tehlikedir. Bir insan kendi yolunda uğraş vererek insanların gözü önünde dönüşüyorsa bu kitlece hiç de iyi karşılanmaz. Kendileri “böyle gelmiş böyle giderci” felsefesizliğin kurbanları olduğu için kuyudan çıkmak için çabalayan birini gördüklerinde derhal onu da alaşağı etmek için harekete geçerler.

Akıl da insan olgunlaştıkça değişir. İstemek değişim yolunun başıdır. Eksiği, yanlışı görmek ve yerine “nasıl bir yeni ben komalıyım”’a karar vermek önemlidir. Peşi sıra en zor olan içsel çekişmelerle kendini yaşarken öldürüp yeni bir ben doğurabilme süreci başlar. “Ben buyum, değişmem, huylu huyundan vazgeçmez” söyleminin temsilcisi kafasız insan için burası yolun sonudur.

Toplumun dönüştürücü baskın iradesi ile zorla bir yöne değişim, menfaat icabı pragmatist değişim, fikirde değil ambalajda değişim, günü kurtarmak için değişim hatta olumsuz değişim konumuz değildir. Hür irade ile iyi, doğru ve güzel yönünde kişinin kendi içinden alevlenen olumlu değişim yücedir. Değişim bir farkındalıktır, uyanıştır. İnsanoğlu değişmek istediği kadar değişir.“Değişeceğim diyen insana inanılır, onu değiştireceğim diyene değil” denir.

“İnsan güç de olsa değişebilir” diyenin olumsuz kutbu her zaman görev başındadır. Tüm olumlu çabalara “imkânsız” diye atılan bu kitle burada derhal kendini parçalarcasına öne atar ve sazı ele alır: “Değişim kocaman bir yalandır, çevrene bak kim başarmış, insan değişmez zaman zorla değiştirir, can çıkar huy çıkmaz…”

“Kaç yıldır uğraşıyorum şu kişiyi bir türlü değiştiremedim” vesvesesi de çok geneldir. Kişi sadece ama sadece kendini özgürce değiştirebilir. Değişim yolunu içtenlikle paylaştığında biri bu yoldan almaya değer bir nokta gözlemlerse kendi iradesi ile alıp yaşamında uygular. “Değiştireceğim” şeklinde yola çıkanların kendileri nereye gitse takip eden yol arkadaşı hüzün ve hayal kırıklığıdır.

Değişim isteği önce bireyde oluşur, sonra zihniyet değişir bu eylemi etkiler ve bu eylem ile istenilen sonuca ulaşılır. Zihniyet yani düşünce yapısı değişmeden hiçbir şey değişemez. Değişen düşünce tarzı kişinin kalıp duygu sistematiğini yırtıp atar, dönüştürür bunun sonucu ise yeni yepyeni bir davranış ile eyleme geçiştir. Aynı sarmal düşünce ve eylemlerle yeni sonuçlar beklemek gülünesi bir beklentidir.

Kişisel gelişim seminerleri, eğitimleri, filmleri, yazıları, kitapları, dönüşüm için tam hazır olmayanlarda ani bir etkiyle bazı geçici davranış değişikliklerine yol açabilir ancak potansiyel olarak hazır olan için bunun onda biri bile yeterli olacaktır. O sadece zihninde çakacak küçük bir kıvılcım ile gelişimin o uzun yoluna derhal koyulacaktır. Onun değişimi kalıcıdır. Birey, maymun iştahlının ani küçük değişim krizleri ve gel-gitleri gibi değil kesin davranış değişiklikleri ile ömür boyu sürecek olan bir farkındalık yoluna koyulacaktır. Zihniyet değişimi onlarda şiddetli ve kalıcı olacaktır.

Karl Marx şöyle bitiriyor: "Evrende Değişmeyen Tek Şey Değişimdir"