Ali Taştan yazdı: MEB’den MESEM’deki soruşturmalara ‘seçim’ arası; paralar akmaya devam edecek

Bir mesaj iletiliyor. Bu mesaj ile soruşturmalar 1 Nisan’a kadar erteleniyor. MESEM’lerde ciddi usulsüzlükler olduğu, hayali öğrenci kayıtlarının yapıldığı ayyuka çıkmışken bu kapsamdaki soruşturmalar neden erteleniyor?

MEB’in Mesleki Eğitimde İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili yayınladığı genelge hususunda bir yazı kaleme almıştım. Bu yazının üzerine bazı sendikalar öğretmenlere dayatılan zorunlu görevle ilgili kararlar aldı. En azından sendikaların tedbir alması öğretmenlerin elini rahatlattı.

Bugün sizlere MEB’in yöneticilerinin nasıl bir acz ve cehalet içerisinde olduklarını anlatmaya çalışacağım.

Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Eğitimde İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili genelgesini 12 farklı mevzuata ilgi tutarak hazırlamış. Genelge içerisinde sık sık “….il/ilçe millî eğitim müdürlüklerinde görevli iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının da katılımıyla…” gibi ifadelere yer verilmiş. Ancak MEB bünyesinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı unvanı bugüne kadar hiç kullanılmamış. İş Güvenliği Uzmanı, İş Yeri Hekimi ve diğer Sağlık Personeli unvanları kullanılmış. Bu üç unvana İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri deniyor. MEB’in genelgesini hazırlayıp Bakan Yusuf TEKİN’e imzalatanların birimlerindeki unvanlardan bile haberi yok. Ayrıca öğreniyoruz ki, çocuklarımızın çalıştığı iş yerlerinin, iş sağlığı ve güvenlik açısından denetimlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılması gerekiyor.

Hatalarla dolu genelgeyi hazırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu duruma düşüren arkadaşların teknik kavramlardan bile haberleri yok. Bakanlığın Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi Daire Başkanlığı bulunuyor. Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü bu genelgeyi hazırlarken İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi Daire Başkanlığı’na bile danışmıyor. Başka bir ifade ile MEB’in bu konuda uzmanları varken Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü kimseye danışmadan bu genelgeyi hazırlıyor. Ayrıca Mesleki Ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde iş sağlığı ve güvenliğini koordine edecek bir ekip bile bulunmuyor.

Şimdi Sayın Bakan soru şu; İş kazaları en çok okullarımızda mı yoksa çocuklarımızın çalıştığı iş yerlerinde mi meydana geliyor? İş güvenliği uzmanlarının en çok bulunması gereken Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü bir genelge hazırlıyor ve hazırlayan ekip içerisinde uzman bir kadro bulunmuyor. Şundan eminim, bu satırları okuduktan sonra Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü’nün bu konuda ne kadar yetkin olduğunu ifade edeceksiniz. Değil Sayın Bakan, değil… Birlikte çalıştığınız bürokratlar sizi uçuruyor olsa da mesele bildiğiniz gibi değil. İşi ehline vermezseniz sonuç bu olur. Sizde okumadan o genelgeye imza atar günlerce eğitim kamuoyunu meşgul edersiniz.

NE YAPMALI?

Öncelikle benim tavsiyem, derhal istifa etmelisiniz. İstifa edeceğinizi düşünmüyorum. Bu nedenle İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi Daire Başkanlığı ile koordinasyonu sağlayamayan Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürünü görevden almalısınız.

Ayrıca birkaç hafta önce Bakanlık tarafından MESEM’ler ile ilgili yaklaşık 40 müfettiş görevlendirilmiş ve buralardaki usulsüz uygulamaların tespit edilmesi istenmişti. Birkaç gün önce müfettişlere “Değerli Arkadaşlar Halihazırda müfettişliğinizce MESEM kapsamında yürütülen inceleme/soruşturma çalışmalarına görülen lüzum üzerine 01 Nisan 2024 tarihine kadar ara verilecektir. Bu kapsamda, alanda çalışan arkadaşlarımızın bulundukları illerdeki inceleme soruşturma süreci tamamlandıktan sonra, Ankara, İstanbul ve İzmir illerindeki arkadaşlarımızın ise işlem yürüttükleri okuldaki süreç tamamlandıktan sonra ara vermeleri gerekmektedir. Bilgilerinize rica olunur.” şeklinde bir mesaj iletiliyor. Bu mesaj ile soruşturmalar 1 Nisan’a kadar erteleniyor. MESEM’lerde ciddi usulsüzlükler olduğu, hayali öğrenci kayıtlarının yapıldığı ayyuka çıkmışken bu kapsamdaki soruşturmalar neden erteleniyor?

Tabi bunu anlamak zor olmasa gerek. 31 Mart’ta yerel seçimler var. Bu soruşturmalar kapsamında mevzuata uygun hareket etmeyen ya da edemeyen özellikle küçük iş yerleri ile yapılan protokoller iptal edilecek. Personelinin maaş ve sigorta primini kendileri ödemek zorunda kalan iş yerleri de çalışanlarını kapının önüne koyacak. MESEM’lerde kayıtlı öğrenciler çalışacak iş yeri bulamayacak. Bu arada zorunlu eğitim yaş çağında olan hiçbir çocuğumuzun çalıştırılmasını doğru bulmadığımı belirtmeliyim. Sayın Bakan, personelinin maaş ve sigorta prim yükünü MEB’in sırtına yükleyen zincir marketler, özel okullar, özel özel eğitim merkezleri, eş, dost, hısım, akraba, yandaşlar kimler kamuoyuna açıklamalısınız. MESEM’lerde yaşananlardan tüm eğitimcilerin haberi var. Herhangi bir MESEM’de çalışan öğretmeni rastgele belirleyip konuşursanız size tüm detayları anlatacaktır.

Eğitim alanı ile ilgili sorunları tespit ederken karşılaştığım tablo içimi acıtıyor. Liyakat ilkesinin yok edildiği bir Milli Eğitim Bakanlığı karşıma çıkıyor. Sayın Bakan artık eş, dost, hısım, akraba, yandaş atamasından vaz geçin. İşi ehline vermediğiniz sürece hata yapmaya ve çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atmaya devam edeceksiniz.

Etiketler
MESEM Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Öğretmen Öğrenci Soruşturma