'Bize ne Ukrayna’dan' diyen Amerikalılar kim?

“Putin, sınır güvenliğini sağlamak için Ukrayna sınırındaki askeri varlığını arttırıyor.” Bu sözler, Rus devlet televizyonunda değil, ABD’nin en çok...

“Putin, sınır güvenliğini sağlamak için Ukrayna sınırındaki askeri varlığını arttırıyor.”

Bu sözler, Rus devlet televizyonunda değil, ABD’nin en çok izlenen kanallarından biri olan Fox News’in ünlü sunucusu Tucker Carlson tarafından sarf edildi. Trump’ın en sıkı destekçilerinden biri olan ve özellikle Cumhuriyetçi seçmeni fikirleriyle etkileyen Carlson, uzun bir süredir milyonların izlediği haber programında, Biden hükümetinin Ukrayna’ya verdiği desteği sorguluyor, ABD’lilerin adını bile bilmediği bir ülke için silah yardımı veya askeri destek verilmemesi, en önemlisi de Putin gibi güçlü bir lider ile mücadele etmek yerine uzlaşmak gerektiğini ateşli bir şekilde savunuyor.

Carlson, Ukrayna’nın yolsuzluklarla dolu, önemsiz bir ülke olduğunu vurguladıktan sonra Rusya’yı övüyor ve ABD’nin sorunun yanlış tarafında olduğunu belirtiyor. Bu sözler Rusların hoşuna gitmiş olacak ki Rus devlet televizyonunda da Carlson’ın sözlerini içeren kesitler yayınladı.

Missouri Senatörü Cumhuriyetçi Josh Hawley ise, geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Blinken’a bir mektup yazarak ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliğini destekleyen duruşundan vazgeçmesi, Rusya ile mücadeleye değil Çin ile rekabete odaklanması gerektiğini belirtti.

Hawley ve Carlson gibi muhafazakar Cumhuriyetçi isimlerin sadık destekçisi oldukları liderleri Donald Trump ise gerçekleştirdiği mitinglerde ABD askerlerinin Ukrayna’ya destek olunması için Doğu Avrupa’ya gönderilmemesi, ABD’nin güvenliği için öncelikle Meksika sınırına konuşlandırılması fikrini ortaya attı.

Cumhuriyetçi Parti’nin Trump ile çok içli dışlı olmayan az sayıdaki geleneksel muhafazakar isimleri her ne kadar Rusya konusunda Biden yönetimine ve Ukrayna’ya destek verdiklerini açıklasa da seçmen nezdinde etkisi yüksek isimlerin argümanları büyük bir şok etkisi yarattı.

ABD SOLUNUN UKRAYNA SINAVI

Biden yönetiminin Ukrayna politikalarını eleştiren tek kesim Trumpçı Cumhuriyetçiler değil. Demokrat Parti’nin sol kanadı da Biden’in Ukrayna politikalarını sert bir şekilde eleştiriyor. Sol kanat, askeri çözümün hiçbir şekilde değerlendirilmemesini, Ukrayna’ya olan silah yardımlarının doğru bir yöntem olmadığını ve diplomatik çözümden sapılmaması gerektiğini belirtiyor. Sol kanadın en etkili isimlerinden Bernie Sanders, konu hakkındaki sessizliğini koruyor, genç isimlerden Alexandria Ocasio-Cortez ekonomik yaptırımları eleştirip diplomatik çözüm vurgusu yaptığı için birçok Demokrat seçmen tarafından saflıkla suçlanıyor.

Alışılmış koşullarda, ABD’li siyasetçilerin Rusya karşısında ortak bir tavır alması beklenirken, Demokrat Parti’nin sol kanadı ve Trumpçı Cumhuriyetçiler müesses nizamın Ukrayna politikalarını eleştiriyor, kendi partilerindeki alışılmış politikaların dışına çıkıyor.

SOLCULARI VE TRUMPÇILARI NE BİRLEŞTİRİYOR?

Birbirlerinden ölesiye nefret eden Cortez ve Carlson gibi isimlerin benzer argümanları, farklı konumlardan dile getirmesi büyük bir rastlantı değil. Özellikle Irak Savaşı’ndan sonra, ABD kamuoyunda savaş politikalarına, dış politika karar alma organlarına ve silah şirketlerine karşı büyük bir güvensizlik oluştu. ABD askerlerinin Afganistan, Irak gibi ülkelerde hayatını kaybetmesi, halktan toplanan vergilerin halkın adını bilmediği ülkelerde harcanması geniş kitlelerin öfkesini çekti. Zaman içerisinde ekonomik, sosyal koşulların da etkisiyle ABD’nin daha izolasyoncu bir dış politika benimsemesine yönelik bir toplumsal talep oluştu.

Bu talep, Demokrat Parti’nin sol kanadı, Cumhuriyetçi Parti’nin ise Trumpçı kanadı tarafından siyasete taşındı. Bu nedenle bugün Cortez de Carlson da Biden’i eleştirirken silah şirketlerinin rolünü vurguluyor, bir noktada Ukrayna’ya olan aktif desteğin silah şirketlerinin kar odaklı politikaları nedeniyle oluştuğunu belirtiyor.

Sol kanat, diplomatik çözümlerin tıkandığı noktada ne yapılması gerektiğine dair bir fikir ileri süremezken, Trumpçılar Rusya’nın uluslararası hukuk kurallarını, insan haklarını çiğnemesinin, ABD müttefiki olan bir ülkenin işgal edilmesinin ABD’nin umurunda olmaması gerektiğini açıkça söylüyor.

GÜNÜN KAZANANI: PUTİN

ABD’de yaşanan bu tartışmaların ise açık ara kazananı Putin. Rus sosyal medya hesapları, televizyonları aktif bir şekilde bu eleştirileri dolaşıma sokuyor, Ukrayna politikasını eleştiren ABD’lilerle sokak röportajları yapıyor. Özellikle TikTok gibi uygulamalarda Rus propagandası çok yaygın bir şekilde ABD’lileri hedef alıyor, Biden yönetimine yönelik tepkinin artması amaçlanıyor.

Günün kazananı Putin, fakat kamuoyu araştırmaları hala ABD’nin Ukrayna’ya desteği konusunda net bir tablo ortaya sunmuyor. Bazı anketlerde Ukrayna’ya aktif desteğin devam etmesine yönelik her kesimden yoğun destek geldiği görülürken, bazı anketlerde özellikle Cumhuriyetçi seçmenin Ukrayna krizine müdahil olmama taraftarı olduğu gözlemleniyor. ABD’deki dış politika tartışmasında hangi görüşün kamuoyu tarafından benimseneceği, Ukrayna’da neler olacağı gibi belirsiz, fakat ABD’de konu dış politika olunca rozetlerin ve alışılmış tartışmaların kenara koyulduğu günlerin çoktan geride bırakıldığı oldukça kesin.

Etiketler
Ukrayna