İzmir'deki memur eylemlerine mercek tutunca...

İzmir'de bir süredir İzmir Büyükşehir Belediyesi ile burada memurlar arasında örgütlü Tüm Bel Sen arasındaki Sosyal Denge Sözleşmesi görüşmeleri tıkandı. Bir grup memur bu nedenle önceki gün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi önünde eylemli protestoya girişti ve meclis ancak Emniyet güçlerinin müdahalesi ile toplanıp çalışabildi.

İzmir'de bir süredir İzmir Büyükşehir Belediyesi ile burada memurlar arasında örgütlü Tüm Bel Sen arasındaki Sosyal Denge Sözleşmesi görüşmeleri tıkandı. Bir grup memur bu nedenle önceki gün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi önünde eylemli protestoya girişti ve meclis ancak Emniyet güçlerinin müdahalesi ile toplanıp çalışabildi. İzmir'de daha önce görülmemiş sertlikle çalıştığı kurumda iş bırakarak protestoya girişen memurların sayısı az olsa da dışarıdan gelen destekçilerin de olması ve protestoların gürültüsü dikkat çekti.

Peki anlaşmazlık konusunu oluşturan Sosyal Denge Sözleşmesi (SDS) görüşmeleri neden tıkandı? Meselenin özü şu: Hükümet, SDS için yasa ile 8.673.92 TL'lik bir üst sınır koymuş durumda. Sendika ise bu üst sınırı çok aşan 22 bin TL'de ısrar ediyor. Buna karşın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, yasal sınırın ötesine geçemeyeceğini, aksi takdirde Sayıştay’ın zimmet çıkardığını belirtiyor. Böylelikle iktidarın koyduğu SDS sınırını görmezden gelen sendika, zimmet çıkması pahasına belediyeyi kendi talebini dikkate almaya zorluyor. Sendika üyesi protestocu memurların bu noktada protestolarını hükumete yöneltmeleri gerekmiyor mu?

İzmir'deki memur eylemlerine mercek tutunca... - Resim : 1

Bu sıcak süreçte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay dün Kültürpark'taki makamında konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Aynı saatlerde CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da yazılı bir basın açıklaması ile memurların haklarına duyarlı olduklarını, ancak taleplerindeki tıkanmanın nedeninin mevcut yasa ve arkasındaki iktidarın olduğunun da anlaşılması gerektiğini belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay, Sosyal Denge Tazminatı (SDT) sözleşmesi konusunda yaşanan anlaşmazlığın bütçe tasarrufu değil, hükümetin koyduğu yasal üst sınıra uyma zorunluluğundan kaynaklandığını belirterek sözlerine “İnsanların her türlü demokratik tepkisine saygı göstermekle beraber burada İzmir halkı adına bu görevi yerine getiriyorum. Yasalarla belirlenmiş bir sorumluluğum var. Burası benim kendi özel şirketim değil. Burada harcanan para belediye bütçesindendir, halkın parasıdır. Sayıştay raporuna dayanarak yasal üst sınırın üzerine çıkamayacağımı söylemek dışında yapacağım bir şey yok. Bu yasal üst sınırı da daha yukarı çekmek ya da tamamen kaldırmak hükümetin inisiyatifinde. ” şeklinde devam etti.

Dr. Tugay'ın basın toplantısı sırasında da başkanlık makamı önünde toplanan eylemciler protestolarını sürdürdü. Çevik Kuvvet'in, başkanlık makamı önünde çok sayıda polisle geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Gergin bir atmosferdeki basın toplantısında Dr. Tugay'ın yaptığı açıklamaların öne çıkan paragrafları şöyle:

İzmir'deki memur eylemlerine mercek tutunca... - Resim : 2

"TASARRUFU TEDBİRİ DEĞİL, YASAYA UYMA ZORUNLULUĞU"

“Bütçe ile ilgisi yok. Bu bir tasarruf tedbiri değil. Yasaya uyma zorunluluğundan dolayı olan bir durum. Eğer bugün bu artışı yaparsak ve imzayı atarsam hakkımızda suç duyurusunda bulunulacağını, yargılanacağımızı ve bize faizi ile birlikte geri ödettirileceğini söyleyen bir Sayıştay raporuna dayanarak yapamadığımızı söylüyorum. Bunun dışında anlaşamadığımız başka hiçbir konu yok. İnsanların her türlü demokratik tepkisine saygı göstermekle beraber burada İzmir halkı adına bu görevi yerine getiriyorum. Yasalarla belirlenmiş bir sorumluluğum var. Burası benim kendi özel şirketim değil. Kafama estiği gibi her şeyi kendi kararımla yapamam. Kurallara uymak zorundayım. Burada harcanan her türlü para belediye bütçesindendir, halkın parasıdır ve doğruları yapma zorunluluğum vardır. O nedenle yasal üst sınırın üzerine çıkamayacağımı söylemek dışında yapacağım bir şey yok."

"SORUŞTURMA YÜRÜTECEĞİZ"

“Bu tamamen sosyal denge tazminatının maddi miktarı ile ilgili bir durum. Bizden talepleri ve bizim verebileceğimizi söylediğimiz rakamlar ilgili uyuşmazlıktır. Başka hiçbir konu yok. Herkes maaşını alıyor, yan ödemelerini alıyor. İşçilerle bu eylemin bir alakası yok. Tamamen memurlarla, sosyal denge tazminatlarının miktarı üzerine bir uzlaşamamanın getirdiği bir durum. İnsanlar talep edebilir, taleplerinin karşılanmaması durumunda tepki gösterir. Bu çok doğal. Ancak hepimizin unutmaması gereken bir şey var; sonuçta devlet memurları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile yetki ve sorumlukları belli olan, belediyede de yapacak işlerinin ne olduğu tanımlanmış olan arkadaşlarımızdır. Dün maalesef hepimizi gerçekten üzen bazı görüntüler, bazı durumlar yaşandı. Belediye meclis salonu önünde bir arbede, itiş kakış oldu. Belediye meclis toplantısının düzenini bozmak için hareket edildi. Mesai saatinde belediye hizmet binası içinde yaşanan bu görüntüler maalesef olmaması gereken bir şeydi. Bununla ilgili soruşturma yürüteceğiz.”

"ZATEN İZMİR DIŞINDA HEMEN HEMEN HİÇBİR YERDE UYGULANMIYOR"

"Sendikanın talep ettiği sosyal denge tazminatı miktarı kanunun belirlediği üst sınırın üzerinde. Bunu yapamıyoruz. Zaten İzmir dışında hemen hemen hiçbir yerde uygulanmayan bir durum; yasal üst sınırı geçen tazminat miktarları yok. Bizde geçen dönem üzerine çıkılmış. Fakat ben o sözleşmeyi imzalamadım. Bu dönemde sözleşme imzalama yetkisi önümüze geldiğinde bu konuyu araştırdık. Sendikadan arkadaşlarımızla bunu defalarca görüştük. Onlara bu konuyu yasal olarak aşıp aşamayacağımızı sorduğumda bana bazı eski kararları gösterdiler ama elimde Sayıştay’ın son raporu var. Resmi raporda sosyal denge tazminatı ile ilgili ‘Sayıştay’ın daha önceki yıllara ilişkin aynı idare hakkında aynı konuda vermiş olduğu kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate almaksızın mevzuata aykırı olarak ödeme yapma konusunda ısrar eden ve sözleşme yapma yetkisine haiz olan belediye başkanı hakkında gerekli inceleme ve soruşturma yapılmasına yönelik bildirim var. Mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren belediye başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır’ diyor. ‘6085 Sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53. maddesi gereğince işleyecek faizleriyle birlikte ödettirilmesi’ diyor. Bu ifadeler, bizi bu artışı yapamaz hale getiriyor."

“8 bin 700 lira civarında bir sosyal denge tazminatı, yasal olarak üst sınır şeklinde belirlenmiş durumda. Buna yol ve yemek parası gibi bazı eklemeler yapılabiliyor. Bunlarla 12 bin lira gibi bir rakama çıkarılabiliyor. Sendikanın talep ettiği 22 bin lira. Ben bir hesaplama yapmadım çünkü bu konuya 'Şu kadar para vereceğiz, bu kadar para vereceğiz' gözü ile bakmıyoruz. Konu para değil. Konu yasaya uymadığımız zaman maruz kalacağımız suçlama."

"HÜKÜMETİN YASAL ÜST SINIR KOYMASINI DOĞRU BULMUYORUM"

“Olayın siyasi tarafında hükümetin yasal üst sınırı koymasını da doğru bulmuyorum. Ama şu anda geçerli olan bir kural. Uymadığımız takdirde bizimle ilgili bir soruşturma veya ceza mekanizması işleyecek. Bu gözle bakılması gerekiyor. Memurların ne toplu sözleşme hakkına ne de diğer taleplerine duyarsız değiliz. Olmayacağız da. Tüm çalışanların bütün haklarının yanındayız.”

“AKP'nin hem böyle bir kural koyup hem de Meclis'te 'Neden daha fazla para vermiyorsunuz?’ diye eleştirmesini yanlış buldum. Biraz fırsatçılık olarak gördüğümü söyledim. Temmuz ayında maaş artışları olacak. Diliyorum ki hükümet memurlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak, sorunlarını giderecek düzeyde bir memur maaş artışı yapılır. Ama bu yasal üst sınırı da daha yukarı çekmek ya da tamamen kaldırmak hükümetin inisiyatifinde. Bunu kimse unutmasın. Bu sınırı biz koymadık. Şu anda memurlar toplu iş sözleşmesi yapamıyorsa, böyle bir hakları yoksa, grevli toplu iş sözleşmesi yapma hakları yoksa, tamamen mevcut yasaları yapanlardan kaynaklanıyor. Biz parti olarak böyle bakmıyoruz. Ben bütün bu yaşadıklarımızla ilgili olarak CHP Genel Merkezimizi bilgilendirdim. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nu bilgilendirdim. Görevimizi yasalara uygun olarak yapmak ve İzmir halkına en iyi hizmeti vermekle yükümlüyüz.

"DURUM ANLAŞILDIĞINDA KISA SÜREDE ÇÖZÜLÜR"

"Burada benim hukuken haklı olduğumu, sadece görevimi yapmaya çalıştığımı idrak ettiklerine eminim ama 'gözümüzü, kulağımızı tamamen kapatırız, yıkarız, yakarız, dağıtırız' diye düşünen varsa bunun iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ben görevimin başındayım. 5 yıl İzmir halkına hizmet etmeye devam edeceğim. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirlilere layıkı ile hizmet vermeye devam edecek. Arkadaşlarımızın hepsi aklı başında insanlar. Bu durum eminim doğrusu anlaşıldığı zaman kısa sürede çözülür. Eğer yasa dışı davranma eğiliminde olan varsa da ne gerekiyorsa yapacağız.”