İstanbul; İmamoğlu ile yine yeniden

İçeriyor tabii ama risk almadan da hiçbir iş yapılamıyor. Siyaset biraz da riskler alarak yürüme ve hedefe ilerleme sanatı. Cesaret istiyor. Özgüven istiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan önceki gün gelen açıklamalar sürpriz olmadı. İmamoğlu, genel seçimlerin ertesi gününden itibaren ne söyledi ise ve ne ifade ettiyse tümünün özetini yaptı açıklamaları ve basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlarla.

Bu yazıyı ilgilendiren boyutu ise o açıklamaların, İmamoğlu'nun 2024'te yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmak istediği. Zaten bu noktada CHP'nin bizzat genel başkan Kılıçdaroğlu'nun ağzından da İmamoğlu'nun yeniden aday olarak görülmek istendiği birkaç kez vurgulanmıştı.

İMAMOĞLU'NUN YENİDEN SEÇİLME ŞANSI

İmamoğlu'nun partideki "değişim" talebi ve bununla birlikte partinin iktidar perspektifi ve rotasına girmesi yönelimi konumuz değil. O halde İmamoğlu'nun yeniden aday olduğu takdirde yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilme şansına bir bakalım... Ancak ondan önce İmamoğlu'nun nasıl ve hangi koşullarda seçildiğine bakmak gerekir. Maddelerle ilerleyelim...

1)CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14. yılındaki görevinde en başarılı olduğu süreç 31 Mart 2019'daki yerel seçim süreciydi. İyi bir oyun kurdu; özellikle ilk üç Büyükşehir'in başarılı ve vizyoner ilçe belediye başkanlarını Büyükşehir adayı göstererek, aynı zamanda geniş bir fiili işbirliği geliştirerek İstanbul, Ankara, İzmir yanında toplamda 11 Büyükşehir'in CHP'ye geçmesinde başrolü oynadı. Sezar'ın hakkı Sezar'a.

2)İmamoğlu seçim sürecinde olsun, 31 Mart akşamı ve sonrasında olsun, tekrarlanan seçimde olsun doğru bir duruş ve yürüyüş sergiledi. Aynı zamanda açık ya da örtülü işbirliği yapılan kesimlerin seçmeninin gönlüne girmesini bildi. Ayrıca, İmamoğlu 2014'te Beylikdüzü'nü AK Parti'nin elinden alan belediye başkanıydı, iktidar partisine karşı bir zaferi vardı. Ki, 2014'te Beylikdüzü AK Parti'den alınabilen tek ilçe belediyesiydi.

3)AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart 2019 yerel seçiminde en büyük siyasi hatasını yaptı. Karadenizli bir adaya karşı 'gazı kaçmış' bir ismi, Erzincanlı Binali Yıldırım'ı aday olarak çıkardı. Erdoğan şunu unuttu: İstanbul'da Osmanlı'dan itibaren yerleşik Kastamonu ve Giresunlular olmak üzere batısından doğusuna kadar çok ciddi bir Karadenizli nüfus yaşıyor. Andığım iki il dışında Ordu, Samsun, Sinop, Rize, Trabzon illerinin verdiği göç milyonlarla ifade edilecek nicelikte İstanbul'a. Haliyle, Karadenizli seçmen İmamoğlu etrafında konsolide oldu ve seçimin sonucunda tek başına değil tabii ama belirleyici öğelerden birisi de bu oldu.

KİMSE 1994'ÜN YENİDEN YAŞANMASINI HERHALDE İSTEMEZ!

İmamoğlu, başarılı işlere imza atarak belediye meclis çoğunluğunun AK Parti'de olmasına ve hükümetten gelen engelleme ve kısıtlamalara karşın ilk döneminde başarılı bir performans ortaya koydu. Bu defa seçim işbirliği söz konusu olmasa bile tabanda konsolidasyonu sağlayabilecek bir perspektifte görev yaptı ve bu da yeniden seçilmesinde olumlu bir etken olacak. Ki, seçim işbirliğinin hayata geçmesi de sürpriz olmayacak. Kimsenin 1994'teki tablonun yeniden yaşanmasını isteyeceğini sanmıyorum.

ERDOĞAN BÜYÜK HATASINI ANLADI AMA...

Ancak Erdoğan geçen seferki büyük hatasını anlamış olmalı ki Karadenizli il başkanını (Ordulu) aday göstererek İmamoğlu'nun tek başına Karadenizli oylarını konsolide etmesinin önüne set çekmeye çalışacak. Murat Kurum vb. isimlerin Binali Yıldırım ile aynı akıbeti yaşayacağı demek ki görülmüş. Peki Erdoğan'ın bu hamlesine karşı CHP ve İmamoğlu çaresiz mi? Kuşkusuz değil... Karşı hamle şöyle yapılabilir: İlçelerde Ordu, Samsun, Sinop, Giresun kökenli isimler başta olmak üzere Karadenizli adaylar çıkarılabilir. Örneğin, Çekmeköy'de daha önce de aday olan ve çalışmalarını ivme vererek sürdüren Ordu kökenli Seyfettin Yıldırım gibi... Keza AK Parti il başkanı adaylaşırsa özellikle Ordu, Sinop ve Samsun kökenli yurttaşların yoğun olduğu İlçelerde bu kökenden yeterli belediye meclis üyesi adayı göstermek de gerekecek.

YERİNDE BİR HAMLE

İmamoğlu sonuçta yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmak istediğini açıklayarak çok yerinde, doğru bir hamle yaptı ve bu konudaki belirsizliği giderdi. Ayrıca partisinin kurultay sürecinde genel başkan adayı olmayacağını da böylelikle deklare etmiş oldu.

Kurultaydan hemen sonra İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına zaman geçirmeden aday gösterilmesi de çok yerinde olacak. Keza Yavaş ve Soyer’in de. Performansları yerinde olan diğer Büyükşehir Belediye Başkanlarının da. Bir dönem az, iki dönem karar. Bu pencereden bakmak gerekir. "Tercan" gibi ekstremliklerden kaçınıp CHP'nin ilk olarak İmamoğlu, Yavaş ve Soyer'i 2024 yerel seçimlerindeki adayı olarak eş zamanlı açıklamasının rüzgarı yelkenleri şişirecektir.

CHP kurultayı geçsin... AK Parti'nin ekimdeki büyük kongresi geçsin... Bakalım oralarda nasıl bir tablo ortaya çıkacak? Bekleyip göreceğiz...

Bu bahsi bitirirken şunu da belirtmeden olmaz; İmamoğlu'nun yine yeniden aday olması risk içermiyor mu? İçeriyor tabii ama risk almadan da hiçbir iş yapılamıyor. Siyaset biraz da riskler alarak yürüme ve hedefe ilerleme sanatı. Cesaret istiyor. Özgüven istiyor.


Bu arada İmamoğlu'nun yeniden adaylığına yargı engeli çıkarılabilir mi? Hiç sanmıyorum. Öyle bir engel çıkarırlarsa İmamoğlu kimi koluna aday olarak takarsa açık ara seçimi alır. Ki, bu da Erdoğan'ın İstanbul'da üst üste ikinci büyük hatası anlamına gelir.


İSTANBUL'DA MECLİS ÇOĞUNLUĞU İÇİN TİTİZ ÇALIŞMA VE OPTİMAL ADAYLAR ŞART
Şimdilik bu bahse nokta koyarken İmamoğlu'nun İstanbul'da meclis çoğunluğunu da alacak şekilde kazanması gerektiğini işaret edeyim. Bu da çok doğru ilçe belediye başkan adayları ve çok doğru meclis üyesi adaylarından geçiyor. İmamoğlu bunun üzerinde özel olarak durmak zorunda.


Meclis çoğunluğu sadece İmamoğlu'nun ikinci dönemde rahat çalışması için değil. Tarih onu Cumhurbaşkanı adaylığına çağırıyor. Meclis çoğunluğu olursa bu iniş yumuşak ve keyifli olacak.