Kalabalıklar içinde yalnız kalanlar: İyi Parti kampanyası

İyi Parti kampanyası, Genel Başkan Meral Akşener’in, Altılı Masa’dan kalktığı gün başlamıştı. Parti genel merkezinin ve teşkilatların Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazlarının yükselmeye başlaması Akşener’i bir tavır almaya itmişti. Sonraki günlerde Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini açıkça beyan eden Yavuz Ağıralioğlu ve kongrelerde tırpanlanan Koray Aydın’ın önünü çektiği bir grup partide kazan kaldırma girişiminde bulunmuşlardı. Akşener partiyi kaybetmemek için yönteme itiraz ederek masadan kalktı. Bu açılardan bakıldığında “oldu bittiye getirildi” bir yöntemsel siyasal iletişim çalışması olarak kısa tarihimize yazıldı bile.

AKŞENER’İN MADDİ BASKIYI HATIRLATMASI

İyi Parti liderini masadan kaldıran kriz dört gün sürdü. Bu dört gün içinde Akşener ciddi bir maddi baskının altında ezildi. O kadar ki partisine yön bulma arayışı içinde kurmaylarına toplumsal muhalefetten gelen presi hatırlatmak zorunda kaldı. Koşullar İyi Parti’nin bir adayla yola devam etmesine izin vermiyordu. Ama bu çıkış İyi Parti’yi görece iyi bir pozisyona getirebilirdi. Böylece partinin kabinede söz sahibi olması, bunun için ayrı milletvekili listeleriyle seçime girmesi gibi tavizler rahatlıkla koparıldı. İmamoğlu ve Yavaş’ın seçim sürecine dahil edilmesi “başarısı” ise işin karartmasıydı.

BUGÜNKÜ KAMPANYANIN NÜVELERİ

Parti kriz günlerinden iki ödev çıkarmış oldu. Altılı Masa’ya mesafeli görünerek seçime girmek ve Kılıçdaroğlu’nun başarısız olması durumunda bu başarısızlıktan sıyrılmak. Üstelik bu iki ödevin yanına iki katman daha eklemiş oldular: Hem kendi kampanyalarını yapmak hem de Kılıçdaroğlu’nun kampanyasına ve listelerine eklemlenmek.

Açık havada sıklıkla gördüğümüz “tarih yazacağız” kampanyasında pozisyon alış ise Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nu da aşacak; ancak onun seçmen grubuna da oynayacak bir figürdü. Doğal olarak Atatürk silüeti billboardlara girdi. Kampanya hedefe uzanma, ilerleme gibi progresif söylemlere ilk günden itibaren sarıldı. Atatürk’ten bağımsız olarak güneş silüeti ve ortasında Akşener benimsendi. Bütün bunlar seküler seçmen blokları üzerinde etki etmeye yaradı.

Kampanya başladığında kampanya öğelerinin farklı açık hava işlerine yerleşimi teknik hatalar içeriyordu. Bu fark edilmiş olacak ki öğeler değiştirildi ve kampanya kısa sürede toparlandı.

SİNAN ATEŞ’İN KİTLELERİ

Milliyetçi partilerin iki yüzü vardır. Bunlardan biri geçmişe, diğeri ise geleceğe bakar. Bu yüzden milliyetçi partiler sıklıkla geçmişe ve geleceğe peşi sıra atıflar yaparlar. Bu atıflar uzun vadede çelişkiler doğurduğunda ortaya Devlet Bahçeli videoları çıkar. Meral Akşener’in partisi henüz çok genç. Dolayısıyla çelişkileri yalnızca Akşener figürü üzerinde arayabiliyoruz. Akşener bu doğrultuda kendini çok iyi konumluyor. Ülkücü hareket açısından başbuğluk, dokuz ışık vb. doktriner süreçlere girmeyecek kadar pragmatik. Ülkücülüğü simgesel bir düzeyde tutuyor. Aynı zamanda kentli seküler seçmenlerdeki değişimi görüyor. Sedat Peker ve Sinan Ateş gibi metaneli konulara dahil olmamaya özen gösteriyor. Kampanya, bu kez liderinden farklı olarak sosyolojinin değişim saatine eşlik etmeyi ilk kez tercih etti. Akşener’in veya parti figürlerinin olmadığı açık hava işlerinde Sinan Ateş’in hesabını soracaklarını anlattılar. Üstelik Kılıçdaroğlu’nun Ateş’in arkasında olan kitleleri şimşek gibi kendine çektiği bir dönemde yaptılar bunu.

CHP’LİLERDEN OY İSTEYEN İTTİFAK LİDERİ

Esasen aynı sosyolojinin oylarını istemek CHP ve İyi Parti açısından yeni bir durum değil. İki parti arasında geriden beridir bir oy gecişkenliği var. Ancak Akşener masadan kalktığı günden bu yana üstenci bir tutum sergiliyor. Bunu meşrulaştırabileceği dinamikleri de oluşturdu. Dolayısıyla CHP mitinglerinde CHP seçmeninden oy istiyor. Bu meşru zemini daha da perçinlemek için geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında partilerin aldığı oylara göre kabinedeki bakanlıkların dağıtılacağını açıkladı. Millet İttifakı’nın seçimlere iki listeyle girdiğini hatırlattı. Diğer partilerin CHP listelerinde olduklarını, dolayısıyla bakanlıkların dağıtılması konusunda bu sorumluluğun CHP’de olduğunu belirtti. Böylece “gerisini bilmem” diyerek dosyayı kapatmış oldu.

YALNIZLARIN PARTİSİ

İyi Parti kendi milletvekili listeleriyle seçimlere giriyor. Bunun yanında CHP listelerinde de İyi Partili isimler var. Muhtemelen seçimden sonra onlar da kendi partilerine dönecekler. Akşener kampanya boyunca elini açık oynadı. Bunu da genel merkezine ve teşkilatlarına anlatma derdinde oldu. Yaşanılan bunca şey İyi Parti’yi kalabalıklar arasındaki uyumsuzların ve yalnızların partisi yapmaya yarıyor. Şimdilik görünen o.