Barış Ertürk yazdı: 81 ilde ortak liste

Başta İyi Parti olmak üzere bütün muhalifleri kendine sorması (daha doğrusu ‘hatırlatması’) gereken sorular var.

3 Mart 2023 Cuma gününü hatırlayalım. İyi Parti’nin, masanın kaderini belirleyecek olan, Genel İdare Kurulu ve Başkanlık Divanı toplantısı sabaha kadar sürmüş, ardından öğle saatlerinde Meral Akşener sert bir basın toplantısı ile masadan kalktıklarını duyurmuştu. İyi Parti ve CHP’liler krizin sorumluluğu noktasında birbirlerini suçlayan bir kavgaya tutuşmuştu. Kriz, seçim sürecini domine edecek bir iç hesaplaşmaya evirilecek gibi gözüküyordu. Kılıçdaroğlu ise bu en sıkıntılı anlarda çok kısa bir açıklama yaptı: “Hiç merak etmeyin, bütün taşlar yerine oturacak.” Kılıçdaroğlu’nun başlarda basit bir telkin gibi algılanan sözü, iki gün içinde yerini buldu. İmamoğlu ve Yavaş’ın katılmasıyla masa belki de eskisinden bile daha kuvvetli şekilde siyaset sahnesine döndü.

Bu kriz hem ortaya çıkışıyla hem de çözüme ulaşma hızıyla, muhalefetin ortak paydada buluşma becerisini göstermişti. Ayrıca, birbirilerine son derece öfkeli siyasi aktörlerin çok sert restlerden sonra bile Erdoğan’ı alt etmek için bir arada kalmaktan başka çıkar yol göremediğini gösterdi.

Seçimin son dönemecinde, belki de seçim gününden sonra ikinci en kritik gün partilerin adayları listelerini teslim edeceği 9 Nisan’da yaşanacak. Artık herkesin bildiği üzere İyi Parti yönetimi, başta CHP olmak üzere diğer partilerle ortak liste yapmaya yanaşmıyor ve seçime bütün seçim bölgelerinde kendi listesiyle girmeyi planlıyor. Elbette bu tutum seçimin akıbeti için büyük bir risk teşkil ediyor. Tam da bu noktada, 3 Mart Cuma günü muhalefeti derin bir çukurun içinden ışığa doğru kanatlandıran farkındalık belirli siyasi aktörlerce unutulmuş gözüküyor.

Başta İyi Parti olmak üzere bütün muhalifleri kendine sorması (daha doğrusu ‘hatırlatması’) gereken sorular var: Biz muhalefet olarak neden birleştik? Neden sayısız farklılığı bir kenara koyarak süreci buraya kadar getirdik? Hangi sebeple en küçük hassasiyetlerde bile ortak nokta bulmak için didindik? Mesela, neden elle tutulur bir mutabakat ortaya çıksın diye “sıkıcı” toplantılarına, çalışma gruplarının harcadığı saatlere sabrettik?

Muhalefetin bir aradılığının en büyük çimentosu, ideolojik görüşü ya da siyasi öncelikleri ne olursa olsun, Türkiye’de herhangi bir reform sürecinin en başta Erdoğan’ın sandık yoluyla mağlup edilerek başlayacağını kabul etmektir. Erdoğan’ın devleti bütünüyle ele geçirmesine, milyarlarca dolar ihale alan 3-5 şirkete, tarafsızlığını tamamen yitirmiş kolluk kuvvetleri ve yargıya tahammül edememektir. Unutmamalıyız ki siyaset Erdoğan mağlup edildiğinde durmayacaktır. Mevcut durumda bir araya gelmiş partiler bilahare bir arada kalmayacaktır. Tam aksine, siyasi rekabet çok daha canlı ve adil bir şekilde, ümit ediyoruz ki %3 barajlı bir parlamenter sistemde var olmaya devam edecektir.

Şimdi Erdoğan’ı mağlup etmek, en başından beri türlü somut ve soyut fedakarlıklara katlandığımız zafere ulaşmak için 81 ilde ortak liste yapılması kilit bir rol oynuyor. Tam da bu noktada hatırlatmak gerekir ki geçen yıl yeni seçim yasası yürürlüğe girmemiş olsaydı bu tartışmalara gerek bile kalmayacaktı. AKP, oyun oynanırken oyununun kurallarını değiştirdi, siciline bir günah daha ekledi. Planı basitti: Ne de olsa ortak liste yapamayacaklar. Ne de olsa böyle bir seçim iş birliğine giremeyecekler. Dolayısıyla bize %41 ile meclisi, devamında istikrar söylemiyle yönetimi hediye edecekler.

Şimdi, herkesin kendine ikinci bir soru sorması gerekir: Mesele en başından beri, bütün farklılıklarımıza rağmen bir arada kalarak Erdoğan’ı mağlup etmek ise, seçime 40 gün kalıncaya dek bu ülkü uğruna nice bedeller ödendiyse, Erdoğan’a verilecek en güzel cevap onun oyununu boşa düşürmek olmaz mı? Onun “yapamazlar” dediğini yapmak, zaten elinde pek bir koz kalmamış, gücünün son demlerini yaşayan bir liderin siyasi tabutuna çakılacak son çivi olmaz mı?

Unutmayalım: Erdoğan’ı 14 Mayıs’ta değil 14 Mayıs’tan önce mağlup etmek zorundayız. 14 Mayıs sadece “malumun ilanı” bir oy verme işlemi olmalı. Hepimizin omuzlarında, daha önce çok az halkın başarabildiği, otoriter bir rejimi sandık yoluyla alaşağı etmenin sorumluluğu var. Bu yolda tozlu raflardan, eski tabletlerden gizli formüller keşfetmeye gerek yok.

Geleceğimiz için, 81 ilde, ortak liste!

Etiketler
Barış Ertürk İYİ Parti