Assos’un kutup yıldızı Mustafa Oran anısına

Cesaretin, yüreğin, kalenderliğin için teşekkürler Mustafa abi. Dünya bugün sensiz, tüm hayallerinse dipdiri ayakta.

Bu haftaki yazım diğerlerinden farklı ve özel. Geçtiğimiz hafta bir grup Assos severin yakından tanıdığı değerli bir insanı, Mustafa Oran’ı ebediyete uğurladık. Her ölüm gibi erken, her veda gibi zordu. Hayal kurmanın giderek imkansız olduğu hatta lükse girdiği ülkemizde hayatımda gördüğüm en güzel hayali kuran ve bunu tanımadığı insanlarla paylaşıp, yaşadığı coğrafyaya armağan eden Mustafa Oran’ı anmak, onu anlatmak istedim.

Oran ailesiyle tanışmam yirmi yıl öncesine dayanıyor. Mustafa abi ve eşi Zeycan abla ailece birkaç günlük kafa tatili için gittiğimiz Assos Terrace otelinin sahipleri. Genelde oteller mesafeli yerlerdir. Aidiyet geliştirmekten çok kısa süreli konaklamaların geçici hafıza mekanlarıdır. Assos Terrace’ın onlardan biri olmadığını gider gitmez hissettim. Tertemiz bir oda, alabildiğine güzel bir deniz ve Midilli’ye bakan kat kat teraslarda kurulu küçük şirin masaları ile Assos Terrace kendi başına bir ülke gibiydi. Bir burnun üzerinde kurulu olan otelde az sayıda oda vardı. Her karış toprağa oda kondurmaya kalkan işletmeler düşünüldüğünde Assos Terrace’da buna karşı duran bir bilinçle karşı karşıya kalmıştık. Genelde zeytin ve çam ağaçları olan bölgede görmeye alışık olmadığım antep fıstığı ağaçlarından, karadutlara, ayva, erik, elma gibi meyva ağaçlarına kadar pek çok ağaç vardı. Otel tam dolu olsa da ortada kalabalığa rastlanmıyor, insanlar biri batı, biri doğu olmak üzere iki plaja, onların ortasına yapılmış platforma dağılıveriyordu. Her gün aynı saatlerde geçen balıkçı teknelerinden çıkan pancar motorunun sesine eşlik eden Ağustos böceklerinden başka bir ses yoktu.

Assos’un kutup yıldızı Mustafa Oran anısına - Resim : 1

YAŞAMDAKİ SADELİK

Zeycan abla ve Mustafa abinin doğanın ve doğal olanın olanca görkemi içindeki yaşamlarındaki sadelik benim için bu dünyada pek çok insanın keşfedemediği hakikatlerden birini barındırıyor. Yirmi yıldan fazla zamandır evime gider gibi gidip, huzur ve aile sıcaklığı bulduğum bu yerle olan bağım çok derin. Ama kendimi bir kenara bırakıp, Mustafa abiye geri döneyim.

Mustafa abi 1947 yılında Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin bir köyü olan Söğütlü’de doğuyor. İlk okulu köyde, orta okulu Ayvacık’ta, liseyi ise Çanakkale’de okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne gidiyor. Kendi deyimiyle ‘Orman Genel Müdürlüğü’nün 250 liralık bursu çok cazip geldiğinden’ eğitimine aynı üniversitenin Orman Fakültesi’nde devam ediyor. Orman Bakanlığı’nda sekiz senelik çalışma hayatında memuriyetin kendine uygun olmadığını anlayıp istifa ediyor. Sonraki sekiz yıl Çanakkale’de gıda pazarlaması işiyle uğraşan Mustafa abi, Assos Terrace’ın hayalini o dönemde kurmaya başlıyor. Bu hayal onu bir arazi arayışına ve derken otelin bugün üzerinde kurulu olduğu araziye götürüyor.

Arazinin ilk haline bakınca nasıl bir hayal kurduğunun, ne denli cesaretli olduğunu da anlıyor insan. Besbelli ki, suyu olmayan, üzerinde tek bir ağacın bulunmadığı araziye ilk baktığında doğru yeri bulduğundan emindi. 1988’den günümüze emek emek işlenen bu hayal bugün yüz elliden fazla ağaçla kaplı yemyeşil bir cennet. Mustafa abi bu hayalini betona boğmamış. Her odadan denizin görüldüğü mütevazı bir otel binası tasarlamış. Küçük bir otel değil de, büyük bir ev hayal etmiş. Misafirler gelsin gitsin, oradaki güzellikleri beraberce paylaşsınlar istemiş. Zaman içerisinde müdavimlerinin hem onlarla hem de kendi aralarında dostluklar kurduğu, birbirlerine ‘iyi kışlar’ dileyerek ayrıldıkları bu yer bir otel olmanın çok ötesinde. Ömürlerimizi birbirimizden haberdar olarak, yaşantılarımıza tanıklık ederek, bir şekilde bereberce geçirdik. Mustafa abinin hayali bizim için kimi zaman yorgunluğumuzu atmak için kafamızı dinlediğimiz bir yer, kimi zaman insanlardan saklandığımız kuytu bir köşe, kimi zaman kapanıp çalıştığımız en doğal ofis, kimi zaman da sessizce kaybolduğumuz zamanların vazgeçilmez mekanı oldu. Hava kapalı veya deniz dalgalı olabilirdi ama huzur, sevgi, doğal bir yaşam, güvende ve insanca sıcaklıkla çevrili olma hissi garantiydi.

ASSOS’TA FELSEFE

Mustafa abinin bir diğer özelliği de eğitime verdiği önemdi. Felsefe dünyamızın önemli buluşmalarından Assos’ta Felsefe’nin de vazgeçilmez mekanıydı. Örsan Öymen, Mustafa abinin vefatının ardından yaptığı paylaşımında onu ‘23 yıldır düzenlediğim Assos’ta Felsefe’ye en büyük desteği veren nadir insanlardan biriydi. Onun insan, hayvan, doğa ve Assos sevgisi bölge için bir kutup yıldızı niteliğindeydi. Onu hiç unutmayacağız’ sözleri ile andı. Akademik yaşantının destekten çok kösteklenmesine alışık olduğumuz ülkemizde Mustafa abinin yıllarca verdiği bu desteğin ne denli özel ve önemli olduğunu belirtmeye gerek yok. Büyük aşkla bağlı olduğu Zeycan abla ile birbirlerine danışarak, dayanışma içinde bugünlere getirdiği hayali artık oğlu Başar’ın ellerinde.

Bu yazıyı yazarken sosyal medya uygulamalarından birinde açıp sonradan bakmadığına emin olduğum hesaplarından birinde kendini tanıtırken ‘Devlet memurluğu, mağazacılık, otelcilik. Hepsi çok güzel, hiçbir pişmanlık yok’ yazmış. O yalnızca hayalini değil, kendisini de gerçekleştirebilmiş bir insan. Cesaretin, yüreğin, kalenderliğin için teşekkürler Mustafa abi. Dünya bugün sensiz, tüm hayallerinse dipdiri ayakta.

Yakından tanımak isteyenler için:

https://www.youtube.com/watch?v=7FifKgS9-ME