İş disiplini, Zaman Yönetimi ve Karın unsuru olarak “zaman zerreleri”

"Kısacası bireysel bir kapitalist, kar elde edebilmek için zamanın her unsurunun kullanmak zorundadır. “İstihdam edilenler işverenlerinin zamanı ile "kendi" zamanları arasındaki ayrımı yaşarlar. Ve de işveren işgücünün zamanını kullanmalıdır ve bunun israf edilmemesini sağlamalıdır."

Geçtiğimiz günlerde yeni asgari ücret belli oldu. Tahmin edilebileceği gibi belirlenen ücret, pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Asgari ücret, bir taraftan açlık ve yoksulluk sınırının çok altında kaldı, diğer taraftan ise bir tür “lütuf” olarak sunuldu. Hatta hızını alamayan bir bakan, “fakir fukaraya vermek bereket getirir” sözüyle çalışan nüfusun emeğinin karşılığının hangi kriterlerle değerlendirildiğinin göstergesi oldu.

Asgari ücret, herhangi bir emekçinin yaşamını yeniden üretecek gerekli miktar olarak tanımlanırsa, açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan bugünün ücretleri, başka hiçbir sosyal aktivite vs. olmaksızın sadece yaşamını devam ettirmenin ya da aç kalmamanın ücreti olarak görülebilir. Bununla birlikte buradaki görünmez nokta, yaşamın devamı için elde edilmesi gereken ücretin giderek daha fazla uzun mesaileri, esnek ve kayıtsız çalışmaları arttırmış olmasıdır. Başka bir deyişle, iş veren belirlenen asgari ücreti ödemek zorunda olsa bile iş disiplini ve zaman yönetimini kendi lehine daha fazla işletmeye başlamıştır.

ŞOK MARKET İNTİHARI

Birkaç gün önce Şok Market’te kasiyer olarak çalışan bir kadının intihar ettiği haberi gündeme geldi. Arkadaşları mağazayı açtığında onu tavana asılı halde buldu. 12-14 saati bulan uzun çalışma saatleri, sadece 10-15 dakikalık yemek molası ve bu çalışma koşullarının “hiç bitmeyecek” hissiyatı bu intiharın nedenleri arasında görülebilir. Ara sıra zincir market sahiplerinin “Türkiye’de işsizliğin olmadığı” ya da “kendilerinin çalışma arkadaşı bulamadığı” dedikleri koşullar tam olarak budur.

Bu tarz zincir marketleri, sömürü ilişkinin en ayyuka çıktığı, çalışma koşulları ve saatlerinin oldukça güvencesiz ve esnek biçimlerde yerleşik hale geldi yerlerdir. Dolayısıyla zincir marketler, işsiz bir insanın eğitim durumuna bakılmaksızın aynı biçimde istihdam edildiği alanlar haline gelmiş ve hepsinin birbirini taklit edebildiği bir çalışma modeli ortaya çıkarmıştır.

ÇALINAN ZAMANLAR

Ancak burada daha ilginç olan, pek çok işverenin çalışma süresini fiili olarak arttırmaya yönelik geliştirdiği küçük çaplı stratejilerdir. Bir Twitter kullanıcısı “patronum mesai bitiminde çıktığımda ne olur 5 dk daha kalsan der gibi bakıyor” diye twit attığında, bunu iş yerinde küçük çaplı benzer örneklerin yaşandığını söyleyen yüzlerce twit izledi. Örneğin birisi, işe girdiğinde patronunun bir ay boyunca temizliği sabah saatlerinde yaptırdığını ve bu nedenle 1 saat erken geldiğini söylüyordu. Ama bir ayın sonunda temizlik akşam saatlerine alınmış ve işletme 1 saat geç kapanmaya başlamış. Elbette bu durum, çalışanın sabah geliş saatini (1 saat erken) de etkilememiş. Dolayısıyla temizlik bahanesi, çalışanın iş zamanı dışında 2 saatini de iş yerine vermesiyle sonuçlanmış.

Bir diğer örnek, biri işveren olmak üzere üç kişinin çalıştığı bir iş yerinde gerçekleşiyor. Mesai saatinin sabah 10 akşam 18.30 olduğunu söyleyen çalışan, patronun akşam yemeğini her gün tam 18.30’a denk gelecek şekilde sipariş ettiğini söylüyor. Patronunun da çalışan gibi davrandığını ve 1 saat mola hakkı olduğunu ifade ediyor ama bu mola hakkını onun mesai bitimine denk getirdiğini belirtiyor. Dolayısıyla yemek molası, işçiyi 1 saat daha iş yerine bağlamış oluyor.

MÜNFERİT Mİ SİSTEMATİK Mİ?

Bu tarz onlarca hikayeyle hem sosyal medyada hem de günlük hayatta sıkça karşılaşılabilir. Ama burada sorulması gereken bu tarz vakaların münferit mi yoksa sistematik bir içerik mi taşıdığıdır. Bir diğer ifadeyle, iş zamanı dışındaki zamanın da yavaş yavaş gasp edilmesini içeren bu davranış kalıpları sadece iş verenin bireysel tutumlarıyla mı ilgilidir? Bunun sadece işverenin keyfi ya da bireysel tutumuyla ilişkili olmadığı ve daha genel bir problem olduğu söylenebilir. Dahası sorunun Türkiye üzerinde özelleşmesi gibi bir durum da söz konusudur. Çalışma saatlerini gösteren OECD raporuna göre dünya genelinde haftalık 60 saatin üzerinde çalışma oranında Türkiye birinci sırada bulunuyor. Türkiye’yi Güney Kore, Endonezya ve Hindistan izliyor.

İş disiplini, Zaman Yönetimi ve Karın unsuru olarak “zaman zerreleri” - Resim : 1

Dolayısıyla bu da bize büyük zincir marketlerinden küçük işletmelere kadar her bir işverenin çalışanın zamanının olabildiği kadar gasp edilmesi konusunda benzer saiklerle hareket ettiğini gösteriyor. Bu ise sorunu bireysel olmaktan çıkarıp sistematik bir çerçeveye yerleştiriyor.

“ZAMAN ZERRELERİ KARIN UNSURLARIDIR”

Zaman genellikle doğal ya da normal bir fenomen olarak görülür. Ancak Kapital’deki “işgünü” tartışmasıyla Marx, zamanın hiç de doğal olmadığını, aslında kapitalist sistemin dinamikleriyle birlikte değiştiğini ifade eder. Başka bir deyişle her toplumsal sistem, kendi zamansallığını inşa eder. Bu nedenle kapitalist sistemdeki zamansallık inşası da toplumsal olarak inşa edilmiş bir şeydir.

Bu nokta oldukça önemli hale gelir çünkü kapitalist sistemin ortaya çıkardığı zaman disiplini ile disiplin altına almaya çalıştığı insanların zamansallığı arasında bir çelişki ortaya çıkarır. Tarih boyunca tembel, aylak ya da bu tarz aşağılayıcı ifadelerle etiketlenen emekçi sınıflar, aslında bu tarz bir zaman disiplinine teslim olmamamın ifadesi olarak bir tür direniş sergiler. Bu yüzden Marx’a göre işgünü üzerinde ve bu zamansallığın yaratılmasında bir tür sınıf mücadelesi vardır.

Kısacası bireysel bir kapitalist, kar elde edebilmek için zamanın her unsurunun kullanmak zorundadır. “İstihdam edilenler işverenlerinin zamanı ile "kendi" zamanları arasındaki ayrımı yaşarlar. Ve de işveren işgücünün zamanını kullanmalıdır ve bunun israf edilmemesini sağlamalıdır: İşin değil fakat zama­nın değeri paraya dönüştüğünde egemen olmaktadır. Vakit na­kittir: Geçirilmez ama harcanır.”[1] Böylece işçinin işyerinde kalmasını sağlayacak her türlü küçük ya da büyük ölçekli strateji, işçinin zamanında iş gününe dahil edilebilecek her zaman zerresi işveren için karın unsuru haline gelir.



[1] E. P. Thompson, Avam ve Görenek, Birikim Yayınları, sf. 445.

Etiketler
Market İşveren İşçi İş koşulları Çalışan Kapitalizm