Türkiye’deki büyük resmin küçük parçaları… (2)

Altı üstüne getirilmiş Ortadoğu’yu görünce, ateş hattındaki ilişkilere bakınca, göçmen sorununa, mülteci dramına dalınca derin ahlar mı çekersiniz? Size...

Altı üstüne getirilmiş Ortadoğu’yu görünce, ateş hattındaki ilişkilere bakınca, göçmen sorununa, mülteci dramına dalınca derin ahlar mı çekersiniz? Size kalmış…

Hazineden maliyeye, yerel yönetimlerden dış ilişkilere, atamalardan satışlara aklınıza gelen gelmeyen devletin tüm bütçesinin bazen iki, bazen tek kişiye bağlanmasına mı şaşa kalırsınız? Kalmayın…

Damat bakanın; “Türkiye, her krizden ders alarak çıkıyor” sözüne mi hayret
edersiniz? Etmeyin...

Kayınpederin damadın aksine; “Kriz, mıriz filan sakın ha bunlara aldırmayın, bunların hepsi manipülasyon, güçlenerek geleceğe yürüyoruz” şeklindeki sözlerini mi alkışlarsınız? Size kalmış…

Çorum Hitit Üniversitesi’ndeki dekandan profesöre, öğretim görevlisinden araştırma görevlisine kadar uzanan aile boyu, eşi benzeri görülmemiş, soyadları aynı kadrolaşmaya mı “Bu kadar da olmaz” dersiniz? Demeyin…

İğneden ipliğe her şeye zam gelirken, TL’deki erime zam yağmurlarına neden olurken, yabancılara TC vatandaşlığı için gerekli bedelin yüzde 75 oranında düşürülmesi mi gururunuza dokunur. Dokunmasın…

1 milyon 500 bin dolarlık gayrimenkul edinme şartı 500 bin dolara düşürülünce yeni vatandaşlarımız olacak diye mi sevinirsiniz? O da bize kalmış…

5 trilyona yakın parayı betona gömen, fabrikaları satan, samana, arpaya muhtaç olan ülkenin yurttaşları olarak, günlerdir açık denizlerde bekletilen içinde ne olduğu bi türlü açıklanmayan gemi için endişe mi duyarsınız? Yok canım hediye getirmiştir! …

Adet olduğu üzere gündemi değiştirmek için; “Ey katar şeyhi! Sen hangi cesaretle İkinci el, kullanılmış uçağını bize hibe edersin? Bizim hangarlarımızda yatan uçakların cesametini görmüyor musun?” diye celallenir misiniz? Zor ama…

Biz ki 17 yılda gündemi değiştirmek, bazı şeyleri unutturmak için neleri dile getirmiş, ülkenin hangi kaynaklarını haraç mezat elden çıkarmış, neleri satmış bir milletiz! Kunduradan kombinaya, limandan mensucata, tatil köyünden fabrikaya, tersaneden gemiye, termik santralden otele, barajdan hisse senedine 278 kurum satarak üretimden vaz geçmiş, saman ithal eder hale gelmiş bir ümmetiz. Sen ne hakla bize uçak hediye ediyorsun mu deriz? Demeyelim…

En iyisi daha fazla uzatmadan, soru yanıt faslını burada kesip, içimizi açan sözlere gelelim!

CB; “Günün ihtiyaçlarını, gelişen teknolojiyi ve milletimizin beklentilerini göz önünde bulundurarak bu alandaki reformları aralıksız sürdüreceğiz. Ciğer parelerimizi emanet ettiğimiz öğretmenlere büyük sorumluluk düşüyor” dedi ya!
İşte ciğerparemiz olan o 1 milyon 675 bin öğrenci okula başlayamadı, büyük sorumluluk düşen öğretmenlerimizden atanamayan sayısı 450 bini geçti, yönetimin koruyup kolladığı bazı okullarda sınıf mevcudu 5 iken, niteliksiz (!) bazı okullarda sınıf mevcudu 80’e dayandı iyi mi? Hoş onlarca danışman varken bunu hatırlatmak bize düşmez ama! Serde eğitimcilik var, yüreğe söz geçmiyor deyip geçelim…

Not: Ülkemizin derinde olan dertleri için kaleme alınan bu yazı dizisinin üçüncü bölümü için Cuma gününü bekleyeceksiniz…

Etiketler
Türkiye