Nasıl bu kadar saf ve salak olabildik?
KAYDA GEÇSİN Ve Bu durum hastalık haline nasıl geldi ? Gazetelerde yazılanlara , televizyonlarda konuşulanlara , ünlülerin aşklarına , servetlerine ...
KAYDA GEÇSİN
Ve Bu durum hastalık haline nasıl geldi ?
Gazetelerde yazılanlara , televizyonlarda konuşulanlara ,
ünlülerin aşklarına , servetlerine , ödüllerine , dünyayı etkilediklerine
kendi kendilerine övgülerine,
velhasıl söylenen her söze nasıl inanır hale geldik .
‘Günah Almak’tan korkan insanlardık ne oldu ulan bize.
İnanmak mı istedik yoksa inandırılmak mı ?
Hangisi ise , ne fark eder , kandırıldık ve kandırılmaya devam ediyoruz.
Böyle bir dönemde değişimi elbise değiştirmek , atasözlerinin anlamlarını boşaltmak dili perişan etmek zannedenlere tahammül göstererek geçiyor günler.
Demokrasi ve istikrar arasında seçim yapmak durumunda kaldık , birinden fedakarlık ederek öbürünü yaşatmak mümkün mü , dön baba dönelim olduk .
‘Kamuoyu’ yani eski değimle efkar-ı umumiye durmadan tekrar edilen aynı filim , dizi karakterleri, konuları , komikliklerin zihinlerindeki katılaşma sürecinden sonra bloke olduk.
Ele geçirdiği dayatmacı gücüyle medyadaki psikopatlar aracılığıyla yıllarca duman ettiler zihinlerimizi .
İnsanların birbirlerine güven duydukları bir toplumduk , beyan esastı .
Lüks apartman kavramına sokulan mutfak balkonlarına yapılan barbeküde tüttüre tütüre kokutarak et pişirmek bize uymazdı ,
Komşu aç iken tok yatılmazdı ,
Üstümüz başımız , markalarla övünmezdik , biz aslında çok iyi insanlardık .
Bu iyi , saf duygularımızın istismarıyla aptallaştırılmak istendik , hala vakit var .
Bundan insanlara ‘etrak-ı biidrak’ diyerek kurtulmak mümkün değil.
Ahlaksız , her boktan çıkan , yarım yamalak yabancı diliyle ukalalık satan
Ahmakların elinde perişan olduk , hala konuşuyorlar.
Öyle ki , bunlar yüzünden ‘doğru’ dan şüphe eder ‘yanlış’ a inanır olduk.
İyi , saf insanlardık , zihinlerimizi kollayamadık nice kıymetli insanı heder etmelerini izledik.
Her ay öldürülen, fuhuşa teşvik edilen, istismar edilip şiddete uğrayan kadınların sayısı kadar erkek yok bu toplumda , erkeklerin istatistikleri farklı, eşit değil kadınlarla dünyadan kopuk , sadece Amerikan yalakalığıyla idare edebileceğini zanneden bir entelektüelizm asıl saf ve salağın kendisi olduğunu ne zaman fark edecek acaba . Amerikayı da en az anlayan ‘Amerikancılar’ ne tuhaf değil mi ?
Bu saf , salak davranışlarla devam edemeyiz, ne yapacağız peki , önce güzel uzun bir uyku ve sonra beyinleri reset edip , uzun uzun düşünmemiz gerekiyor.
Sosyal zeka devreye girip bu hastalıklıklı ortamı dezenfekte etmek zorunda yoksa ülkemizde yoksul kalmadığına, adaletin işlediğine, maden işçilerinin çok iyi durumda olduklarına , ayda çift gidiş çift geliş yol yapacağımıza ne delil , ne belge istemeden inananlarla , meteroloji raporlarına göre yağmur duasına çıkan uyanıklarla , Ayşe ve Eruğrul zırvalarıyla sefil olmaya devam edeceğiz.
Akılsız , tedbirsiz, düşüncesiz insanların saf olanları kandırılması artık olağan işler arasında.
Kandırılıyoruz, bu meseleye çok kapsamlı yaklaşma zamanı geldi geçiyor , kandırıldığımız her alanda ; din, politika, bilim, tıp, finans, sosyal ilişkiler, sanat, müzik gibi , insan davranışının beyin yıkamalar karşısında zeka savunmasını bir iletişimci yazar belki anlatır diye bekledim , kalemimden ürkmesem durumdan vazife çıkaracağım .
Şu ana kadar çıkan kitaplar bizi bu hale getirenlerin ‘hikayeleri’ zaten bildiğimiz yaşadığımız şeyler. Yine onlar kahraman .
Şimdi asıl bizlerin başına gelen, iyi niyetimizden faydalanıp aptal yerine koyulma sürecinda bizlerin ; yani kurbanların nasıl bu hale getirildiğini anlatmanın zamanı değil mi ? Artık bizim hikayelerimiz yazılmalı , bizleri korumak için güvenlik esas.
Aptal olduğumuz için değil durmadan kandırılmamız , Madonna veya gizli işaretler Masonlar gibi olağan şüpheliler filanda değil .
Peki o zaman ne , bu köşeye sığmaz.
Hangi vakit, hangi iki ara bir derede ve ne karşılığında bu hale getirildiğimizin hikayesini istemeliyiz , istenmeyen öyküler kayda geçsin . Saygıyla Efendim