Yok artık, daha neler...

Sarıgül'e tavsiyem, parti içindeki meselelerden siyasi nemalanma arayışı ve Şişli atraksiyonları yerine Erzincan'ın meselelerine odaklanması ve Erzincan'da CHP'nin yerel seçimlerde başarılı olması için çalışması...

Gerçek Gündem'de iki gün önce okudum "Duvar" referanslı haberi; Mustafa Sarıgül'ün büyük oğlu da eski eşi Aylin Kotil'in ardından Şişli Belediye Başkan adayı olmak için hevesleniyormuş da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüş de, Kılıçdaroğlu da ona git çalış demiş de...

"GİT, ÇALIŞ" NE DEMEK?

Kılıçdaroğlu kendisine böyle bir heves ortaya koyan birisine ne diyecek ki; "git çalış" diyecek ... Başka ne diyebilir ki?...

Hiç unutmuyorum; 2009 yerel seçimlerinden aylar önce bir gün CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'in makamındayken odaya epeyce bir ziyaretçi geldi. Bir kısmı aday olmak isteyen partili, bir kısmı da onlara eşlik edenlerdi. Anadolu'nun irice ilçelerinden birinden aday olmak istediğini söyleyen partiliye Keskin aynen Kılıçdaroğlu gibi yanıt vermişti; "Git, çalış..." Müstakbel aday adayı odadan çıktıktan 10-15 dakika sonra sözkonusu ilçeden birileri Keskin'i aramaya başladı peşpeşe:

-"Falancaya belediye başkanlığı için nasıl söz verirsin, ne münasebet, vb!"
-"Ben öyle bir söz vermedim kimseye, nereden çıkarıyorsunuz bunu?"
-"Falanca, ilçede birilerini aramış ve söz verdiğinizi söylemiş..."
-"Yok kardeşim ben kimseye söz möz vermedim!"

Mesele anlaşıldı tabii... Müstakbel aday adayı Keskin'in odasından çıkar çıkmaz memleketi arayıp kendi kendine gelin güvey olarak adaylığını açıklamış!..

Mustafa Sarıgül'ün büyük oğlu da aynı şeyi anlaşılan medya üzerinden yapmaya çalışıyor.

Fakat yok artık, daha neler... Bu kadarı da fazla değil mi?

ŞİŞLİ ŞAHIS RİTMİNDEN ÇIKTI BİR KERE...

Sarıgül, Şişli'de iki kez CHP'ye rakip olarak DSP'den, bir kez de CHP’ye geçerek CHP'den seçilerek Şişli Belediye Başkanı seçildi. (Bir ara YTP macerasına katıldı, Ecevit'e parlamenter darbe yapmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürdü, Şişli'yi Ecevit'i kastederek alzheimer afişleri ile donattı) Hayri İnönü döneminde amacı, ona bıraktırıp meclis üyesi yaptığı oğlunu mecliste başkan seçtirmekti! Hayri İnönü'yü yıldırmak için neler neler yapıldı. Oğul Sarıgül, hem de mecliste Hayri İnönü'ye küfürlü ağır hakarette bile bulundu. Daha ağır şeyler de var, hepsi o kadar değil.

Bana gelen ısrarlı telefonların ardından ata topraklarım Erzincan'a ilgisiz kalamadım. AK Parti orada iki dönemdir 2-0 yapıyordu. Beni arayanlara "CHP.Erzincan.2-0" adını verdiğim bir oyun planı sundum.
Mustafa Sarıgül, Erzincan için geliştirdiğimiz oyun planını öğrenince iştahı kabardı, pratik zekası fena değildir, kimsenin beklemediği şekilde Erzincan'dan aday olup milletvekili seçildi ittifak sayesinde.

Neyse iyi oldu, CHP iki dönem sonra vekil çıkarmış oldu memleketimizden.

Ancak Sarıgül'ün Kılıçdaroğlu döneminde, devraldığı bir partiyi 'kredi verme' jesti ile kapatması, sonra ne olduysa bir hareket kurması ve bilahare onu partiye çevirmesi (Aslında altı üstü bir arkadaş grubu, market kartı ile üye yazıp sayıyı pazarlık unsuru yapma yönelimine şaşmıştım!) hafızalardan silinmiş değil. Sadece bu mu? SHP döneminde Erdal İnönü, CHP döneminde Deniz Baykal tarafından iki kez YDK kararı ile partiden atılmışlığı da var.

Yeniden parti kurarken amacı gündemde kalmak ve fırsat doğup konjonktür uygun olduğunda yeniden Şişli'ye başkan olmaktı. Zaten 2019'da CHP'nin adayı Muammer Keskin'in karşısına DSP adayı olarak çıkmış ve yüzde 20 farkla kaybetmişti. Şimdi ummadığı şekilde Erzincan'dan milletvekili seçilse de hala bir gözü Şişli’de! Eski eşi, olmazsa oğlu! Sanki bütün Şişli de işi gücü bırakmış onlardan birini bekliyordu!

SARIGÜL'E TAVSİYEM

Sarıgül'e tavsiyem, parti içindeki meselelerden siyasi nemalanma arayışı ve Şişli atraksiyonları yerine Erzincan'ın meselelerine odaklanması ve Erzincan'da CHP'nin yerel seçimlerde başarılı olması için çalışması... Sarıgül Erzincan'a CHP'li veya ittifak halinde işbirliği yapacağı başka partiden bir ismi seçtirme konusunda iddia ortaya koymalıdır. Bundan hiç kuşkum yok. Tabii bunun için altını bir daha çiziyorum, bir an önce Erzincan'a odaklanması gerekiyor.

CHP'NİN HAK ETMEDİĞİ ŞEYLER

CHP'de aynı dönemde baba-evlat, karı-koca vb. birlikte sahnede olma işi sona ermeli. Üç dönem kuralı da gelmeli. CHP'nin hak etmediği şeyler bunlar. Bunu Sarıgül için değil sadece, genel olarak not ediyorum. Böyle şeyleri Atatürk ve İnönü döneminde de, Ecevit ve Baykal döneminde de görmedik. Ne Hikmet Çetin'de ne de Murat Karayalçın'da gördük. Aynı aileden iki kişi aynı dönemde iki sandalye alamamalı, bu kural yeni tüzüğe de geçirilmeli vesselam!