Ali Taştan yazdı: Görmezden gelinenler bankamatik memurları, eziyet edilen öğretmenler

"Yapılan değişiklikler ve haksızlıklar defaatle yazıldı. Bugün yazacağım mesele toplum olarak ne hale geldiğimizi anlatmama yardımcı olabilir ve sizleri aydınlatabilir."

20 yıllık AKP iktidarında eğitim alanında yaşamadığımız olumsuzluk kalmadı. Öğretim programları değişti, denetim sistemi yerle bir edildi, öğretmenlik mesleği basamaklandırıldı. Bu ve buna benzer sayısız değişiklik yapıldı. Bu yapılan değişiklikler ve haksızlıklar defaatle yazıldı. Bugün yazacağım mesele toplum olarak ne hale geldiğimizi anlatmama yardımcı olabilir ve sizleri aydınlatabilir.

ÖĞRETMENLER ARASINDA BÜYÜK AYRIM

Okullarımızdaki müdür ve müdür yardımcılarının neredeyse tamamı yandaş sendika üyesi. 2014 yılında tüm müdür ve müdür yardımcılarının görevden alınması ile mülakatla yönetici alımı yapıldı. Yöneticilerin de neredeyse tamamı yandaş sendikanın şubelerinde belirlendi. Bu süreçten sonra okullarda mobbing arttı. Ders programları, nöbetler sendika üyeliğine göre yapılmaya başlandı. Yandaş sendika üyesi isen yaz aylarında nöbet bahçeye, kış aylarında ise içeriye yazıldı. Muhalif öğretmenler ise tüm kışı bahçede geçirmeye başladı. Ders programları yapılırken en az ders muhaliflere verildi. Ücreti yüksek olan nöbetler yandaşlara, düşük ücretliler ise muhaliflere yazıldı. Ses çıkaranın tepesine binildi.

Öğrencilerine hikaye kitabı aldırdığı için öğretmenler sorguya çekildi. Günlerce mobbing uygulandı. Bedava olan selam bile verilmedi. Öğretmenler odası bölündü, çay demlikleri ayrıldı. 20 yıl önce hep birlikte yemek yiyip, çay içen öğretmenler birbirine düşürüldü. Muhalif öğretmenlere kumpaslar kuruldu. Planlı programlı, bile isteye öğretmenler sürgüne gönderildi. Günlerce okula gelmeyen öğretmenlere göz yumulurken, 3 dakika geç gelene soruşturma açıldı.

GÖRMEZDEN GELİNEN BANKAMATİK MEMURLARI

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) merkezde işe gitmeden haksız yere maaş alan, bankamatik memuru öğretmenler görmezden gelindi. Bakanlık merkez teşkilatında işini iyi yapmasına rağmen gözünün yaşına bakılmadan bir kalemde öğretmenler görevden alındı. “Bu öğretmenlerin çoluğu çocuğu var mı, kirasını nasıl ödüyor, bu haksızlıktan dolayı aç susuz kalır mı?” diye düşünülmedi.

Halk Eğitim Merkezleri’nde açılan ve çoğunun öğrencisi bulunmayan kursların ek ders ücretleri babalarının parası gibi yandaşlara ödendi. Kağıt üzerinde her şey tam ve eksiksiz. Peki vicdanınızda da her şey tam mı?

BAL TUTAN PARMAĞINI YALADI

İnsanların kaderi ile oynandı. Haksız yere sürgüne gönderdikleri öğretmenler çocuklarının okullarını değiştirdi. Bu çocukların düzenleri değişirken kimsenin vicdanı sızlamadı. Ömrünü FETÖ ile mücadeleye adayan öğretmenler “FETÖ’cü” diye ihbar edildi. 6-7 yıl görevden uzaklaştırılmaları sağlandı.

“Biz nasıl bu hale geldik” diye sorasım geliyor, ancak sizler bunun cevabını çok iyi biliyorsunuz. Öğretmenleri ayrıştıran yöneticiler bunlarla yetinmedi, öğrencileri bile ayrıştırdı.

Maaşla ödüllerin nerdeyse tamamını yandaşlara verdiler. Ödülü verenler kendilerini de unutmadı. Bal tutan parmağını yaladı.

Bunların hiç biri yaşanmıyormuş gibi Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri kürsüye çıktıkları zaman ne kadar adil olduklarını anlatıyorlar. Ancak okullarda olup bitenden haberleri bile yok. Öğretmenin ek dersini alarak, nöbet görevini başkasına aktararak, olmayan kursları yandaşlara yazarak hak yediklerinin çok net farkındalar. Herkes her şeyi görüyor. Aslında onlar da farkındalar ama bunu neden yaptıklarını inanın anlamış değilim.

ÖĞRETMENLERE EZİYETİN PLANLANDIĞI GİZLİ TOPLANTILAR

Bir insanın hakkını gasp etmek, çalmak sadece cebinden parasını almak değildir. Onun hakkı olan görevleri yandaşa vermek, ayrımcılık yapmak en büyük hırsızlıktır. Gizli gizli toplantılar yapıp kendi gibi düşünmeyen öğretmenlere neler yapacaklarını planlayanlara inat yan yana yürümek gerekiyor. Haksızlığa, hırsızlığa, arsızlığa dur demek gerekiyor.

Geçtiğimiz günlerde arayan bir öğretmen arkadaşım, okullarında çeşitli kurslar açıldığını ve bu kurslara öğrencilerin devam etmediğini, buna rağmen bazı yandaşların ek ders ücretlerini aldıklarını ifade etti. Artık bu olanlara inanamıyorum. Nerede kaldı ahlak? Dürüstlük, hak hukuk…

Ne diyordu Çinli filozof Konfüçyüs; “Ahlâk ve üçkağıtçılık, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; biri çıkarsa biri iner…”

Şimdi sormak istiyorum, vicdanınız rahat mı? Rahat uyuyabiliyor musunuz?

Etiketler
Öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Aydın Memur