“Dr. García’nın Hastaları” Bu bedel ne zaman ödenecek?

“Dr. García’nın Hastaları”, beş yüz binden fazla kişinin öldüğü ve yüz binlerce kişinin sürgün edildiği karanlık Franco dönemine ışık tutuyor.

“Karanlıkta kar yağıyor,

Sen Madrid kapısındasın.

Karşında en güzel şeylerimizi

Ümidi, hasreti, hürriyeti

Ve çocukları öldüren bir ordu.”

Nâzım Hikmet Ran

17 Temmuz 1936 - 1 Nisan 1939 yılları; General Francisco Franco önderliğindeki milliyetçiler ile yönetimde olan Cumhuriyet hükümetinin Halk Cephesi arasında büyüyen çatışmalar, İspanya'da kanlı bir iç savaşa sebebiyet verdi. Netflix’te yayımlanan ve Almudena Granades’in aynı adlı romanından uyarlanmış olan “Dr. García’nın Hastaları”, beş yüz binden fazla kişinin öldüğü ve yüz binlerce kişinin sürgün edildiği karanlık Franco dönemine ışık tutuyor.

DOKTOR GARCÍA’NIN HASTALARI

Doktor García, 1936 Kasım’ında Madrid’te hastanede görevli olduğu sırada, askeri bölgeye destek veriyor ve Pepe adında komünist bir askerin hayatını kurtarıyor. Savaş nedeniyle mesleğinin en yoğun dönemini yaşayan doktor, eve istirahat için gönderildiği sırada, karşı dairenin hizmetçisinin kapıyı çalmasıyla onlara yardıma gidiyor.

Evlerine gidip baktığında yaşlı bir adamın askeri üniformasıyla yatağında ölü halde uzandığını görüyor. Kokudan odada durmakta güçlük çeken García, cesedin oradan çıkarılıp halk mezarlığına defni için komşularına yardımcı oluyor. Milliyetçi olduğunu öğrendiğimiz yaşlı adamın torunu Amparo ise çatışmalar nedeniyle evden çıkmayan, Cumhuriyetçilerin saldırısından korkan bir kadın. Hayatının sorumluluğunu alamayan ve garantici biri olarak tarifleyebileceğimiz Amparo, Doktor García’nın çocukluk arkadaşı. Birbirlerine ilgi duysalar da fikir ayrılıkları nedeniyle bu zamana kadar özel bir ilişki yaşamıyorlar. Ancak kapısı her çaldığında tedirgin olan Amparo, García’yı ikna ederek onun evinde yaşamaya başlıyor ve kısa süre sonra da birlikte oluyorlar.

Aşkın kıvılcımı tutuşurken, askeri kışlanın önünde bir adam vuruluyor. Komiser, bu yaralının haberini ileten askere, “konuyla ilgili kimseye bilgi vermemesini, adamın bir şekilde yaşatılması gerektiğini„ söylüyor. Ne tesadüf ki yaralıyı bulan asker Dr. García’nın cephede yardımcı olduğu Pepe.

García, hastanede yaralıyı ameliyat ediyor ve ardından kayıtlara ölülerden birinin ismini yazdırıyor. Bu yabancıya, iyileşene kadar kendi evinde bakan García, özel hayatında da önemli bir dönemin eşiğine geliyor. Amparo'nun hamile kalması ile evlilik kararı alan çift, hamilelik sürecinde Amparo'nun iyi beslenebilmesi için bazı kişisel eşyalarını satmak durumunda kalıyor. İsminin Manuel olduğunu öğrendiğimiz yabancıysa, iyileşir iyileşmez García'nın evinden ayrılıyor.

Manuel, İngiltere'deki İspanyol elçiliğinde çalışan cumhuriyet yanlısı bir diplomat ve ülkenin kendi birimlerinin işleyişini yakından takip edebilmek için ajanlık yapıyor. Savaş döneminde herkesin Rusya’ya çalıştığını ileri süren istihbarat, kimlerin güvenilir olduğunu anlamak amacıyla sahte pasaportlar ile Manuel’i görevlendiriyor. İngiltere’de bulunduğu sırada, Amerikalı bir casus olan Meg Williams ile tanışıyor. Meg, Franco’nun gitmesi için Amerika’nın onları desteklediğini ileri sürerek Manuel'i yönlendirmeye başlıyor. Manuel, İspanya’daki görevi sırasında ise komiser Rodriguez ile tanışarak olayların iç yüzüne yakinen şahitlik ediyor. Komiser, Rusların kendi çıkarları için bu durumla ilgilendiğini ve cumhuriyeti umursamadıklarını söylerken “Er geç Madrid’in kapıları Franco’ya açılacak ve farketmeyeceğiz bile." diyor. Nitekim de öyle oluyor. Savaş bitiyor ve Franco birlikleriyle Madrid’e ilerliyor.

Eş zamanlı olarak Ulusal Ordu mensubu Adrian’ı tanıyoruz. Kaba bir köylü olan bu genç, kızılları öldürmek hevesiyle büyükbabasıyla vedalaşarak orduya katılıyor. Bask bölgesinde kurşuna dizerek insanları infaz ettikleri sırada, karşısına bir rahip denk gelince ateş edemiyor. Bunun üzerine yanındaki askerle tartışan Adrian’ın attığı yumruk komutanının ilgisini çekiyor.

İspanya Gelenekçi Falanj’ın temsilcilerinden Clara Stauffer boks müsabakası düzenleyerek, medyaya sürülecek bir güç gösterisi planlıyor. Hapiste olan Navarro isimli bir boksör ile görüşerek, müsabakayı kazanması durumunda onu serbest bırakacaklarını söylüyorlar. Navarro karşısında tek bir hamle yapamayan, hatta son raunda kadar kendini savunamayan Adrian, şike yaparak rakibini eliyor. Haksız kazancı vicdanını rahatsız ettiği için askerlik bittiğinde de boks eğitimi alıp Navarro’nun karşısına çıkmak istiyor.

MESLEKTE SON GÜNLER

İç savaş sırasında Franco ve milli cepheye İtalya ve Almanya’dan destek alan Falanjistler, 1939 yılında yönetimi tümüyle ele geçiriyor.

Savaş süresince çok sayıda komünistin hayatını kurtaran García, artık mevcut sistem için açık hedef olarak görülüyor. Cumhuriyetçilerin savaşı kaybettiğini öğrenen Manuel, doktora vefa borcu olarak bir miktar para ve sahte bir kimlik vererek, kaçmasını söylüyor. Fakat García tehlike altında da olsa eşini ve çocuğunu bırakamıyor. Ulusal ordunun hastaneyi teslim alacağını öğrenen Başhekim, García’nın şöhretinin başına dert açacağını bildiğinden önlüğünü çıkarıp, uzaklaşmasını söylüyor. Hastaneden ayrılıp, eve varmak üzereyken Amparo’nun kucağında bebeği ile yabancı birinin arabasına bindiğini gören doktor artık tek başına bir karar vermek durumunda kalıyor ve Manuel’in ona verdiği zarfı alarak evi terk ediyor.

Her yerde insan avı sürerken, tren garından geri dönen ve nereye gideceğini bilemeyen García, çaresizce hizmetçi Experta’ya giderek kalacak yer bulması için kendisine yardımcı olmasını istiyor. Yeni hayatına Rafael adıyla devam eden doktor bir pansiyona yerleşiyor. Gazetede gördüğü La Meridiana isimli bir nakliyat firmasının ilanına başvuruda bulunuyor ve şirket yazışmalarını yapmak üzere burada işe başlıyor.

Mesleğinden ayrı düşen doktorun yolu, tıp dergilerini okuyarak özlemini gidermeye çalışırken, yine Pepe ile kesişiyor. Pepe, doktordan yaralı komünistler için kendilerine destek olmasını istiyor. García, itibarını geri kazanmanın sevinci ile bu gizli görevi gönüllü olarak gerçekleştiriyor.

Savaştan sonra Adrian, komutanını ziyaret ediyor. İspanyolların, Almanlara destek vererek Rusya‘ya karşı savaşa katıldığını, boksör Navarro’nun da orduya girip destek verdiğini öğreniyor. Duydukları karşısında yeniden hırslanan Adrian, tekrar orduya katılıyor. Stalingrad yenilgisinden sonra köşeye sıkışan Nazi’ler, Berlin’de, SSCB’nin baskınına uğruyor. Fakat Adrian yolun sonuna geldiği sırada, boks maçındakine benzer bir şike daha yapıyor. Navarro, sözlü bir tartışma sırasında savaşa katılması gerekçesi ile hapisten çıkabileceğini ve bunun da Adrian’nın yaptığı şike nedeniyle olduğunu dile getirince, Adrian öfkelenerek onu vuruyor ve belgelerini kendisinin gibi göstererek Rus askerlerine teslim oluyor.

İSİM - ŞEHİR

Nazi ve Falanjist olan Clara Stauffer, Hitler’in, Franco hükümetine sığınması için yardımcı oluyor. Savaş suçlularını İspanya üzerinden Arjantin’e kaçıran bir şebekeyi yöneten Clara, Ottus Korsini isimli bir adamla iş birliği yapıyor. Amerikan ajanı Meg, Manuel’e Clara’nın planından bahsediyor ve eğer bu durumu ortaya çıkartırsa, BM’nin İspanya’ya destek vermeyeceğini ileri sürüyor. Bunun üzerine Manuel, bir savaş suçlusu olarak Clara’nın yakınında olmak için, kayıp asker isimlerini araştırıyor ve sonunda Adrian’ın yerine geçmeye karar veriyor.

Manuel herkesi Adrian olduğuna ikna edip, Arjantin'e gidiyor. Manuel, Arjantin’de bulunduğu sırada Peron’un oluşturduğu ağı fark ediyor. Çok sayıda Nazi’nin burada serbestliği olduğunu gören Manuel, topladığı verileri Meg’e iletiyor ama bu defa Truman yönetimi komünizme karşı Franco ile dost olmaya karar veriyor. Başka bir kimlikle, yabancı bir ülkede takip altında yaşamaktan yorulan Manuel, umudunu kaybediyor ve her şeyden uzaklaşarak Arjantin’de tanıdığı garson kız ile evlenip, geri dönmeme kararı alıyor.

Gerçek Adrian ise 1948 Noel’inde Berlin'den, İspanya'ya geri döndüğünde tekrar komutanını ziyaret edince, birinin onun kimliğini kullandığını anlıyor. Araştırmaları sonucu García'ya ulaşıyor ve onu gerçekleri söylemekle tehdit ediyor. García, kaygıları arttıkça, bu tekinsiz adamdan kurtulmanın yollarını arıyor. İlk defa bir cinayet işlemek durumunda kalan García, Ottus’a kaçak sevkiyatını öğrendiği yalanını söyleyerek, cinayeti örtbas etmesini sağlıyor. Bu olayla birlikte uzun yıllar boyunca kimseye anlatamadığı bir travmayı taşıyor.

Pepe’nin yardım istemesi üzerine bir devrimciyi tedavi edip nakliye aracıyla sınır dışına kaçıran doktor, aynı gece Geni ile tanışıyor. Onunla evlenerek yeni bir aile kuran García, patronunun firmayı kendisine devretmesi ile La Meridiana’nın başına geçiyor.

1968 yılında kızları ile sinemadan çıkan García bir öğrenci eyleminin ortasında kalıyor. Aynı eylemde Amparo’dan olan oğlunun polislere yakalandığı bilgisini alıyor. Avukat numarası yaparak yıllardır görmediği oğluyla görüşüyor.

20 Kasım 1975' e geldiğimizde ise Franco ölüyor. Fakat aynı yıl Arjantin’de askeri cunta ilan ediliyor. Bu durum, uzun yıllardır Buenos Aires'te yaşayan Manuel'in, hayati bir karar vermesine sebep oluyor.

YENİ İSPANYA

Caudillo, Franco’ya verilen unvanlardan biri. “Bir grubun lideri” manasına geliyor. Fakat bu grup geniş bir ağa sahip. Devlet, hükümet ve ordunun başkanlığı, ayrıca tüm yasama yetkilerine hakimiyeti olan bir diktatörlüğü simgeliyor. Rejiminin kurumsal bir kontrolü sağlanamadığı için yaptıkları karşısında Franco'yu yargılayacak bir mekanizma da bulunmuyor.

İspanya’da, Cumhuriyet' in yenilgiye uğraması kültürel yaşamın da sonunu getiriyor. Miguel Hernandez'in Alicante Hapishanesi‘nde ölümü ve Federico García Lorca’nın kurşuna dizilerek infaz edilmesi yine Franco döneminde gerçekleşiyor. Bununla birlikte aynı çöküş eğitime de yansıyor. Çok sayıda eğitimcinin öldürülmesi ve müfredatta yapılan yeni düzenlemeler, sistem yanlısı bir toplum yaratma çabası taşıyor. Destansı bir "Yeni İspanya" fikri empoze ediliyor.

Okuldan öğrendiği bilgilerle onu masum biri sanan García’nın küçük kızı, Franco'nun ölüm haberine üzülürken, annesi Geni ise yıllarca yaşadıkları bu korku için kendini suçluyor: “Franco öldü ama rejim güvencede. Okullarda masallar anlatılıyor. Biz de bir şey anlatmıyoruz. Bunda bizim de suçumuz var.”

EKONOMİK YIKIM

1936 yılında temel tüketim maddelerinde kıtlık baş gösteriyor. 1939 yılına gelindiğinde ise ülke genelinde ekmek karneye bağlanıyor. İnsan gücündeki azalma da tarımsal faaliyetleri iyiden iyiye etkiliyor. Yaşanan göçlerle birlikte ülkenin iç dengesi giderek sarsılıyor ve ekonomik darboğaz son noktaya varıyor. Halk bu ekonomik yıkımın etkilerini 1960’a kadar yaşarken, evli kadınlara çalışma yasağı getiriliyor. Annelik hizmetini kadının başlıca görevi olarak nitelendiren rejim, evli kadınların çalışmaması ve işten çıkarılması için, yeni bir iş yasasını uygulamaya koyuyor. Bekâr olanların ise manastıra kapanması ya da muhafazakar bir yaşam sürmesi isteniyor ki, böylelikle kadınlar sosyal yaşamdan tümüyle uzaklaştırılmış oluyor.

Tüm bunlar yaşanırken, dizide de karşımıza çıkan Otto ve Bam gibi kaçakçılar, karaborsacılar köşeyi dönüyor. Bu ”yeni zengin” kitle, açlık içinde yaşayan çoğu insanı, onların seviyesinde bir yaşama özendirirken dejenere olmuş bir toplum yaratıyor. Rahat bir yaşama kavuşmak için kestirme yol, sözü edilen suçlardan birini seçmek ya da zengin bir kişiyle yaşanacak birliktelik olduğundan, giderek değerlerini kaybetmiş bir "Yeni İspanya" oluşuyor. Amparo’nun yiyecek almak için kürkünü satması üzerine Experta, bu tür eşyalara çok sayıda metresin alıcı olacağını söylerken de bu yozlaşmanın küçük bir örneğini sunuyor bizlere.

Tüm bu olanlara direnen fakat en nihayetinde mücadele gücü zayıflayan halk, yalnızca hayatta kalmaya odaklanırken, yıllar içerisinde bu sisteme uyum sağladığını düşünerek kendini suçluyor.

HEPİMİZ KORKUYORUZ

Askeri cuntanın ilanıyla Arjantin’de evlere baskınlar yapılırken, karşı komşularının yaka paça araca bindirildiğini gören Manuel, yıllar sonra aynı çaresizliğin öfkesini yaşıyor. “Hepimiz korkuyoruz. Korkudan iyice ehlileştik.” diyerek, komşularının durumlarını öğrenmek için karakola gidiyor. Göz altında kaybolan aile Manuel’in hazmedemediği bir yenilgiyi daha da katlanılmaz hale getiriyor. Bir diktatörlükten diğerine geçen Manuel, bu defa ailesi için önemli bir karar vermek durumunda kalıyor.

García’nın oğlu katıldığı bir eylem neticesinde sekiz ay bir gün hapis cezası alırken, yıllardır aynı sisteme feda edilen zaman ve insanlar, halkın değişime olan umudunu giderek yok ediyor. García şöyle soruyor “Bu bedel ne zaman ödenecek?” Maalesef bedeli ödeyen İspanya halkıyken, bir coğrafyayı yerle bir eden faşist diktatör Franco, kendi evinde, güvenli alanında hayata gözlerini yumuyor.

Franco, uzun yıllar süren iktidarında korku ve kıtlık ile ehlileştirmeye çalıştığı halkını karanlığa sevk etti. O dönemi yaşayan insanlar, uzun dönem değişmeyen bir sistemin varlığını görünce, yalnızca hayatta kalmaya ve sevdiklerini korumaya odaklandılar. Korkmak insani, para gereksinim. Ancak temkinli olmak maksadıyla kendimizi korumaya alırken, korularımızın mevcut sistemi beslemediğinden emin olmalıyız. Doktor García’nın Hastaları’nda gördük ki ülke ve zaman değişse de değişmeyen en önemli şey özgürlük ihtiyacı. En çok ona sahip çıkmalıyız.

Etiketler
Netflix Dizi Sinema