CHP 'buradayım' dedi

"Bir süredir AKP’deki oy artışıyla birlikte yitirilmeye başlanan psikolojik üstünlüğü yeniden elde etmeye yönelik bir hamle yaptı. Kaybolmaya yüz tutan "kazanacağız" hissini sadece CHP’liler arasında değil, genel olarak tüm muhalefette tazelemiş oldu. "

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu oldukça heyecanlı ve iktidar beklentisini çok açık bir biçimde ortaya koyan bir kalabalık karşısında 'İkinci Yüzyıla Çağrı' vizyon belgesini açıkladı. Zaman zaman güçlü bir siyasal etkinlikle akademik bir konferans arasında gidip gelen toplantı, Kılıçdaroğlu’nun kapanışta yaptığı etkili konuşmayla birlikte bana kalırsa muradına ulaştı. Günlerdir topluma vaat edilen "3 Aralık’ı bekleyin Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak vizyonu görün" iddiasının altını dolduran bir etkinlik oldu.

Özellikle Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasındaki "yeni bir tek adam aramıyoruz" vurgusu, ortaya konan vizyonun temelini oluşturan anlayışa işaret etmenin ötesinde seçmenlerin beklentisine de doğrudan bir yanıt niteliğindeydi. Kamuoyu araştırmaları bize seçmenlerin üçte ikiye yakın çoğunluğunun tek adam rejimine karşı olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy verenlerin bile dörtte biri başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi tercih ediyor. Dahası "Erdoğan gitsin" diyen seçmenlerin büyük çoğunluğu yeni cumhurbaşkanının liyakatli bir ekiple birlikte, ortak akıl ve müzakereyle ülkeyi yönetmesini istiyor. Odak grup görüşmelerinde seçmenlerin sıklıkla dile getirdiği "tek adama oy vereceksek bunun Erdoğan’a oy vermekten ne farkı olur" ifadesindeki beklentiyi Kılıçdaroğlu gayet iyi kavramış görünüyor. Tam da bu yüzden "siyaset üstü bir güç birliğinden" bahsediyor, toplantıyı dört saatin ötesine uzatmak pahasına sahneyi alanlarında yetkin bilim insanlarına veriyor.

Vizyon belgesinin içeriği, katılımcıların sunduğu çerçevenin yeterliliği ve tabii ki tek tek isimlerin savunduğu politikalar tartışılabilir, eleştirilebilir. Daha iyiye ulaşmayı sağlayacak olan da bu eleştirilerdir zaten. Ben burada bu etkinliğin siyasal boyutuna, seçim süreci üzerindeki etkisine odaklanmayı tercih ediyorum.

Birincisi, bu toplantıyla birlikte CHP "ben buradayım" dedi. Hem kamuoyuna ve seçmenlerine hem de partililere ve örgütlerine. Uzunca bir süredir Kılıçdaroğlu’nun ana mesaisi Altılı Masa’yı bir araya getirmek, bir arada tutmak ve cumhurbaşkanı adayı konusunda ortaklaşmayı sağlamaya yönelikti. Bunu yaparken de adeta CHP Genel Başkanı sıfatını bir kenara bırakıp Altılı Masa’nın sözcüsü gibi hareket etti. Partisini bilinçli olarak öne çıkarmadığı gibi parti içinden farklı isimlerin sivrilmesine de müsaade etmedi. Bu süreçte Altılı Masa’nın diğer beş bileşeni kendi adlarına konuşup siyaset yaparken CHP sessizleşti, Kılıçdaroğlu konuştu. Özellikle ortak cumhurbaşkanı adayı konusundaki belirsizlik CHP’yi bir anlamda felç etti, hareket edemez, söz söyleyemez hale getirdi. Öyle görünüyor ki 3 Aralık itibariyle CHP de sözünü söylemeye başladı. Bu sözün örgütte, partililerde ve CHP seçmeninde bir karşılığı olacaktır. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını bitirirken söylediği "haydi arkadaşlar başlıyoruz" ifadesini bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

İkincisi, bu toplantıyla Kılıçdaroğlu, kırılgan, tedirgin, kaybetme korkusuyla uykuları kaçan muhalif seçmene özgüven aşıladı. Bir süredir AKP’deki oy artışıyla birlikte yitirilmeye başlanan psikolojik üstünlüğü yeniden elde etmeye yönelik bir hamle yaptı. Kaybolmaya yüz tutan "kazanacağız" hissini sadece CHP’liler arasında değil, genel olarak tüm muhalefette tazelemiş oldu.

Üçüncüsü, 'kazanacağız' hissinin güçlenmesine en çok Kılıçdaroğlu’nun ihtiyacı vardı. Yaptığı konuşma muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olma isteğinde en ufak bir gerileme olmadığının göstergesi olarak yorumlanabilir. Son üç aydır Kılıçdaroğlu ismi üzerinden yürütülen 'kazanır-kazanamaz' tartışmasını bitirmeye yönelik güçlü bir hamle yaptı. Araştırmalar açıkça gösteriyor ki, kazanacağı inancı seçmen nezdinde arttıkça Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısındaki oy oranı artıyor, Altılı Masa’daki pozisyonu güçleniyor.

Ama belki de tüm bunlardan daha önemlisi, bu toplantı halka en çok ihtiyacı olan şeye dair bir şeyler sundu. AKP’nin yapamadıkları, kötü yaptıkları, ekonomik kriz, liyakatsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlik hepsi bir yana seçime 6-7 ay kalmışken seçmenlerin siyasilerden duymak istediği şey, daha iyi bir yaşam vaadi ve bunun nasıl gerçekleştirileceğine dair somut projeler. Bu toplantıyla beraber yurttaşların daha iyi bir yaşam için neler yapılabileceğine dair somut şeyler duymaya başladığı söylenebilir. Kuşkusuz burada esas olan, bu vaatlerin ne kadar etkili bir biçimde topluma aktarılabileceği, seçmenlerin zihninde yeni iktidar bunları yapacak imgesinin yaratılıp yaratılamayacağı.

Etiketler
Derya Kömürcü Muhalefet