NATO Mermer NATO Kafa

Şimdi anladınız mı ekonominin neden kötüye gittiğini? Ülkenin bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmeyi bir yaşam tarzı olarak kabul eden necip ve aynı zamanda ileri görüşlü büyüklerimiz baktılar ki savunmaya daha fazla para harcayamıyorlar, NATO’da kalmak için GMH’yı düşürme çabasına girdiler.

Çocukluğum ve gençliğimde milli mücadele şeklinde geçen Eurovision şarkı yarışmasını hemen her vatandaşımız gibi çok yakından takip ederdim. Genelde aldığımız toplam puan tek basamaklı sayılara tekabül ederdi. Bizler her zaman olduğu gibi bu yarışmada politik oyunlar döndüğünü söylerdik. Hatta oylama sırası İsveç, Norveç veya Danimarka’ya geldiğinde bu ülkeler birbirlerine puan verince küplere binerdik. O dönemde televizyonda yarışmayı sunan Bülent Özveren bu durumu komşuların birbirini kayırması olarak nitelendirirdi. Aynı şeyi Almanya ile Avusturya ve İngiltere ile İrlanda yapardı. Hatta aynı dönemde İngiltere’de çok sık İrlanda Cumhuriyet Ordusu IRA’nın terör eylemi olmasına rağmen nedense İngiliz ve İrlandalı jüri birbirlerine hep yüksek puan verirlerdi. (IRA’nın Kuzey İrlandalı olması onları İrlanda’sız yapmıyor. Bu konuda üstüme gelme Selma!) Bu yarışmaya katılan ve bize komşu olan tek ülke ise Yunanistan’dı o dönemlerde. Biz, büyük ihtimalle birbirine hiç oy vermeyen tek komşu ülkelerdik. Kendimi herkesin aileleriyle eğlenmeye gittiği ve kardeşlerin birbirleriyle neşeli vakit geçirdiği bir piknik alanında onlara dışardan bakan kimsesiz çocuklardan gibi hissederdim.

Bu çocuk kendince en güzel giysilerini giyip en iyi tavrını takınsa da kimse onu içlerine almıyor ve kimse ona şans vermiyordu. Bu duygu içime o kadar işlemişti ki Eurovision’u takip eden birkaç gün, “bir Avrupalı görsem direkt ağzını burnunu kıracağım” duygusuyla geçerdi. Arada ülkemizin vatanperverleri bu Avrupalı zındıklardan intikam almak amacıyla Kont Drakula kostümü giydirip Çetin Alp’i Opera adlı şarkısıyla yarışmaya gönderdi. Batı sanat dünyası kısa bir müddet sarsıldı ama yıkılmadı. Bu sefer de kelime ve ses numaralarıyla onlara “Biz ölmedik, niye biz burada yokmuşuz gibi davranıyorsunuz?” tadında hafif sitem dolu bir mesaj gönderdik. Diday Diday Day şarkısını güle oynaya söyleyen Mazhar Fuat Özkan’ı görünce biraz şaşırdılar. İngilizce okunuşu “Did I, did I die?” yani “Yoksa, yoksa ben öldüm mü?” olduğu için bizim mazoşist bir zevkle kendi ölümümüze sevinçle yaklaştığımızı sanmaları da işe yaramadı. Her şeyin ilacı zaman devreye girdi ve bendeki yalnız bırakılma, haksızlığa uğrama hissi zamanla değişti, e tabii Eurovision da değişti. Fakat kırıntılar hâlâ içimde baki.

NATO Mermer NATO Kafa - Resim : 1

Dört bir yanı güzelliklerle dolu ülkemiz yine dört bir taraftan düşmanlarla çevrili. Herkes bizi kıskanıyor ve cennet vatanımızda gözleri var. Tabii bu gerçeğin farkında olan asrın, dünyanın ve tüm uzay boşluğunun efendisi olan liderimiz ve onun ortağı aksi dede bu büyük oyunu bozmak adına her şeyi yapıyor. “Ya benimsin ya kara toprağın” şiarıyla, eğer bir gün saldırıya uğrarsak, memlekette toplanacak ganimet, keyif sürülecek bir köşe kalmasın diye var güçleriyle çalışıyorlar. Böyle yönetmeye devam ederlerse yakında hiçbir düşmanımız kalmayacak diye düşünüyorum. Kıskançlık ve nefret yerini acıma ve imtina etmeye bırakırsa memleketin kendini savunma ihtiyacı kalmaz herhalde.

Zaten büyük bölümü “lüpletilmiş” olduğu için ülkemize saldıracakların zenginliğimizde gözü olamaz. Doğal güzellikleri de beton yığınlarıyla doldurup, mümkün mertebe çok ağaç kesip, ülkeyi çölleştirip, orman yangınlarına ve sellere yol açıp memleketi yaşanmaz bir hale getirirsek zaten bırak işgal etmeyi, ülkenin yakınından bile geçmezler. Hatta hükümetimiz doğanın kendini yenileyebilme riskini düşünerek zeytinlikleri yok ederek ve GDO’lu kimyasal tohumlarla toprağı öldürerek, ilerde düze çıkabilmesinin de önünü kapatıyorlar. Geriye bir tek halk kalıyor. Olur a işgalciler bizim halkımızdan faydalanmak amacıyla ülkemize saldırabilirler. Bunun da önlemini almış bulunuyor vizyoner devlet büyüklerimiz. Eğitimin iğdiş edilmesi, halkı fakirleştirme yoluyla çoluk çocuğun yeterli beslenmesinin önüne geçilmesi, liyakatin ortadan kaldırılarak zaten cücük kadar kalmış eğitimli aydın kesimlerin yurtdışına kaçmasının tesadüf olduğunu mu sanıyorsunuz? Hepsi halkımızın işgalcilerin eline düşmemesi için! Hepsi memleketin bekası için!

Hükümetimize, yancılarına ve başlarında bütün azametiyle duran mümtaz zat, güzel insan, örnek kişilik olan şapşahane liderimize şükran borçlu olduğumuzu asla unutmamalıyız. Zaten biz unutsak bile onlar kafamıza kakarak (Çok fesatsın Esat, iyi manada söylüyorum.) bize hatırlatırlar.

Halbuki çekinmemiz gereken bir şey yok; biz anlı şanlı NATO üyesiyiz. Yani, arkamızda bizi savunmak için hazırolda bekleyen 31 ülke daha var. İsveç de gelince 32 olacak ve bir araya geldiğimizde fotoğraf çektirirken dudağımızı ileriye doğru büzerek rahatça 33 diyebileceğiz. Tabii bazı ince ayrıntılar var. Bu ufak pürüzleri sıralamak gerekirse:

- Bize savaş açacak ülkenin NATO dışından olması gerekiyor. Onlardan birisi açarsa NATO ya papatya falı açacak ya da paşa gönül kriterleri uygulayıp alttan alta bir tarafa yardım edecek.

- Bize savaş açanın bir ülke olması gerekiyor. Misal IŞİD, PKK, DAEŞ, YPG, LPG, H2O gibi bir örgüt bize saldırırsa bu saylanmıyor.

- Bize savaş açacak ülke bir Avrupa Birliği ülkesi olursa devreye AB ordusu giriyor. AB ordusunda birçok NATO ülkesi olduğu için biz tek kaldığımızdan NATO yine devreye girmiyor. Örneğin, Avusturya NATO’ya üye değil ama AB üyesi. Bize savaş açsa, NATO’nun havaya bakıp ıslık çalması büyük olasılık.

AİDATINI ÖDE DE GEL

Bir de Trump’ın dediği gibi yıllık aidatı yatırmak gerekiyor. Bizim için bu meblağ 2023 yılında 22.2 milyar dolardı. Yani NATO’nun kriterlerine göre Gayrisafi Milli Hasılamızın (GMH) %2’sini savunmaya ayırmamız lazım. Bunun altında kalan ülkelere NATO şemsiyesi altında destek sağlamayacağını söyledi deli saçlı, turuncu benizli Donald Amca.

Biz 15.4 milyarda kaldık. Böylece Belçika ve İspanya’yla birlikte son üçte bulunuyoruz. Bu durumda Trump başa geçerse havada bulut, NATO desteğini unut.

Şimdi anladınız mı ekonominin neden kötüye gittiğini? Ülkenin bölünmez bütünlüğünü muhafaza etmeyi bir yaşam tarzı olarak kabul eden necip ve aynı zamanda ileri görüşlü büyüklerimiz baktılar ki savunmaya daha fazla para harcayamıyorlar, NATO’da kalmak için GMH’yı düşürme çabasına girdiler.

Kısacası fakirleşirsek, çirkinleşirsek, aptallaşırsak hem işgalcilere cazip gelmeyiz hem de NATO desteğini kaybetmeyiz. Her şey ülkenin güvenliği için.

Etiketler
NATO Euro Donald Trump