'Açlık sınırından haberiniz var mı Sayın Vedat Işıkhan?'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklama yaptı.

'Açlık sınırından haberiniz var mı Sayın Vedat Işıkhan?'

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığında yapılan MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Açıklamanın başında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı anarak, onların emperyalizme karşı tam bağımsız bir Türkiye kurmak için mücadele ettiklerini vurguladı.

MEB'İN YENİ MÜFEDAT TASLIĞINA ELEŞTİRİ: TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF BİLMEM NESİ

Yücel, Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Türkiye Yüzyılı Maarif" adıyla duyurduğu yeni müfredat taslağına ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Taslağın Türk milli eğitim sistemini laik ve çağdaş eğitimden uzaklaştırdığını savunan Yücel, şu ifadeleri kullandı:

"'Türkiye Yüzyılı Maarif bilmem nesi' adıyla yapılmaya çalışılan müfredat değişikliğiyle Türk milli eğitim sistemi, bilimin ışığında laik, çağdaş eğitimden hızla uzaklaştırılıyor."

Yücel ayrıca, taslağın sınav sistemiyle de bağdaşmadığını ve okul müfredatıyla sınavda çıkan soruların birbirini tutmadığını ileri sürdü.

Deniz Yücel, şöyle devam etti:

"Milli Eğitim Bakanlığı o kadar yozlaştı, yobazlaştı ve laçkalaştı ki ilkokul çağındaki bir kız çocuğunun okulda kayıtlı olduğu halde okula gelmeyişini, sadece sınav zamanlarında sakallı, cübbeli adamlarca okula getirilip özel odalarda sınavlara sokulduğu iddia ediliyor. Milli eğitim sistemimizi, küçücük yavrularımızın körpe zihinlerini ve geleceklerini kurban etmeyeceğiz."

İktidarın tarım politikalarına da değinen Yücel, uygulanan yanlış tarım politikalarının tarım işçilerini ve çiftçilerini mağdur ettiğini öne sürdü.

Yücel, tarım sektöründe büyük bir öneme sahip olan devlet kurumlarının siyasi müdahalelerle, liyakatsiz atamalarla atıl konuma getirildiğini iddia ederek, "Sonuç, Toprak Mahsulleri Ofisi, Et ve Süt Kurumu, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü gibi kurumlar olması gereken düzenleyici ve destekleyici etkiyi sağlayamıyor." değerlendirmesinde bulundu.

'AÇLIK SINIRI 17 Bin 725 Lira OLDU, HABERİNİZ VAR MI SAYIN VEDAT IŞIKHAN'

TÜİK'in nisan ayına ilişkin paylaştığı verilerin gerçeği yansıtmadığı belirten Yücel, İstanbul Ticaret Odası ile bu rakamların çeliştiğini vurgulayarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının temmuz ayında asgari ücrete zam verilmeyeceğini açıkladığını aktararak, şunları söyledi:

"Nisan ayı açlık sınırı 17 bin 725 lira oldu, haberiniz var mı Sayın Vedat Işıkhan? 'Ekonomi bir denge işidir' diye canhıraş savunuyorsunuz, bir tarafta açlık sınırının altındaki asgari ücretli, bir tarafta neredeyse açlık sınırının yarısı kadar aylık alan emekli, bir tarafta da lüks ve şatafat içinde 1 değil 3 değil 5 makam aracı yetmeyince 6'ncıyı alan yöneticiler… Şimdi soruyoruz, bu tabloda 'denge' nerde? 4 ayda açlık sınırının altına düşen asgari ücrete yapılacak zam mı bozuyor dengeyi ya da en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çekilmesi mi? Asgari ücretteki erime görmezden gelinemez."

Ayrıca Yücel, Antalya'daki teleferik kazası soruşturması kapsamında tutuklanan Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'ün bu ihmalin sorumlusu olmadığını vurgulayarak, serbest kalması gerektiğini belirtti.

'ERDOĞAN-ÖZEL GÖRÜŞMESİ ÜLKEMİZİN DEMOKRASİSİNDE ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞIDIR'

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüşmesine de Yücel, bu görüşmede Özel'in emekli maaşlarından asgari ücrete, Gezi tutuklularından tutuklu generallere, atanmayan öğretmenlere kadar önemli görülen sorunları paylaştığını kaydetti.

Yücel, konuşmasına şöyle devam etti:

"Genel Başkanımızın yaptığı bu ziyaret, hiç şüphesiz ülkemiz demokrasisinde önemli bir kilometre taşıdır. Diyalog kurulmayan, karşıt fikirlerin medeni bir şekilde konuşulup, tartışılmadığı siyaset anlayışı, hiçbir zaman olumlu bir sonuç vermemiştir. Bu diyalogsuzluğun ağır sonuçlarını ve bedellerini de, her zaman halkımız ve ülkemiz ödemiştir.

Kamplaştıran, kutuplaştıran, zehirli bir dil kullanarak ötekileştiren, rakibine ağır eleştiriler yöneltmekten başka hiçbir şey yapmayan siyaset kurumu, sorunlara çözüm üretme noktasında halka hiçbir fayda sağlamaz."