Tarihi Markiz Pastanesi'nin yeni ortağı Tekin Esen, Gerçek Gündem'e konuştu: İsme layık bir partner ile de yol alabiliriz

Markiz Pastanesi'ni satılan ortaklardan Tekin Esen, "Bu yaptığımız işler tabii ki bizden sonraki nesillere bu yapıları sadece yapı olarak değil, tarihi değerleri ve hikayelerini birlikte taşıyacak. İşte bu da bizim gururumuz" dedi.

Tarihi Markiz Pastanesi'nin yeni ortağı Tekin Esen, Gerçek Gündem'e konuştu: İsme layık bir partner ile de yol alabiliriz

İstanbul Beyoğlu'nda bulunan tarihi Markiz Pastanesi satıldı. Tarihi pastaneyi, daha önce Narmanlı Han'ı alan iş insanları Tekin Esen ve Mehmet Erkul aldı.

Markiz'in yeni ortağı olan Tekin Esen, Koruma Kurulu tarafından tescillenen pastanenin satın alma sürecini Gerçek Gündem'e anlattı.

Esen, "Markiz pastanesinin kurucusu Avedis Ohanyan Çakır İstanbul’da büyük sansasyon yapan ve zamanın en ünlülerinin keyif mekanı olan pastanesinin yeri, bir otomobil parçacısına satılınca bu çok özel tarihi binadan çıkmak zorunda kalır, gelen tepkiler üzerine binanın pastane olarak tescillenmesi ile parçacı dükkanı açılamaz. 2003'te Aksoylar’a satılan bina tekrar güçlendirilir, arka binalar ve otoparkın olduğu bina yeniden aslına uygun olarak inşa edilir, 2010'lu yılların başında binanın sahibi özellikle Beyoğlu bölgesinde çok sayıda gayrimenkul toplayan bir İngiliz Gayrimenkul Yatırım fonudur. Biz ise 2023 başlarında devreye girdik" dedi.

Esen, oğlu Ömer Esen'in, İngiliz firma ile ilişki kurduğunu söyleyerek, "Gerçekten çok istiyorduk ve isteğimizi oğlum Ömer gerçekleştirdi diyebilirim. Ortağım Mehmet Erkul ve ailesi ile 2023 yılında içinde paha biçilmez iki Art Nouveau seramik panonun bulunduğu şiirlere konu olmuş binayı şirketi ile satın aldık" diye anlattı.

Tarihi Markiz Pastanesi'nin yeni ortağı Tekin Esen, Gerçek Gündem'e konuştu: İsme layık bir partner ile de yol alabiliriz - Resim : 2

Esen şöyle devam etti:

"Markiz pastanesi gerçekten büyüleyici bir havası olan çok özel tarih kokan bir mekan . İnanılmaz romantik hikayeleri olan bir yer. Bu haliyle dahi etkilenmemek mümkün değil , sonbahar ve ilkbahar panoları, girişte sizi karşılayan vitraylar, zamana direnen mobilyalar ve haşmetli tavanı, avizeleri ile Markiz sizi alıyor ve şapkalı hanımların, takım elbiseli, kravatlı kibar beylerin lezzetleri halen anlatılan pastalar ve kahveler eşliğinde sohbet ettikleri o eski Beyoğlu günlerine götürüyor."

"TARİHİ BİNALARI YENİDEN HAYATA KAZANDIRMAK İSTEDİK"

Esen ve Erkul, 2013 yılında Narmanlı Han’ı alan ve restorasyon sonrası işletmeye açmıştı. Esen, İstanbul'daki tarihi metruk yapıların kurtarılmasını kendilerine misyon edindiklerini söyleyerek "Ben Tekin Esen ve ortağım Mehmet Erkul Beyoğlu’nda eski ve hikayesi olan anıtsal binaları metruk ve terkedilmiş halinden kurtarmak ve bu tarihi binaları yeniden hayata kazandırmak gibi bir misyon edindik. Bu misyon asla kâr amacı güdülerek yapılacak bir iş değildir, zira matematik çok daha kârlı işlerin varlığını işaret eder, ama birileri işte bu yaşanmışlığı, tarihi, hatıraları ve geçmişi tekrar hayata kazandırmalı, günümüzde yaşayan yerli-yabancı tüm insanlar bu değerlerle iç içe olmalı; eliyle, gözüyle ve kalbiyle o heyecanı duymalı" diye konuştu.

Esen, Markiz'in işletmeye açılıp açılmayacağına ilişkin olarak ise "Önceliğimiz tabii ki Markiz’i adı ile yaşatmak, bunun için bu isme layık bir partner ile de yol alabiliriz" yanıtını verdi.

Tarihi Markiz Pastanesi'nin yeni ortağı Tekin Esen, Gerçek Gündem'e konuştu: İsme layık bir partner ile de yol alabiliriz - Resim : 3

"BU BİZİM GURURUMUZ"

Esen, ünlü Ermeni mimar Balyan ailesine atıf yaparak "Bunun için bir Balyan ailesi olmamız tabii ki mümkün değil ama biz de elimizden geldiğince bu değerleri tekrar yaşanılacak yerler haline getirmeyi kendimize vazife edindik. Aslında Narmanlı Han’da bu örneklerin en ihtişamlılarından biri" ifadesini kullandı.

Esen, Narmanlı Han'da yaptıklarını şöyle anlattı:

"1831 tarihinde Rusya büyükelçiliği olarak yapılmasından sonra, Tolstoy’un dedesinin büyükelçilik yaptığı, Troçky'nin, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Aliye Berger gibi nice sanatçıların yaşadığı 1831'den kalma anıtsal binayı son zamanlarında yıkılmak üzere can çekişirken aldık ve bugün sadece Beyoğlu’nun değil İstanbul’un çok önemli bir çekim merkezi haline geldi. Avlusunda Bedri Rahmi kedisi ile Aliye Berger ve Ahmet Hamdi ayakta sohbet ederken, heykelleri ile o anları ölümsüz hale getirdik.

Bu yaptığımız işler tabii ki bizden sonraki nesillere bu yapıları sadece yapı olarak değil, tarihi değerleri ve hikayelerini birlikte taşıyacak. İşte bu da bizim gururumuz. Zaten hayattan bekleyebileceğimiz bizi daha fazla mutlu edecek ne olabilir ki?"

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
İstanbul